Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

BİR SEÇİMDEN DİĞERİNE!

10 Haziran 2023 - 20:58 - Güncelleme: 15 Haziran 2023 - 00:13

14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra önümüzde yaklaşık 9 ay sonra bir de yerel seçimlerimiz olacak. İlimizi, ilçemizi, mahalle ve köyümüzü yönetecek yerel yöneticileri seçeceğiz. Belediye Başkanları, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclis Üyelerini, muhtarları seçerek bulunduğumuz İl, İlçe ve köylerimizin sorunlarını çözmelerini isteyeceğiz.

Genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri şöyle veyaböyle, doğrusuyla yanlışıyla, adil veya haksız rekabetleriyle, şaibeleri ve cevapsız sorularıyla, hukuka uygun olup olmadığıtartışmaları ile geçti gitti. Sonuçta “ atı alan Üsküdar’ı yine geçti “, “ adam “ yine kazandı. Şimdi artık söylenecek tek söz kaldı ; “ 21 yıllık iktidarı döneminde yaptıkları, önümüzdeki beş yıl içinde YAPACAKLARININ TEMİNATIDIR !”. Yaşayarak göreceğiz. Tabii ki-doğal yollar dışında- ömrümüz yeterse!

Yerel seçimler doğası gereği genel seçimlerden farklıdır. Yerelde tabii ki siyasi partiler de alanlarda olacaklar, kendi adaylarını ve projelerini anlatacaklar. Ancak, halk projelerden daha çok, o projeleri yaşama geçirebilir mi, geçiremez mi diye ADAY’a bakar önce. Özellikle bizim gibi küçük il ve ilçelerde çok daha fazladır bu dikkat. Halkı küçümsememek gerekir. Bazen bir tek davranışı, bir konuşması, sakinliği veya telaşı, siniri, bazen bir mimiği bile kararını etkiler yurttaşların.

Ve artık ilimizde SİNOPLU, “ÖN SEÇİMLER” ile belirlenmiş adayları, adayların performansını, projelerini görmek istiyor. Mevcut Belediye Başkanı, Belediye Meclis Üyeleri ve İl Genel Meclisi Üyelerinin beş yıl boyunca yaptıklarıçalışmalarını, projelerinin ne kadarının uygulandığını, halk ilemensubu oldukları partiler ile, ilimiz milletvekilleri ile, devleti temsil eden Vali ve diğer kurum ve kuruluşlar ile ilişkilerinin notunu vererek gözlerini yeni seçimlere çeviriyor. Mevcut seçilmişlerin avantajları olduğu kadar dezavantajları da oluyor doğal olarak. Ancak, mevcut seçilmişlere verilen notların karşılığı olan CEZA veya ÖDÜLLER aslında doğrudan partilere yansıyor.

Seçmeni es geçmek, seçmeni yok saymak, seçmene “ Ceketimi koysam kazanırım “ havası ile yaklaşmak, tepeden bakmak doğal olarak seçimi baştan kaybetmek demektir. 

Her neyse, bunları ileriki günlerde daha çok konuşacağız, yazacağız, çizeceğiz. Ve resmin büyük kısmana bakarken ayrıntıları da yakalayacağız elbette. 

Seçimler sonrası siyasi partilerde ve ittifaklarda yeni gelişmelerin yaşanması kaçınılmazdır. İktidar, neden yeniden kazandığı halde OY KAYBETTİĞİNİN hesabını verecek örgütüne, muhalefet ise yeniden kaybettiği halde OYLARINI NASIL YÜKSELTTİĞİNİ, buna rağmen neden kazanamadığının hesabını verecek kendi örgütlerine. İttifak değerlendirilmeleri yapılacak. Kimin ne kadar yararı oldu, kimin ne kadar zararı? Yola aynı mı devam edilecek, yoksa farklı arayışlar mı olacak? Herkes kendi yerini mi belirleyecek önce? Ve SAĞ partiler sağ partiler ile mi devam diyecekler, SOL’da ise sosyal demokrat, sosyalist, komünistler birlikte mi yol yürüyecekler? Bu noktada CHP’ ye asıl görev düşüyor yine. 

CHP artık ne pahasına olursa olsun kendi kimliğine, sosyal demokrat kimliğine dönmeli, ekleme, yamalı, iktidar artığı sağ partiler yerine kendi solundaki partiler ile ittifak yapmalı. Örgütlerini buna göre hazırlamalı. Açık ve sesli söylemek gerekiyor artık; Millet ittifakı içindeki partiler ile CHP tabanının KAN UYUŞMAZLIĞI VARDIR. Kimse şuna aldanmasın; “ Dünya bütünleşmiştir, üretim ilişkileri farklılaşmıştır, tüketim planlaması daha iyidir, dünyanın önemli bölümünde insanlar daha eşit koşullarda yaşıyorlar “ gibi söylemler çok gerçekçi değildir. Dünya var olduğu sürece EMEK-SERMAYE çelişkisi olacaktır, sömürenler-sömürülenler olacaktır, diktatörler ile özgürlük mücadelesi devam edecektir. İşte bu gerçekler ışığında ülkemizin kurucu partisi ve dolayısı ile en köklü partisi CHP kendi değerlerine dönmeli ve en güçlü şekilde iktidara talip olmalıdır. Parti içindeki zararlı unsurlar ayıklanmalı, partiye SOL hâkim olmalıdır. Kişileri değil KAFALARI değiştirerek başarılı olunur. Bunun için de çok yakın zamanda yapılacak yerel seçimlerde başta Büyükşehirler olmak üzere tüm kentlerde belediyeler ve İl Genel Meclisleri kazanılmalıdır. Bu kazanımlar doğru kadrolar ile olur. Deneyimli, bilgili, birikimli, uzman, liyakat sahibi, dürüst, güvenilir, sevilen, ahlaklı kadrolar ile.

CHP kongrelerini yapmak için takvimini belirledi, kollar sıvandı ve- yarış demek istemiyorum- çalışmalar başladı. Artık tüm GÖREV ÜYELERDE! 

Her ÜYE, gerçek birer ÜYE olarak görevini yapmak, kendini yetkin görenler delegeliklerden başlamak üzere görevlere talip olmak, dedikodulardan uzak kendi gözlemleri ve VİJDANLARI ile hareket etmek zorundadırlar.

“HAK-HUKUK-ADALET” diye slogan atmak kolaydır. Zor olan bunu parti içinde gerçekleştirmektir.  

“DEMOKRATIM, DEMOKRASİ İSTİYORUM” DİYE BAĞIRMAK DA KOLAYDIR. ZOR OLAN PARTİ İÇİ DEMOKRASİYİ SAĞLAMAK VE UYGULAMAKTIR.

HAYDİ GÖREV BAŞINA!

Bu yazı 2925 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum