Normal ülkelerde görülmeyecek uygulamalar ne yazık ki ülkemizde rahatlıkla uygulanabilmektedir. Günlerdir beklenen asgari ücret nihayet açıklandı. %30’luk artış ile 22.104.-TL’ye yükseltildi. Eh, bereket versin dedirten cinsten bir artış. Yani “eh, bereket versin” diyen çok ki, ülkede istenilen düzeyde tepki konamadı. Yine kabullenme, yine el-pençe siyasi iktidarın karşısında durma, yine kendi kendine salya-sümük ağlama devam ediyor.
Haksızlar mı? Elbette ki haksızlar. Çünkü örgütlü değiller. Zaten “örgüt” kelimesinden korkuyorlar. Örgüt dediğimiz sendikalar da “SARI” olunca iktidar ortada istediği gibi top çevirip duruyor. Böyle kurtulma şansları var mı? Yok. Bu sonuçları kendi kendilerine hazırladıklarının farkında “eh bereket versin” diyenler.
Açlıkla sınanıyorlar, farkındalar mı? Elbette FARKINDALAR!
Öyle bir toplum yaratıldı ki, sırtına vur ağzındaki lokmayı al.
Geniş halk yığınları örgütsüz, doğru. Ya örgütlü olanlar ne yapıyorlar? Örneğin Türk-İş üyeleri! Yahu örgütün yönetimi “ben caydım, oynamıyorum” diyor yıllardır, üyeleri “hoop, dur bakalım ne yapıyorsun, haklarımızı neden savunmuyorsun” diyor mu?
Konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayanlar eylem dediğiniz zaman hemen bir deliğe girip saklanıyorlar.
Ya muhalifler, ana muhalefet, meclis içindeki ve dışındaki sol partiler? Nerelerdesiniz arkadaşlar? Kafanızı biraz yorup “bu işçi sınıfı örgütlerini bir araya nasıl getirebiliriz, farklılıklarımızı bir kenara bırakıp nasıl güç ve eylem birliğini oluşturabiliriz, yukarıdaki üst yönetimler ile olmuyorsa tabanda şube ve temsilcilikleri nasıl örgütleyebiliriz” diye düşünemez misiniz? Milletin gazını küçük küçük eylem ve etkinlikler ile almayı bırakın artık. Atı alan yine Üsküdar’ı geçecek, haberiniz olsun. Çevremiz ateş çemberi, Suriye tam bir bataklığa dönüştü. İsrail ve ABD kendi yetiştirdiği terör örgütleri ile Suriye’yi de ortadan kaldırdı. Bizimkiler ise pastadan pay alma derdindeler. Alamazlar, yedirmezler. Hep böyle olmadı mı?
Bizim halkımız ise AÇ, AÇ… Yoksulluk tavan yapmış durumda. Siyasi iktidar halen övünüyor; Asgari ücreti 20 yılda 2 bin TL’de 22 bin TL’ye çıkardım diye. Yahu, insaf biraz. Bunu söylerken utanılır. Çıkarmasaydın da 20 yıl evvelki alım gücüne sahip olsaydık. Hükümet olarak senin görevin enflasyonu en alt seviyede tutmak, üretimi artırmak, istihdam sağlamak, bölüşümü eşit yapmak değil mi? Değil tabii ki! Senin kafanda Cumhuriyet dışı model varsa, ulusu ÜMMET yapma idealin duruyorsa tabii ki halkı yoksullaştıracak, yandaşlarını zengin edeceksin. Ve bu halk 70 yıldır bu zokayı yutuyorsa ben ne diyebilirim ki daha?
Bizler, muhalifler ne zaman ki ağlamaktan vazgeçeriz, ne zaman ki siyasi iktidarın yaptıklarını değil “biz ne yapacağız” sorusuna cevap aramaya başlarız, ne zaman ki küçük hesaplardan vazgeçip tek yumruk oluruz, işte o zaman tünelin sonundaki ışığı görebiliriz.
Sadece “BIÇAK KEMİĞE DAYANDI!” diye haykırmak yetmiyor. Bıçağın kemiğe dayandığını göstermek gerekiyor.
Bu ülkenin yönetenleri, yönetime talip olanları, şunu unutmayın;
AÇLIKLA SINADIĞINIZ BU HALK SONUNDA SİZLERLE KARŞI KARŞIYA GELECEK, ÜRETİMDEN GELEN GÜÇLERİNİ KULLANACAK, GENEL GREV VE GENEL DİRENİŞİ KENDİLİĞİNDEN BAŞLATACAKTIR.
İŞTE O ZAMAN YERİNİZDE OLMAYI HİÇ İSTEMEM!