Gün geçmiyor ki, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortaya yeni bir sözcük koymasın, muhaliflerine neredeyse hakarete varan sözler söylemesin. Her söylediğinin ve her yaptığının sonrası “eh artık bundan öteside yoktur” deriz ancak o yine de, yeniden bir şeyler bulup ortalığı yangın yerine döndürebiliyor.
Son yarattığı TELEF OLUYORLAR deyimi yine ortalığı fena karıştırdı açıkçası.
NE DEMEK TELEF OLMAK?
Birkaç anlamı var. Hepsi de birbirini tamamlar nitelikte aslında;
*GEREKSİZ YERE, BİR HİÇ UĞRUNA ÖLMEK.
*BOŞ YERE HARCAMA, YIPRATMA.
*YOK ETME, MAHVETME, ÖLDÜRME.
Peki, ne demişti Erdoğan; ”Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olup gidecek?”
Erdoğan’ın bu cümleyi kurmasının nedeni ne olabilir diye kafa yoruyor muhalifler. Bu cümlede bir acıma mı var, tehdit mi var, hakaret mi var?
Baştan şunu söyleyelim, Erdoğan’ın tüm ayarları bozulmuş durumda. Artık sadece gündem yaratmak için söz söyleyemiyor, sayıları her gün artan protestocular karşısında çaresiz kaldığı açıkça görülüyor. Ve bundan sonrası da sözde kalmayıp karşı eylemlere her an dönüşebilecek durumda gibi. Daha önce de belirtmiştik, dilerim dikkate alınır, bir yandan Hizbullahçıların serbest bırakıp şehir şehir mitingler düzenlemelerini, şeriat çağrısı yapmalarını siyasi iktidarın tam bir sessizlik içinde izlemesi, hatta hiç müdahale etmediğine göre ellerini ovuşturarak izlemesi, diğer yandan CHP mitingleri öncesi provokasyonların giderek artmasına, müdahalelerin sertleşmesine, gözaltların ve tutuklamaların artmasına özel destek vermesi kaygılarımızı destekler niteliktedir.
Yine dönelim TELEF OLUP GİDECEKLER sözüne;
*Telef olmak, günümüzde çoğunlukla hayvanların ölmesi, öldürülmeleri olarak tarif edilir. Bu açıdan baktığımızda bir hakaret olarak da algılanabilir.
*Diğer taraftan yok etme, mahvetme, öldürme olarak da algılanabilir ki bu çok ciddi iddia olur ve açıkçası suçtur.
*Bir başka açıdan bakış, boş yere harcanma, yıpranma, gereksiz yere, bir hiç uğruna ölme gibi algılanır ve siyasi iktidarın yeni bir taktiği olarak muhalefet tarafından değerlendirilir.
Bu algıların aslında birbirinden çok farkı yoktur bence. Her bir algı, içinde suçu, azmettirmeyi, tehdidi, alay etmeyi, çabanın beyhude olduğunu ifade etmeyi barındırıyor bence.
Asıl dikkate alınması gereken nokta, hangi yolda olanlar için söylenmiş olmasıdır; “Bakalım Cumhurbaşkanlığı HEVESİ YOLUNDA daha kaç CHP’li TELEF OLUP GİDECEKTİR?”
Yani diyor ki Erdoğan; “Boşuna hiç kimse Cumhurbaşkanlığı için HEVES etmesin, ben ne dersem, ne istersem o olacaktır.”
Bu görüş tabii ki kendisini ve etrafındaki bir avuç yandaşını bağlar. Karşısında milyonlar varsa ve bu milyonlar özellikle son 25 yıldır yaptıkları hataları yapmazlarsa siyasi iktidarın ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin artık sona yaklaştığı görülmelidir.
Unutmamalıdır ki, siyasi iktidarın, İslami yönetim biçimini yerleştirmeye çalışanların en önemli özellikleri TAKİYYECİ olmalarıdır. Ve ülkeyi 23 yıldır çoğunlukla TAKİYYE yaparak yönetiyorlar ve başarılı da oldular kendilerine göre.
Halkımız bu anlayışın bedelini çok ağır ödedi, ödemeye de devam ediyor.
YOKSULLUKLA ödüyor, YALANLARA inandığı için ödüyor, YOLSUZLUKLARI izleyerek ödüyor.
Bence Erdoğan fena halde yanılıyor. Bu kez artık kimse TELEF OLMAK, TELEF EDİLMEK İSTEMİYOR.
HELE Kİ CUMHURBAŞKANLIĞI VE PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ İÇİN!
VE O SANDIK YA GELECEK, YA GELECEK!
ÇÜNKÜ OLAYA ARTIK HALK EL KOYMUŞTUR!