Son seçim ve son şans!

Anayasa değişimi ve CB seçimi dönemlerinde halkımıza bu seçimlerin çok önemli değişimlere yol açacağını ve geriye dönüşün neredeyse olanaksız olduğunu, bu son şansı iyi değerlendirmemiz gerektiğini anlatmaya çok uğraştık. Ancak bu son şans iyi kullanılmadı ve tek adam rejimi tepemize oturdu. O gün “Bu son şansımız” dediğimizde “Her seçimde aynı şeyi söylüyorsunuz” diye bize kızarken başına geleceklerin farkına varamayan kişiler şaşkın durumdaydı… İyi-kötü var olan demokrasimizin ve Parlamenter Sistemin uçup gittiğini, ülkeyi artık tek bir adamın yöneteceğini içleri yanarak anlayabildiler.
Şimdi yine bu durumdan da daha çok tehlikeli bir “Bu son şansımız” seçimi bizi bekliyor. Yine bana kızabilir, yine aynı terane diyebilirsiniz. Ama emin olun ki bu seçimden sonra bir daha demokrasi adına şans kalmayacak, olanı da bu dönemlerden çok daha derinlere gömülecektir. Bu konuyu biraz açalım:
1—Solun tarihinde ilk kez seçim kazanarak CB olma ve mecliste çoğunluğu sağlama şansı doğmaktadır. Bu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük özverileriyle merkez sağ seçmenle kurduğu “İttifak” sayesinde oldu. Sağ ve sol, ancak ülkenin geleceği söz konusu olduğunda bir araya gelebilecek iki zıt kutupken, bu tehlike görüldüğünden araya bazı pürüzler girse de ilk etap başarıyla geçildi.
2—İlk kez bu ittifak ve dışarıdan gelen desteklerle oylar ülke genelinde ilk turda %1-2 farkla da olsa CB seçiminin kazanılacağını göstermektedir. Tüm gruplar elini taşın altına koyarak buna destek verirken taktiksel ve kişisel hırslarıyla yarışa katlan bazıları ise bu yolda birer engeldir. Yine de aşılabileceğini umuyorum. Eğer seçim ikinci tura kalırsa meclis çoğunluğu çok belirleyici bir faktör olacak diyebiliriz.
3—CB seçimini almak, eğer meclis çoğunluğu da alınamazsa “Topal Ördek” olmak demek olacaktır! Bu durumda “Biz de onlar gibi ülkeyi antidemokratik KHK’lerle yönetiriz” diyenler çok yanılır… Önce demokrasi dışı bu eylemi bizler onaylamayız; ikincisi mecliste bu KHK’ların onaylanması zorunludur. Çoğunluğunuz yoksa hiçbir KHK geçerli olamayacak, reddedilecektir. İktidar için yeterli olsa bile demokratik Parlamenter Sisteme geçebilmek için Anayasa değişikliği gerekeceğinden 400 oya, referanduma gidebilmek için 360 oya, hükümet için 301 oya gereksinme vardır.
4—Bu nedenle “Bir oy buna, bir oy şuna” deme lüksümüz yoktur! Tüm muhalif, yani demokrasi çizgisinin bir tarafında bulunan parti ve kişilerce iktidar için oy kullanılması “Son şansımız” olacaktır.
5—Çoğunluk sağlanamadığında muhalefetin CB ve AKP’nin iktidar olduğu bir sistem oluşabilir. Bu durumda zaten muhalefet biter! 360 altında bir oyla yasa değiştirme yetkisi de olamayacaktır. İktidarın bu güne kadar 20 yıldır “Kabul edenler- etmeyenler” konusunda ne kadar uzman olduğunu öğrenmiş olmalıyız… Bu durumda verilen vaatlerin hiçbirini yapamayacak bir iktidar da olunabilir. İşte en büyük tehlike budur! Halkın gözünde yüzlerce vaat yerine getirilemeyecek ve çok büyük bir güven kaybına yol açacaktır. O zaman ise AKP için muhalefeti perişan etme ortamı doğacak ve kaybettiği seçimin intikamını çok fazlasıyla geri alabilecektir. Bu sonuç asla göz ardı edilmemelidir.
Sonuç olarak her bir oyun altın değerinde olduğu “Bu son şansımız” olacak bir seçime giderken kişisel egolarımıza teslim olmayalım. Ülkenin ve demokrasinin geleceği bu seçimlerdedir. “yok, ön seçim yapılmadı, yok bu aday yetersiz, sevilmiyor, yok ben partinin dayatmasına uymak zorunda mıyım?” gibi haklı görünse de sonucu etkilemeyecek veya olumsuz etkileyecek kişisel çekişmeleri bir tarafa bırakmanın tam zamanıdır. Yoksa hem seçim kazanıp hem iktidar olamamanın ne büyük sıkıntılar yaratacağını yaşayarak göreceğiz.
Aklın yolu birdir ve bu gerçekten “Son seçim ve son şanstır!”

NOT: 1- Ajans Sinop okurlarına merhaba… Bundan sonra haftada bir gün köşe yazım ve kitap tanıtımı ile sizlerle birlikte olacağım. Umarım iyi bir iletişimimiz olur.
2- Yazım hazırlandığında Erzurum ve Konya’da yaşanan olaylar seçimin 2. Tura kalmaması için bize çok büyük uyarı değil mi? Bunu ayrı bir yazıda değerlendiririz.