CODA, Children Of Deaf Adults kısaltması olan ve ebeveyni sağır/dilsiz olup kendisi normal olan; iki dil ve iki kültür ile büyüyen çocuklardır.
Coda olan çocuklar, anne ve babalarının dili ve kulağı oluyor. Küçük yaşta sorumluluk alarak anne ve babalarının dış ilişkilerinde köprü görevi görüyorlar. Bunlardan bazıları; çalan kapı ve telefonlara bakmak, onları doktora götürmek vb. olabilir.
Onlarla iletişime gelince; çocuklar aslında çok zekiler ve bazı şeyleri hissedebiliyorlar o yüzden konuşurken yüzümüze bakar ve konuşmalarına mimiklerini de katarlar. Bir şey istediklerinde bunu kolayca ifade edebilirler. Evde işaret dili yoğunluktaysa işaret diliyle birlikte çift dil ile büyüyorlar.
Yıllar önce bir sosyal platformda, coda olan arkadaşların fikir ve düşüncelerine başvurmuş ve bana tanımını yapmalarını istemiştim. Aldığım cevaplar duygu doluydu, onlar:
Coda demek, önce işaret dili sonra anadil öğrenmek demektir.
Anne ve babasına anne-babalık yapmak demektir. Coda, onların dili ve kulakları olmak; doğumdan ölüme kadar.. Coda olunmaz, coda doğulur.
Coda demek, daha 2-3 yaşında telefonlara bakmak, anne-babayı doktora götürmek demektir. anne babana laf söylendiğinde sadece senin duyman, senin savunman demektir. Her yerde onların kulağısın demektir.
Coda demek, ailenin tüm sorumluluğunu almak, onlar Tv sesini duymuyor diye Tv yi sessiz izlemek, dışarı çıktıklarında başlarına bir şey gelmesin diye bol dua etmek ve endişelenmek.
Coda demek, konuşmayı öğrenmeden önce işaret dili ile tanışmak, hiçbir zaman çocuk olamamak ve yetişkin iki insana ana-baba olmak, arkadaşları ve oyuncakları ile oynamak yerine onlarla vakit geçirmek.
Coda olmak, doğduğun andan itibaren sessiz bir dünyaya ses olmak ve hayatta hep bir mücadele, hep bir olgunluk içerisinde hareket etmek..
Coda demek, küçük yaşta ailenin bütün yükünü sırtına almak demek, kendi kendini yetiştirmek, her şeyi öğrenmek..
Coda olmak demek, henüz 5.5 yaşında okula başladığında okulun ilk günü sıra arkadaşının annesine seslendiğini duyduğunda onun annesinin cevap vermesine şaşırmak demek..
Coda olmak, yalnız olmaktır. Kardeş varsa ne mutlu, hayatı kardeşlerinle göğüslemek demek. Daha dünyaya gelirken hayattan mutluluk alacaklı olmak, tek avantajı işaret dili tercümanlığı yapmak ve bununla hayatın bana borcunu ödediğini düşünüyorum.
diyerek özetliyorlar.
Gerçekten coda olmak kolay bir şey değil, büyümüş te, küçülmüş derler ya, onun gibi bir şey..
Tüm Coda’lara bizden selam olsun. Sinop’tan selam ve sevgiler..
Gül Ustabaş GENÇ
Sinop Kent Konseyi Engelli Meclis Başkanı