Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!

03 Kasım 2022 - 01:30

Eğitim, sağlık, ekonomi, doğa, üretim, tüketim vb. 

Ama ille de BEBELER, ille de AHLÂK, ille de UYUŞTURUCU !

Ülkemizin onlarca çözüm bekleyen sorunları var. Daha doğrusu BİLEREK ve İSTEYEREK YARATILAN SORUNLAR bunlar.

Siyasi iktidar 20 yılda eğitim, sağlık, ekonomi, doğa, üretim, tüketim vb konuları öylesine içinden çıkılmaz hale getirdi ki seçimlerden sonra Erdoğan dışında kim iktidar olursa olsun vay haline. Siyasi iktidarın, fabrika ayarlarını bozduğu sorunların çözümleri var mutlaka. Zor olacak ama kimi sorunlar kısa sürede çözülürken, kimi sorunlar daha uzun vadelerde çözülebilir. Tüm bunların dışında birkaç sorun var ki, bu sorunlar nesillere yayılarak çözülebilir ancak. Bu sorunlar 4 YAŞ GRUBU BEBELER, AHLÂK ve  UYUŞTURUCU sorunları.

* 4-6 yaş grubuna  bebeler diyorum ben. Çünkü onlar ana kuzuları henüz. Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaş, temmuzda yaptığı açıklamada 4-6 yaş Kuran kurslarının, “Türkiye’nin manevi kalkınmasında devrim niteliği taşıyan çok önemli proje” olduğunu savunarak, “İnsanoğlunun karakter oluşumu yedi yaşından önce yüzde 70’ler nispetinde oluşuyor. Biz de istiyoruz ki bir Kuran kursu öğreticimizin, vaizimizin, müftümüzün, müezzinimizin katkısı olsun insanımızın karakter yapısının oluşumunda” ifadelerini kullanmıştı. Yani Erbaş’a göre Milli Eğitime bağlı okul öncesi eğitim kurumlarının bilimsel - çağdaş veriler ışığında hazırlanan müfredatı yeterli değildir. Böyle bir çağdışı kafa ile olsa olsa 4-6 yaş kuzucukları ortaçağ karanlığına gömer, yıllar sonra da herhalde bir de dizlerimizi dövebiliriz.

* Ahlâken öylesine çökmüşüz ki hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, tehdit, şiddet vb aldı başını gidiyor.

Mafya devleti ele geçirmiş veya devleti yönetenler mafyalaşmış ise bu sonuçlar ve ahlâken çöküş normaldir tabii ki.

Ne demişti bir büyüğümüz, " rüşvetin belgesi mi olur ?" Evet, artık bu iktidar döneminde yandaşlar tarafından rüşvetin belgeleri ortaya saçılıyor, hatta mahkeme dosyalarına giriyor. Tüm yolsuzluklar yine devletin bir kurumunda,  SAYIŞTAYDA çalışan namuslu bürokratlar tarafından belgeleniyor.

Tehdit, şantaj, şiddet, suikast, kaçakçılık zaten MAFYANIN işidir. Devleti yönetenler tarafından, özellikle uyuşturucu kaçakçılığına bütçenin cari açığının kapatılması için en azından göz yumulduğu, ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından iddia edildi. Kendisini çok yakından tanıma ve birlikte uzun süre çalışma olanağını bulduğum sayın Kılıçdaroğlu' nun belgesiz konuştuğunu, iddialarda bulunduğunu hiç görmedim, duymadım. Bu iddialarının da çok ciddi ve gerçekçi olduğunu düşünüyorum.

Yine dönelim ahlâki çöküntüye. Ülkemiz öyle bir hale geldi ki, neredeyse devletin her kurumunda sahtekârlık, hırsızlık, yolsuzluk, adaletsizlik hâkim. Okul, üniversite giriş sınavlarında soruların satılmasından, yandaşlara  dağıtılmasından ehliyet sınavlarına, RTÜK üyeliği seçimlerinden liyakatsiz atamalara, devletin bürokratı olması gerekirken HÜKÜMETİN bürokratına dönüşmelere, cumhuriyetin kazanımlarının yok edilmesinden tüm yetkilerin bir ailenin eline verilmesine kadar her alanda çürümüşlük var. Yurttaşlara karşı kullandıkları dil ise cabası. 

Ancak, dikkat ediyor musunuz bilmiyorum ? Benim bir gözlemim var. Siyasi iktidarın yandaşları arasında bir kavga, çekişme ve çözülme olduğunu görüyorum. Seçimler yaklaştıkça bu çözülmenin artacağını düşünüyorum. Ve seçimler yaklaştıkça, özellikle seçimlerden sonra İTİRAFÇILARIN çoğalacağını da düşünüyorum. Güç ellerinden gittiğinde paniğe kapılacaklar, birbirlerini ihbar ederek kendilerini kurtarmaya çalışacaklardır. Bir başladımıda arkası çorap söküğü gibi gelir. 

Ahlâki çöküntüden nasıl kurtuluruz diye sorarsanız eğer, yeni nesillere insanlığı, bilimi, paylaşımı, üretmeyi öğreterek başarabiliriz ancak,  derim.

* Ve uyuşturucu ! Devletin güvenlik güçlerinin raporlarına yansıyan gerçek, ülke gençliğinin büyük bölümünün uyuşturucu illetine başladığı,  üstelik yaş sınırının 10' laradüştüğü gerçeğidir. Bu hızla gittiğinde, günümüzde 10-30 yaş grubu gençliğimizi kaybetmiş, en güzel ve verimli yaşlarında uyuşturucu illetine teslim etmiş olacağız. Tedavi edilseler dahi, artık hep bakımlı olarak yaşayacaklarından ülkeye bir faydaları olmayacağı gibi ailelerine de ömür boyu yük olacaklardır. Şimdi kendinizi o ailelerin yerine koyun ve düşünün. Empati kurarken bile sırtınızdan soğuk terlerin aktığını hissedeceksiniz. 

Bu konuda da "sabıkalı" olan AKP'liler olduğunu biliyoruz. Bakanların, başbakanların çocuklarının gemicikleri ile neler yaptıkları medyada anlatılmakta, iddia edilmektedir. 4.5 ton gibi yüksek miktarda  uyuşturucu ortaya çıkması, birçok vakada  gönderici ve alıcı kimlikleri belli olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmaması, uluslararası uyuşturucu baronlarının rahatça yerleştikleri ülkemizde nasıl cirit attıkları, neler yaptıkları, nasıl  kara para akladıkları da bilinmekte, böylece  Kılıçdaroğlu'nun iddiaları da güçlenmektedir.

Bir söz vardır, genelde söylenir, " Yaptıklarımız  yapacaklarımızın teminatıdır " derler.

Biz de şöyle diyelim mi ? " AKP'nin ülkeye yaptıkları, ülkeyi uçuruma getirdikleri gerçeği yapacaklarının da teminatıdır ". 

Aslında duymayacaklarını, aldırış etmeyeceklerini bile bile AKP+MHP iktidarına seslenelim ;

ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER !

Bu yazı 536 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum