Doğan ÖZDEMİR

Doğan ÖZDEMİR

" EMEKÇİNİN KÖŞESİ "
[email protected]

Sevinmeyi Özlemişiz

07 Nisan 2024 - 12:29

Sevinmeyi özlemişiz; 31 Mart akşamı geç saatlere kadar içimizde bir şeylerin kıpır kıpır ettiği, gözlerimizin dolup boğazımızda tatlı bir tıkanıklık hissettiğimizde, TV’nin başında yarı şaşkın, ama mutlu oturmayı ne kadar çok özlediğimizin farkına vardık sonunda… Bu sevinci ne kadar da çok özlemişiz!

Kazanmayı özlemişiz. Birlikten kuvvet doğacağını, iktidarın her şey olmadığını, gücü belirleyenin halk olduğunu, halka rağmen hiçbir şey yapılamayacağını biliyorduk; ama gerçekleşmesini umut etmek yerine bunun için çabalamayı ve kazanabileceğimize inanmayı öğrendik.

En önemlisi korkuyu yenmeyi öğrendik! Doğruyu bulmayı, zorbalığın bir gün yıkılacağını, haklı olanın kazanacağını öğrenmenin sevincini özlemişiz.

Ve tüm bunları iyi yorumlayıp dersler çıkarmamız gerektiğini öğrendik şimdi… “Nerede hata yapılmıştı” sorusunun yanıtının bu seçimde gizli olduğunu anlamamız gerekiyor. Bundan sonra halkın gerçek isteğine yanıt verenin ayakta kalabileceğini, elimizdeki belediyelerde yapılan çalışmaların ne kadar doğru olduğunu bilerek sevindik, bu sevinci ve gururu özlemişiz.

Halkın siyaset adına kutsal değerleri, etnik kökenleri, inançları, hatta güvenlik görevlilerini bile kullananları anlayıp gereğini yaptığını gördük, utandık. Ama halkımızın çalışanları, örnek belediyecilik yapanları, özüne ve sözüne güvenilecek kişileri desteklendiğini görüp mutlu olduk, bizlere verilen desteğe çok sevindik; bu sevinci özlemişiz.

Bundan her siyasi partinin çok iyi dersler çıkarmasınıülke siyaseti açısından bekliyoruz. Doğruluktan dürüstlükten bahseden iktidarın seçim bittikten sonra eski huylarından vazgeçmediğini, hileye saptığını,aynı durumda olan illerden kendisinin itirazının kabul edilirken muhalefetin iktidarının reddedildiğini gördük! Van’da yaşanan olayın utancı da boyunlarında kalacaktır.

Muhalefet partilerinden bazılarının hayallerinde ülkeye sığmazken şimdi sadece tabelalarına sığacağını gösteren halkımıza minnet duyuyorum!Kimi liderlerin, 1999’da erken seçim çağrısı ile, ideolojisini bile yok sayarak desteğini her kritik dönemde sürdürerek AKP’ye iktidar yolunu nasıl açtığını, kimlerin adına ve ne uğruna yaptığını gördüğümüz bir partiden sonra; CB seçimlerinde kazanabilme şansı çok yüksekken, yaptığı anlamsız çıkışları bugüne kadar sürdürerek; aynı birincisi gibi birisinin de bir dava adamlığı değil, bir görev adamlığı yaptığını daha net gördük.

İpi birincilikle göğüsleyerek Türkiye Siyasi Tarihi’nde yerini alacak olan Sayın Özgür Özel ve CHP’sinin Yenilikçi/Değişim hareketiyle ne kadar öngörülü ve başarılı bir hamle yaptığını, yıllardır hasret kalınan birçok ilki başardığını gördük. Buhareket, kazanarak, CHP’yi kongreler, delege ağaları ve tapulu koltuk sahiplerinden kurtardı. Hem düşünce hem kişiler, daha çok çalışacak gençlerin ve kadınların lehine yenilendi.

Yaratılan başarılı CHP Belediyeciliği bir ders kitabı gibi oldu. Bunun sürekliliğini sağlamak için tüm halkımız tarafından alkışlanan ve desteklenen ünlü başkanlarımızdan oluşturulan bir tür “Danışmanlar Grubu” diyebileceğimiz, tüm belediyelerimizi inceleyecek, kontrol ve denetim yapacak, yanlış ve eksiklerini gösterip projeler sunacak bir üst örgüt kuruldu.

Övünerek söyleyebileceğim gibi; ilimizde sevgili Başkanımız Metin Gürbüz’ün de uyguladığı bir yöntem, belediyenin ödenekleri yerine çay, kahve, çikolata ve hatta yemeklerin parasının kendileri tarafından ödeneceği, halkın parasının halka harcanacağı bir CHP Belediyeciliği klasiği yaratıldı.

Halka en iyi, en ucuz, en hızlı ve en gerekli hizmetlerin, tüm il, ilçe ya da beldede yaşayanlara siyasi görüşüne bakılmaksızın daha önce de uygulandığı gibi eşit olarak verilmesi hedef alındı. CHP’li başkanlar, seçildikleri günden itibaren sadece CHP’nin değil, tüm vatandaşların başkanı oldu.

Bu arada halkın en güçlü silahı olan oyu ile neler yapabildiğine şaşırdığımız çok şeyler oldu.“Adıyaman’ı alıyoruz” diyen sevgili Genel Başkanımıza doğrusu pek inanamamıştım; ama Adıyaman halkı olmayacak bir şeyin nasıl olduğunu bize gösterdi! Üzerinde en çok durulması gereken bu durumun çok dikkatlice incelenip anlaşılması gerekiyor.

CHP çok uzun bir aradan sonra ilk kez birinci parti, AKP de ikinci parti oldu!

Sevindik; ama sevincimizi partizanca göstermeden içimizde yaşattık! Bunu bir taraftarı olarak onur duyduğum BJK’nin efsane başkanı Süleyman Seba’dan öğrenmiş biri olarak; şampiyon olduğu maçta soyunma odasında futbolcularının aşırı sevinç göstermemesini, öbür takımdakilerin üzüntüsüne saygı göstermesini istemesi gibi sevindik!

Sevinmeyi çok özlemişiz! Yavaş yavaş, hazmede hazmede ve dersler çıkararak, kimseyi rencide etmeden içten içe bu işe katkı veren tüm halkımızla birlikte sevinmeyi sürdüreceğiz. Ektiğimiz birliktelik, hoşgörü, huzur tohumlarının önümüzdeki sezonlarda da yeniden ekilerek gönlümüz gibi ülkemizi de bir sevinç bahçesi yapmaya kararlıyız.

Bu yazı 216 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum