Türk Dil Kurumuna göre BUYRUK; Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir, FERMAN anlamını taşır.
“Cumhurbaşkanı” Erdoğan her açıklamasında bizlere yeni sözcükleri hatırlatır oldu. Son açıklamasında “Bakanıma buyruğumu vereceğim” diyerek “BUYRUK” sözcüğünühatırlattı. Artık hiçbir engel tanımadan yolunda yürümeye ve işi “ferman”a kadar taşımaya başladı. Yani açıkça “Başına buyruk” davranıyor, “Ferman padişandır”ı hatırlatıyor.
“Cumhurbaşkanı” sözcüğünü tırnak içinde yazmamın nedeni,Erdoğan’ın artık 85 milyona yaklaşımının “ya bendensiniz, yada değilsiniz” anlamına gelmesindendir. “Benim ümmetim iseniz verdiklerimle idare edeceksiniz, ümmetimden değilseniz hiçbir şey vermem” açıklamasının ve tehdidinin altında şeriatçı bir düzen, faşist bir yönetim özlemi yatmaktadır.
Düşünebiliyor musunuz, resmi rakamlara göre 55 bin civarında kaybedilen can olan, sakat kalanların ve kayıpların sayısını dahi bilinmeyen deprem bölgesinde, depremzedelerin gözlerinin içine bakarak “muhalif belediye olmasaydınız destek alırdınız” diyen bir “cumhurbaşkanı” söylüyor bunları. Ne söylenebilir, nasıl eleştirilebilir bu açıklamalar, bu insana, canlılara bakış açısı?
31 MART’ta YEREL SEÇİMLER yapılacak ülkemizde. Bu YEREL SEÇİMLERE sadece bir “YEREL SEÇİM” gözü ile bakmamak gerekiyor. Daha önce de yazdım. Belki de son seçimimiz bu. 5 yıl sonra belki de seçimler yapamayacağız veya “PUTİN’VARİ” seçimler yapılacak göstermelik.
Ne yapmalıyız peki?
Siyasi iktidarın yani Erdoğan’ın tehditlerine boyun eğmeden, onun “BUYRUK”larını beklemeden seçimlerde MUHALEFET adaylarını desteklemeli ve yüksek oy farkı ile “BİZ HALKIZ, KÖLEN DEĞİLİZ, BİZE RAĞMEN İSTEDİĞİNİ YAPAMAZSIN” mesajını vermeliyiz.
Ve siyasi iktidarın adayları yanımıza geldiğinde sormalıyız onlara;
*“21 yıldır iktidardasınız, ne yaptınız?”
*“Geldiğimiz noktayı, ülkenin gerçek durumunu bize bir açıklar mısınız önce?”
*“Nereye gidiyoruz?”
*“Önce kendi çıkarlarınızı değil torunlarınızın geleceğini nasıl görüyorsunuz?”
*“Mensubu olduğunuz siyasi iktidarın 21 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatı değil midir?”
Bu soruları gözlerinin içine bakarak sormalı ve yüzlerinin kızarıp kızarmadığına da bakmalıyız. Eminim ki çoğunun kızarmayacak, pişkin pişkin sırıttıklarını ve halen yalan konuştuklarını göreceğiz.
Son sözüm, muhalefet partilerine ve adaylarına kızan, küsen, sandığa gitmeyeceğini söyleyen yurttaşlarımıza; Unutmayın kullanmadığınız her oy “bendensin-değilsin”anlayışında olanların, “buyruk” verenlerin, ülkeyi “şeriatçı”, yurttaşı “ümmet” olarak görenlerin, kısacası faşist yöneticilerin hanesine yazılacak demektir.
NE DERSİNİZ?
ÜLKEMİZİ “BAŞINA BUYRUK” YÖNETENLERDEN KURTULMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?