Hoşgörü insan ilişkilerinde tartışılmaz en önemli unsurlardan bir tanesidir. İnsan olarak hepimizin mutlaka yapmış olduğu hatalar ve yanlışlıklar olacaktır. Bu yanlış ve hataları hoşgörü çerçevesi içerisinde birbirimizi kırmadan ve incitmeden çözüme kavuşturmak temel ilkemiz olmalıdır. Her insan kendine mahsus bir fikir ve düşünce yapısına sahiptir. Bu fikir ve düşüncelerimizi yine birbirimizi üzmeden medeni bir şekilde başka bir kişi ile paylaşmak veya tartışmak hoşgörü içerisinde olmalıdır. İnsanlar arasında hiç hoş olmayan bir davranış biçimi var ki bazı kişiler sohbet veya tartışma esnasında kendi fikirlerini zorla karşı tarafa kabul ettirme yanlışlığı içerisine girerek kendi görüşlerinin ve düşüncelerinin doğru olduğunu iddia ederek veya sanarak karşısındaki kişilerin düşünce ve fikirlerine değer vermeyerek hoşgörü kurallarını çiğnemiş oluyorlar. Halbuki karşılıklı yapılan iyi niyetli sohbetler esnasında insanlar birbirlerinin fikirlerinden faydalanması veya yararlanması sonucunda daha güçlü bir ortam yaratılarak sorunların çözülmesine yardımcı olunur. Bu durumda insanlar arasındaki güven bağının daha güçlenmesine neden olacağından hoşgörü ve dostluk her zaman ön plana çıkarak dostlukların daha güçlü olması sağlanır.
Hoşgörünün ana temelinde yatan tek neden ise sevgi ve saygıdır. Sevginin olduğu her yerde ve her alanda mutlaka hoşgörü saygınlığı vardır. İnsanlar sosyal bir varlık olduğuna göre toplu halde yaşamak zorunda olduğundan fikir ve düşünce çatışmasına imkan vermeden hoşgörü kurallarını işleterek barışçıl bir beraberliği böylece yakalamış oluruz. Toplumla yaşamanın mutlaka bazı zorlukları olacaktır. Her şeyden önce görüş ve fikir ayrılığı yaşanacağından burada yapılması gereken tek şey ise insanların fikir ve görüşlerine saygı duymaktır. Bunu yapabildiğimiz müddetçe hem toplumsal barışı hem de toplumsal huzuru böylece sağlamış oluruz. Diğer bir önemli konu ise farklı kültürden ve çevreden gelerek bizimle yaşamak zorunda olan kişilerin ortama uyum sağlayabilmesi için mutlaka bir zamana ihtiyaç vardır. Bizlerinde onlara yardımcı olabilmemiz için bilmeden yapmış oldukları hataları ve yanlışlıkları hoşgörü kavramı içerisinde değerlendirerek ortama daha çabuk uyum sağlamalarına yardımcı oluruz.
Hoşgörü insan ruhunda oluşan muhteşem bir duygudan ibarettir. Bu duyguyu bazı insanlar derinden hisseder, bazı insanlar ise fazla umursamazlar. Hoşgörü kavramının içinde dürüstlük vardır, sevgi ve saygı vardır, her şeyden önce ahlaki kurallara uymak ve doğru olanı yapmak vardır. Hoşgörünün diğer bir olumlu tarafı ise hiçbir menfaat gözetmeksizin insanlara yardımcı olmaktır. Diğer taraftan hoşgörü kavramını iyi kullandığımızda insanlar arasındaki samimiyet duygusu güçleneceğinden her türlü istenmeyen olayların önüne de böylece geçmiş oluruz. Hoşgörülü insanların adalet terazisi her zaman doğru olanı tartar. Hile ve sahtekarlık yaparak haksız kazanç sağlamak veya insanları kandırmak ahlaki kuralların ve hoşgörü duygusunun tamamen dışında gelişen olaylardan ibarettir. Hoşgörü duygusuna sahip olan insanların hiçbiri bu ahlak dışı olayların içinde bulunmazlar. Hoşgörülü insanların rehberi doğruluk ve dürüstlüktür. İnsanın ruhundaki hoşgörü her zaman güzelliğin bir belgesi olmuştur.
Bazı olaylar karşısında hoşgörülü olmak neredeyse imkansız oluyor. Bazen insanın karşısına hiç istemediği veya sevmediği bir durum çıktığında o zaman hoşgörü kavramı ikinci planda kalabiliyor. Her insanın kendine edinmiş kuralları ve kırmızı çizgileri vardır. Yaşam boyunca kendine rehber edinmiş bu kurallar çiğnendiğinde hoşgörülü olmakta bazen imkansız olabiliyor. Yalan konuşan bir insana, haksızlık yapan bir kişiye, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden bir insana veya vatana ihanet eden kişiye hoşgörülü olma imkanı var mıdır. Ayrıca, kendini başka insanlardan üstün görme hastalığına yakalanmış, saygı ve sevgiyi tamamen kaybetmiş, anne ve babaya karşı kötü davranarak onları üzen insanlara hoşgörülü olmak ancak kötü ruhların ve düşüncelerin esiri olmak demektir. Onun için bu zihniyete sahip olan kişileri doğru yola getirmek insan olarak görevimiz olmalıdır.
Hoşgörünün diğer temel ilkesi ise başka bir insanın veya kişinin savunduğu düşünce veya fikirlerine karşı güç kullanmamaktır. Düşünce ve fikir özgürlüğü çerçevesi içerisinde zor kullanılarak değil de karşılıklı fikir alışverişinde bulunularak doğru karar almak bizlere doğruyu bulmamıza yardım edecektir. Arkadaşlık ve dostlukların gelişmesini sağlayan en önemli faktör hoşgörüdür. Aile ortamında hoşgörünün her zaman ön planda tutulması sevgi ve saygının oluşmasına neden olacağından aileye mutluluk getirecektir. Burada en büyük etken anne ve babanın çocuklarına karşı davranışları, çocukların anne ve babaya karşı sorumlulukları hoşgörü kuralları işletilerek karşılıklı anlayış içerisinde olursa o aile bağları çok güçlü olacağından her zaman hayata bakış açıları ve mutlulukları daimi olacaktır. Hoşgörü zenginliğini iyi yönde kullandığımızda karşılıklı olarak hem kendimizi hem de karşımızdaki insanı böylece mutlu etmiş oluruz. Her insanın anne ve babasına karşı HOŞGÖRÜLÜ OLMASI kutsal bir görevdir.