Muhalefet kanadının seçim kazanmak diye bir derdi yok, iktidar kanadı ise sırtını reisine dayamış yan gelip yatıyor.
Seçim tarihinin, gayri resmi olarak 14 Mayıs 2023 olarak açıklanmasının ardından 11. görüşmesini gereçekleştiren altılı masanın, altına üstüne sağına soluna bakanlar yine bir aday göremediler.
Ekrem İmamoğlu , Mansur Yavaş ve Meral Akşener’in öngörüşme yaparak Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermeleri dışında önceki on görüşme sonrası yapılan klasik açıklamalar ve mutabakat metni tanıtım şovu yapıldı.
İktidar cephesinin aday açıklanması ısrarına karşın, muhalefet cephesinde aday sır gibi saklana dursun, atı alan üsküdarı geçmek üzere…
Seçime şunun şurasında üç ay gibi bir süre kaldı….
İktidar, bir yandan muhalefeti her hafta farklı bir gündemle siyaset dışına çekerek ipteki cambaza baktırıyor, diğer yandan meydan meydan, şehir şehir gezip yaptıkları projeleri halka anlatıyor.
Ak Parti Meydanlarında dikkat çeken bir diğer konu ise kullanılan üslup, 15 Temmuz ve Fetö söylemlerinin yerini şimdilerde “halka hizmet” “milli projeler” “ortadoğuda güçlü liderlik” temaları işleniyor.
Muhalefet, her seferinde Ak Parti’nin milli projeler zokasını yutuyor ve sonradan açıklama getirmek zorunda kaldıkları söylemleri yinelemeye devam ediyor.
Seversiniz ya da sevmezsiniz ama ortada bir gerçek var, dünyanın hayret içinde ağzı açık izlediği, savaşan ülkelerin şarkı bestelediği savunma sanayi projlerine sahip çıkmak yerine polemik yapacak açıklamalar ile seçim mi kazanacaksınız?
Bir de kanal kanal gezip; her bir savunma sanayi projesini masaya yatıran emekliler furyası var. Peki soruyorum size eleştirdiğiniz hangi projeye alternatif bir çözüm ürettiniz?
Birileri, yaptığı projeleri nasıl engellemeye çalıştığınızı, meydan meydan gezip anlatırken beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama yapılan projeleri eleşetirerek mi halkta karşılık bulacaksınız?
Halktan uzak kaldığınız bir gerçek de bari seçim dönemlerinde topuklu ayakkabılarınızı giyip boyalı yüzlerinizle köylere gitmeyin, gidemediğinizi ekranlarda haykırmayın,
Son günlerde batılı devletlerin, diplomatik misyonlarını garip bir şekilde art arda kapatmaları karşısında muhalefet dut yemiş bülbüle dönmüş, biri de çıkıp “Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ortada bir tehdit varsa bunu Türkiye ile paylaşın” demiyor, iktidar kanadı ise sert açıklamalar ile konuyu politize ederek iç siyasete malzeme yapıyor.
Size ne yapacağınızı söyleyecek değilim ancak ne yapamadığınızı ve halkın ne dediğini, ne düşündüğünü söylemek hem vatandaşlık borcum hem toplumsal sorumluluğum.
Biz halka sorduk, halk da “2023 seçimlerinden umutsuzum, gelecekten beklentim yok, geçinemiyorum, siyasi parti ayırt etmeksizin seçim zamanı yanımıza gelen siyasetçileri bir sonraki seçime kadar gören yok, derdimizi dinleyen yok, bırakın iktidara muhalefete dahi sesimizi duyuramıyoruz.” dedi.
Halk seçim değil geçim derdinde, evine götürdüğü üç ekmeğin ikiye düşmesinin derdinde, laf değil icraat peşinde,
Bırakın tatile gitmeyi haftasonu, bulundukları şehirdeki köylerine gitmek için üç kez düşünüp, hesap kitap yapmakta,
Emekli olmasına rağmen bir işte çalışmak zorunda bırakılmayı kendilerine yapılmış bir zulm olarak görmekte.
Halk gülmeye hasret, ortada bir stres, bir öfke, bir panik, gençlerde sosyofobi, anksiyete ve psikolojik sorunlar had safhada,
Halk, siyasetteki akıl dilinin sert ve keskin hale gelişinden, her konunun politize edilerek ötekileştirilmesinden rahatsız,
Halk vatan hainliği gibi ağır bir suçun itibarsızlaştırılarak ele ayağa düşürülmesinden, milli ve manevi değerlerin hunharca katledilmesinden rahatsız,
Ülkeyi yönetenlerin ve muhalefetin ulusal ve uluslararası meselelerde dahi tek vücut, bir duruş sergileyememesine kırgın,
Uyarmadı demeyin “çoban kulubesinde uyuyup padişah rüyası görmekle” bu seçimi kimse kazanamaz.