Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

25 GÜNLÜK OTURMA EYLEMİ VE SINIFTA KALANLAR !

12 Haziran 2022 - 09:28

Son yazımda Sinop Emek,Barış ve Demokrasi Platformu tarafından Sinop Kent Meydanı, Millet Bahçesi / Kıraathanesi projelerine dikkat çekmek ve protesto etmek için yaptığı 25 günlük OTURMA EYLEMİNİN genelde olumlu yanlarını belirmiştim. 
Bir de madalyonun tersi var. İsterseniz şimdi o tarafa bir bakalım. 
Bir ülkenin, bir kentin 4. gücü basındır. Ülkede ulusal basın, kentlerde yerel basın halkın haber alma hakkını özgürce yerine getirirse çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmasında çok önemli katkı sunarlar. Halkı bilgilendirme görevi bağımsız,  tarafsız basının asli görevidir. Ülkemizde durum böyle midir ? Ne yazık ki basımızın neredeyse % 90' ı taraflıdır, yandaşdır. 
Ayrıca, ülkemizde en örgütsüz, sendikasız kesimde yine gazetecilerdir. 
Bu arada kentimizde durum farklı mıdır ?
Çokda farklı değil ne yazık ki. 
Yerel basının sorunları çok büyük aslında. Siyasî iktidar resmi 
ilanları bir cezalandırma aracı olarak kullanıyor. 
Bu nedenle yerel basınımız 25 günlük oturma eylemini görememiş,haber bile yapamamıştır. Sadece AjansSinop hariç. AjansSinop' a, Deniz Özen' e ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. 
Diğer arkadaşlarıma, yerel basındaki arkadaşlarıma bu kez sınıfta kaldıklarını söylüyor, bundan sonraki çalışmalarımızda aramızda görmek istediğimizi de belirtmek istiyorum. 
Bir de olayları, gelişmeleri, eylemleri sesizce izleyen, ancak konuşmaya başladıklarında kendilerini demokrat olarak tanıtan bir zümre var. 
Ben hayretle ve üzülerek izliyorum bunları. Önceki yıllarda haksızlığa tahammül edemeyen,gençlikleri deli-dolu geçen arkadaşlarımızı gerçekten üzülerek  izliyorum. Neden mi ?
Arkadaşımız Hale Oğuz bireysel olarak iki eylem gerçekleştirdi.
Birinci eylemi ile Atatürk anıtının etrafındaki kaide taşlarının hoyratça kırılmasını protesto etmişti. 
İkinci eylemi ise ağaçların korunması için elinde keser ile beton kalıplarını ve betonları kırma eylemi idi. 
Her iki olayda dikkatimi çeken ve beni hayretlere düşüren ve üzen, bu eylemlerde, kentimizin güzide simgesi olan Şehir Kulübünde bulunan arkadaşlardan bir tanesinin bile çıkıp destek amacı ile Hâle Oğuz' un yanında yer almaması idi. Bir KADIN eylem yapacak, ona engel olmaya çalışan şirket patronları ve polis ile tartışacak, kentin simgesi olan bu yapıdan kimse çıkmayacak. Olacak iş mi ? Ama oldu. Bir kişi çıkıp destek amacı ile müdahale etmedi.
Eski günleri hatırlıyorum da, nerede bir haksızlık, sataşma, laf atma olsa, hele hele bunlar bir kadına yapılsa anında müdahale edilirdi. 
Nerede şimdi o günler ? Nerede şimdi o insanlar ? Neredeler ?
İşte sınıfta kalan ikinci kesim bu eylemlere sessiz kalanlardır. 
25 gün hemen yanı başında oturma eylemi yapanları birkaç kişi dışında ziyaret etmeyen arkadaşların durumlarına aslında sadece üzülüyorum.
Örnekler çoğaltılabilir. Sınıfta kalanların sayısı artırılabilir. Örneğin, Uğur Mumcu meydanı, Atatürk caddesi, Gazi caddesi esnafı ve sakinleri. Aslında en çok mağdur olan, toz toprak içinde işlerini yürütmeye çalışan, evlerinin camını açamaz duruma gelen, ancak kendileri için mücadele edenleri bir kez dahi ziyaret etmeyen,destek  vermeyen semt halkı.
Onlarda sınıfta kalanlardır. 
Sonuçta bir tek söz söylemek kalıyor bana ;
HER ULUS LÂYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNETİLİR...!

Bu yazı 782 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum