Ülkemizde geçmiş dönemlerde yapılan seçimler birbirine benzer, çok partili düzene geçtiğimizden bu yana merkez sağ partilerin hep kazandığı sandık sonuçları açıklanırdı. 2002 seçimleri, aslında siyasi İslamcı olan ancak, kendilerini DEMOKRATİK siyasi parti olarak tanıtan AKP, farklı seçim çalışmaları ve mağduriyet edebiyatı yaparak tek başına iktidarı ele geçirdi. Ve 20 yıl içinde gerçekleştirilen seçimler ve referandumlarda her türlü yolu MÜBAH görüp iktidarını korudu.
AKP’nin gerek 2002 seçimlerinde iktidar olmasında, gerek Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklarının kaldırılmasında ve önce başbakanlık, sonra cumhurbaşkanlığı yolunun açılmasında Deniz Baykal CHP’sinin katkıları unutulmamalı. Benim siyasi aymazlık olarak tanımladığım bu katkılar, ülkemizi bu günlere, yani Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşadığı gibi tükenmiş, İFLAS etmiş bir ülke durumuna taşımıştır.
Önceki seçimlerde ve referandumlarda yapılan taktiksel hatalar, EKMELETTİN vakası ve Muharrem İnce tercihleri sadece Erdoğan’ın elini güçlendirmekle kalmamış, ana muhalefet partisi olarak CHP’ye olan güvenleri de yok etmiştir. Yapılan hatalardan ders almadıkça ve aynı tercihleri yapıp aynı sonuçlara ulaştıkça yine hezimet kaçınılmaz olacaktır.
Bu kez farklı olmalı dememin nedeni, cumhuriyet hükümetlerinin ve anayasasında yazdığı gibi DEMOKRATİK,LAİK, SOSYAL HUKUK devleti olmanın sonu olabilecek, belki de SON SEÇİME gidiyor olmamızdan kaynaklanmaktadır.
CHP bu kez farklı bir yol izlemektedir. Bana göre, kendini SOSYAL DEMOKRAT bir parti olarak tanımladığına göre yolu bu olmamalı idi. Çünkü 6’lı masa bileşenlerinin dördüsağ, hatta islamcı parti olarak, biri ise milliyetçi/ülkücü olarak tanımlanmaktadırlar. Bu 5 partinin programları neredeyse aynı ve CHP programından tamamen farklı iken, seçimler kazanılsa bile ittifakın ne kadar sürdürülebileceği belirsizdir.
Normal olan CHP’nin kendi solu ve HDP ile ittifak kurması idi.
Artık bu yol kapandığına göre bundan sonra ne yapılmalı ?
Öncelikli amaç bu iktidar ve Erdoğan’dan kurtulmak ise, TEK BİR ADAY üzerinde uzlaşı sağlanarak seçimler İLK TURDA kazanılmalıdır. Bu uzlaşı ise farklı ittifakların farklı adaylar göstermesi ile olamaz. Ve çıkacak üçüncü bir aday seçimleri ilk turda kaybettirir. İkinci tura kalan seçimler için ise Erdoğan’ın neler yapabileceğini düşünmek dahi istemiyorum.
Millet ittifakının hiçbir bileşenin, HDP’yi yasa dışı partiolarak düşünme lüksü yoktur. Önce AKP’nin yaptığına bakmaları gerekir. AKP, bir yandan HDP’nin desteğini almak için tüm kamuoyunun gözü önünde her türlü yolu denerken, diğer yanda HDP’yi hem kapatmakla, hem de ekonomik olarak sıkıştırmakla tehdit etmektedir. Yani oyunu yıllardır oiduğu gibi yine çirkin oynamaktadır.
Kısacası, gerek Cumhurbaşkanlığı, gerekse meclis çoğunluğu için HDP’ye ihtiyaç vardır ve kilit parti konumundadır.
HDP ise bu durumu bir fırsata çevirme düşüncesinde olmadan MİLLET İTTİFAKINA ve diğer sol ittifaklara yardımcı olmalı, bu tarihi fırsatı- her zaman söyledikleri “birlikteyaşama ve demokratik bir ülke yaratma”yolunda- kaçırmamalıdırlar.
GÜN BİRLİKTE OLMA GÜNÜDÜR !
Küçük hesaplar peşinde olanlar kazandıklarını zannettikleri an KAYBEDERLER. Bu kayıp sadece kendileri için söz konusu değildir. Söz konusu olan ülkedir, vatandır, cumhuriyettir, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR, BAĞIMSIZLIĞIMIZDIR.
İşte bu nedenle “ BU KEZ FARKLI OLMALIDIR “ diyorum.
Ben başaracağımızı düşünüyorum !
YA SİZ ?
FACEBOOK YORUMLAR