BURASI TÜRKİYE ! BURASI SİNOP !

Ülkemizde hergün olumlu-olumsuz yeni olaylar gerçekleştiği için yazılarımıza konu bulmakta zorlanmıyoruz. Öyle ki, güzel olayların  azınlıkta kalması, inanılması zor olumsuz  olayların çoğunlukta olması ne yazık ki işimizi daha da kolaylaştırmaktadır.
Bugün fazla uzun tutmadan üç önemli gündem maddesine değinmek istiyorum. 
* Sağlık sistemi ; Özellikle son günlerde, sanırım yaşam koşullarının çok ağırlaşması nedeniyle,  millet patlama noktasına gelmiş, bu patlama anlarındaki saldırılar özellikle KADINLARA
ve SAĞLIK EMEKÇİLERİNE yönelmektedir. 
Anlamak mümkün değil. Yurttaşı ve/veya yakınlarını sağlığına kavuşturmak için çırpınan,gecesini gündüzüne katan, neredeyse gözünü kırpmadan görevini yapan sağlık emekçilerine nasıl saldırırlar ? Üstelik tek başına da değil, 10-20-50 kişi ile nasıl olurda hastane basarlar ? Gerçekten çıldırmış olmalı bu yaratıklar. Hiçbir gerekçeleri geçerli olamaz.
Ama hepimiz de biraz böyleyiz işte. Saldırgan olmasak bile, sağlık sisteminin iflas ettiğini görmeden, aylarca randevu alınmamasını sorgulamadan, hayati ilaçların bulunamamasını dert etmeden çoğumuz doktorun kapısına yığılırız, kapı önünde içerdeki doktoru çekiştiririz, içeri girdiğimizde ise iki büklüm olur, yalvarır gibi pozisyon alırız. Çıktığımızda yine doktoru  beğenmediğimizi söylenerek "bu doktor falan değil" deriz, ve yine kendi çapımızda doktor için teşhis koyarız. Kızmayın bana ama, biz çoğumuz BÖYLEYİZ, BİZ BUYUZ ASLINDA.
* YİNE SİNOP, YİNE PARKLARIMIZ ;
Bu konuyu çok yazdığım için artık uzatmaya niyetim yok.  Evden çıkıp kütüphanenin önünden tersaneye gidinceye kadar veya tersten aynı güzergahtan eve dönerken parka hiç bakmadan, mecbur olmadıkça sahilden yürümeden, başımı önüme eğip yürümeye çalışıyorum. Çünkü gerek Atatürk anıtının ve şehir kulübünün çevresine, gerekse parkın içine ve çevresine baktıkça kahroluyorum, üzülüyorum. Parkın hem içi, hem dışı tam bir işgal altında, panayır görünümünde. Yazık, Sinop'a gerçekten yakışmıyor diyeceğim ama, artık yakışıp yakışmadığından da emin değilim. Bir de otopark sorunu ne âlemde ? Bazı yerler otopark olmuş ama kimlerin elinde belli değil. Şimdiden dikkat çekeyim ki, burası SİNOP, küçük bir kent. Burada otopark gibi, çay  bahçeleri gibi yerleri birilerine (!) kaptırırsanız bir daha geri almanız zor olur. Bu tür yerlerin tümüyle BELEDİYENİN elinde ve kontrolünde olması, özellikle otoparkları BELEDİYENİN çalıştırması, çay bahçelerinin sözleşme sonunda mutlaka ihaleye çıkarılması, yasal uygulamaların yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde şaibelerin, dedikoduların önü alınamaz.
* BUGÜNÜN SON KONUSU CHP ;
Cumhuriyetin kurulduğu günden günümüze ayakta kalan, sağlam temelde kurulmuş siyasi parti CHP'dir. Hani nerede Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti gibi iktidar olmuş partiler ? Bu gerçeği gözardı etmeden Sinop'ta CHP'liler ne yapmalıdır ? Artık olan olmuştur. Sinop İl Yönetim düşürülmüş, yedi kişilik kayyum heyeti atanmış ve 31 Temmuz'da olağanüstü  genel kurul yapılacaktır. Öncelikle sözüm 31 Temmuz'da oy kullanacak DELEGELERE ; Aklınızla,vicdanınızla ve ileriye dönük öngörünüzle, arkadaş, dost,akraba,tanıdık demeden OYLARINIZI KULLANIN. Unutmayın, seçeceğiniz İL YÖNETİMİ Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği genel seçimlerine taşıyacaktır Sinop'u.
İşte bu SORUMLULUK sizlerin omuzlarınızdadır. Sinop'un, parti içi çekişmelerden arınmış, demokratik olgunluğa erişmiş, parti içi demokrasiyi tam olarak çalıştıracak, ön seçimleri tam bir tarafsızlık içinde gerçekleştirecek, sağlam karakterli CHP SİNOP İL YÖNETİMİNE ihtiyacı vardır. Ve bu yönetimi çıkaracak güçtedir CHP. 
Genel kurulda yarışacak partililere söyleyecek son sözüm  şudur ; Sadece yukarıda yazdıklarımı dikkate alın, başka  hiçbir şeye ihtiyacınız olmayacak.
HERŞEY SİNOP İÇİN  !
HERŞEY ÜLKEMİZ İÇİN !
HERŞEY 70 yıllık sağ iktidarlara, 20 yıllık siyasi islamcı (!) iktidara SON VERMEK İÇİN ! ✊✌