GÜNDEM! BAYRAM HARÇLIĞI VE BARIŞ SÜRECİ!
Önce BAYRAM HARÇLIKLARIMIZA bir bakalım. Ana muhalefetin zorlaması ile yaşamımıza giren ve dini bayramlarda emeklilere verilen HARÇLIK, üç bin TL’den dört bin TL’ye çıkarıldı bu sene. Ne mutlu bize ki tam BİN TL’lik artışı fazlası ile LAYIK gördüler emeklilere. Öncelikle, başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve ekibine minnettar olduğumuzu belirtmemiz gerekir. Her zaman söylüyorlar, emekçilerin, emeklilerin ücretlerine ne zor koşullarda zam yaptıklarını açıklıyorlar. Bütçe açıklarının nedeninin biz emekçiler, emekliler olduğunu sürekli bize hatırlatıyorlar. Ancak, emeklilerin emekli aylık ve ödentilerinin GENEL BÜTÇEDEN değil, çalışırken Sosyal Güvenlik Kurumuna ödedikleri PRİMLERİN karşılığı olarak SGK’dan aldıklarını bir türlü ağızlarına almıyorlar. Tüm çalışma yaşamımız boyunca kesilen PRİMLERİMİZ değişik biçimlerde değerlendirilerek emekliliğimizde bizlere EMEKLİ AYLIĞI ve İKRAMİYELERİ olarak ödenmektedir. YANİ EMEKLİLERE VERİLEN HER KURUŞ ANALARIN AK SÜTÜ KADAR HELALDİR!
Ancak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ERDOĞAN’ın daha önceleri olduğu gibi son açıklaması da EMEKLİLERİ yok saydığının kanıtıdır. Bir gazetecinin BAYRAM İKRAMİYELERİ konusunda sorduğu soruya, neredeyse azarlayarak verdiği cevap; “Tamam açıklandı, sen beni DOLMUŞA MI GETİRMEK İSTİYORSUN? 3 bin TL’den 4 bin TL’ye çıktı. DAHA NE OLACAK?”
Minnettarız Sayın Erdoğan, biz bu kadarını hak ediyoruz ki, emeklilere biçtiğiniz değer de bunu gösteriyor. “Dolmuşa getirmek” değerlendirmesi ise tam KASIMPAŞALI tavrı oldu.
Yine de size bir şiirden bir bölüm hatırlatmak isterim. Neden mi? Çevrenizdeki EFENDİLERE (!) dikkat etmeniz için;
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştia sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin,
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bu günkü mideler kavi, bu günkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak!
TEVFİK FİKRET ne de güzel GÖRMÜŞ bu günleri de?
BARIŞ SÜRECİ(!) ile ilgili bir şeyler yazacaktık değil mi?
Ortalık yangın yeri gibi olduğundan ne tarafa bakacağımızı şaşırmış durumdayız. Nasıl yorumlayacağız bu görüşme trafiğinde yaşananları?
Ben sosyalistler açısından bakıyorum yaşananlara. Diğerleri tabii ki ilgilendiriyor beni. Faşistler, dün TERÖRİST BAŞI, BEBEK KATİLİ dediklerine, ER MEYDANLARINDA darağacı İPİ attıklarına bugün ZEYTİN DALI uzatmış durumdalar. Birdenbire BARIŞ ELÇİSİ oldular. Nasıl yani? diye sormadan edemiyor insan. AKP’nin politikasını biliyoruz. Onlar için önemli olan ÜMMET! Gerisi hiç önemli değil.
Peki, solcular, sosyalistler nasıl yaklaşıyorlar yaşananlara? Sadece “Ulusların kendi kaderlerini belirleme haklarından” yola çıkarak yaklaşıyorlarsa, ulusların bu hakkı nasıl kullanmaya çalıştıklarına bakmaları, kimlerin süreci yürüttüklerini bilmeleri ve sadece ülkemiz açısından değil tüm ORTADOĞU üzerinden değerlendirmeleri gerekir. Suriye’nin ESAT’tan kurtuluşunu sevinç içinde karşılamak yerine, yerine ikame edenlere ve ilk günlerden itibaren girişilen soykırımlarına, Suriyeliler üzerinde estirilen baskı ve şiddete bakmak gerekir.
Unutmayalım, Suriye Devlet Başkanı daha geçen aya kadar başına ödül konularak kırmızı bültenle aranan bir TERÖRİST (!) idi. İsrail açıkça Suriye topraklarını İŞGAL etmektedir. Amerika’nın bence deli BAŞKANI’nın neler söylediği, neler yaptığı ve yapabileceği unutulmamalı. Ülkemizin siyasi iktidarının derdinin de sadece ÜMMETÇİLİK olduğunu, TEK ADAM yönetimini ısrarla sürdürmek istediğini biliyoruz. PUTİN’in ve ZELENSKİ’nin yarın ne yapacakları belli değil.
Tüm bu koşullar altında SOSYALİSTLERİN, SOSYAL DEMOKRATLARIN, tüm demokrat örgüt ve yapıların bir araya gelerek çözüm üretmek gibi ACİL görevleri vardır.
UNUTMAYALIM! YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!