Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA

19 Haziran 2023 - 18:37 - Güncelleme: 21 Haziran 2023 - 12:44

“ Aldırma “ diyeceğim kendime ama istemesem de gözüm takılıyor, kulağım duyuyor. “Haklılar” diyorum, vicdanım sızlayarak.

Ne demiş Sabahattin Ali dizelerinde; “ Görmesen bile denizi, yukarıya çevir yüzü, deniz gibidir gökyüzü, aldırma gönül aldırma”.

Üstad kendine ve konumuna uygun bir çözüm bulmuş, duygularını dizelerine yansıtmış. Çünkü cezaevinde yatan için dışarı çıkıp denizi görme imkânı olmaz. O da kendini rahatlatırcasına hayal gücüne sığınmış, denizi gökyüzünde aramış.

“Denize tutunan kent”te yaşıyoruz. Ne güzel tarif ediyor kentimizi değil mi? 

“Denize tutunan kent”!

Eh şimdi gel de ALDIRMA! Yaşadığın alanları, yürüdüğün yolları, oturduğun parkları, girdiğin denizi, mendireği, yaya kaldırımlarını, park ve bahçelerini ve de ÇOCUK OYUN PARKLARI ile genç-yaşlı hemşehrilerimizin spor yaptıkları alanları gör de ALDIRMA! Siyasi iktidarın TOKİ aracılığı ile yaptığı MİLLET BAHÇELERİNİ, KENT MEYDANINI gezdikçe gel de ALDIRMA! Kent Kıraathanesi olarak hazırlayacakları JANDARMA BİNASINI gördükçe ve önünde kaidesi duran, ancak nerede olduğu bilinmeyen ATATÜRK BÜSTÜNÜ hatırladıkça gel de ALDIRMA! Adliye önünden başlayıp iskele başında biten ve araçlarda lastik-rot balans bırakmayan, araç içindeki hamile bayanların doğurmasına yardım eden, engellilerin akülü sandalyelerini kullanmalarını imkânsız kılan, kadınların topuklu ayakkabılarına izin vermeyen TAŞ döşeli yolu düşündükçe gel de ALDIRMA!Açık hava müzesi olacak kadar altından tarihi eser çıkanalanın ucube dükkânlar ile yok edildiğini gördükçe gel de ALDIRMA! Ve Üç tarafı deniz ile çevrili, yarımadaya oturmuş kentimizde denizi görebilmek için önüne konulan engelleri biliyorsan gel de ALDIRMA!

Daha çok şey yazılabilir, yazılmalıdır da! “Söz uçar, yazı kalır” demişler büyüklerimiz. Ne de güzel söylemişler. Ancak, biz söylüyoruz UÇUYOR, yazıyoruz gerçekten kalıyor ama sadece YAZILDIĞI YERDE!

Sabahattin Ali, kendine yine kendince bir çözüm üretmiş hücresinde. Biz özgür olduğumuz halde bir çözüm üretemiyoruz her nasılsa. Her zaman soruyorum kendime; “ Avuç içi kadar yerde bu kadar sorun nasıl olabilir?” diye. 

Olabilir sevgili kardeşim, nasıl olmasın ki? Seçtiğini denetlemiyorsun, seçmeden önce neden adaylar konusunda söz sahibi olmadığını sorgulamıyorsun, resmi kamu görevlilerinin hükümetin değil devletin görevlileri olduklarını kendilerine hatırlatmıyorsun, kent içinde veya dışında yolun bir yanının bir kamu kurumuna, karşı tarafının bir başka kamu kurumuna ait olduğunu söyleyenlere boyun eğiyorsun, sahillerin işgaline, işgal edenlerin ecr-i misil yani CEZA ödediklerini, ödemelerinin KİRA OLMADIĞINI bildiğin halde göz yumuyorsun, kent içinde park yeri bulmak için kilometrelerce arayış yaparken kendi kendine homurdanıyorsun, ama sadece seçimden seçime çözüm ürettiğini düşünüp OTURUYORSUN sevgili kardeşim. Sonra da makûs talihinin dönmesini bekliyorsun. Dönmez kardeşim dönmez.

Hani Sinoplu Adliye önünden baktı mı denizi görecekti? Uğur Mumcu’ya dahi indiğinizde göremezsiniz. Doğrudan sahile ineceksiniz, adı konmamış kent parkının deniz kenarından yürüyeceksiniz, yürürken seyyar satıcılar engelini aşarak, gezi teknelerinin oynak müzik havalarını oynayarak geçeceksiniz, teknelerin aralarından eğilip bükülerek denizin bir bölümünü nihayet görebileceksiniz. Deniz sefası yapmak istiyorsanız ya parayı bastırıp bir işletmeye(!) kapağı atacaksınız, ya da poponuz nasır oluncaya kadar bir kaya üzerinde pinekleyeceksiniz. Dua edin ki kentimizin üç tarafı deniz. Ya olmasaydı?

Her neyse, genel seçimleri bitirdik. Şimdi önümüzde yaklaşık dokuz ay sonra YEREL SEÇİMLER yapılacak. Kentimizi yöneten HÜKÜMET pardon DEVLET görevlilerini seçemiyoruz ama Yerel Yöneticilerimizi seçeceğiz. 

Sabahattin Ali bulunduğu hücresinden denizi görememiş ancak, denize benzeterek gökyüzüne çevirmiş yüzünü. Ve kendine göre çözüm üretip bir nebze olsun mutluluğu yakalamış. 

Şimdi sıra sende sevgili kardeşim;

“ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA” DEMEYECEKSİN! ALDIRACAKSIN VE KENDİ KENTİNDE MUTLULUĞU YAKALAYACAKSIN!

“MUTLU KENT SİNOP” u slogan olmaktan çıkarıp GERÇEK YAPACAKSIN!

AKSİ HALDE “DENİZE TUTUNAN KENT” BİR GÜN TÜKENECEK VE BATACAK SEVGİLİ KARDEŞİM!

Bu yazı 3317 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum