Baştan söyleyeyim.Bu soruyu DİSK ve KESK 'i ayırarak soruyorum. Çünkü DİSK ve KESK her zaman alandalar, her zaman eylemdeler, her zaman muhalifler. Ülke sorunlarına, emekçi sorunlarına çözüm arayıp, önerilerde bulunuyor, taleplerini sıralıyorlar.
İşçi sınıfının mücadelesini yürütüyorlar.
Peki, ya diğerleri ?Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen, Memur-Sen ve irili ufaklı diğerleri ?
Ülke yangın yerine dönmüş. Açlık, sefalet, yolsuzluk, yağma hergün daha da artarak devam ediyor. Siyasî iktidarın başı, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı artık resmen halkına hakaretler ediyor, koltuğunu korumak için neler türlü çılgınlığı yapabileceğini açıkça gösteriyor.Ekonomide yapılması gerekenlerin tam tersini yapıyor bilerek ve isteyerek. Demokrasiyi zaten yıllardır askıya almış, padişah gibi yönetiyor ülkeyi. Uluslararası ilişkilerde "efelik" yapıyor görünmesine rağmen tam bir teslimiyet içinde ABD'ye, emperyalizme.
Kısacası,tam da Mustafa Kemal Atatürkün işaret ettiği
"...memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar,GAFLET ve DALALET ve hatta HIYANET içinde bulunabilirler " noktasındayız.
Bu durumda halka, yurttaşlara, özellikle emek örgütlerine düşen görev nedir ?Yurtsever siyasilere, partilere düşen görev nedir ?
Cevap çok basit ; "GAFLET, DALALET, HIYANET" içinde olanlarla mücadele etmek,hesap sormak, bağımsız yargıda yargılanmalarını sağlamak,tam bağımsız bir ülke için savaşmak,vatana ihanet edenleri deşifre etmek.
Şimdi asıl konuya gelip emek örgütlerine, sendika ve konfederasyonlara
bir bakalım mı ?
Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen, Memur-Sen ve diğerleri ne yapıyorlar ?
Ülkede bir anket yapsak ve sadece bunların Genel Başkanlarının isimleri nedir diye sorsak,kaç kişi doğru cevap verebilir ? Bence çok az yurttaş biliyordur. Peki neden ?
Bu iktidarın özellikle son 10 yılı içinde sözünü ettiğimiz emek örgütleri tamamen kabuklarına çekilmiş durumdalar.Korkak, pısırık, sadece kendi cüzdanlarını ve rahatlarını düşünen, SARI SENDİKACI bile diyemeyeceğimiz KAPKARA sözde sendikacılar yönetiyor bu örgütleri.
Dedik ya, ülke yangın yeri, hainlik tavan yapmış, özgürlüğümüz, demokrasi elden gitmiş durumda.
Buna karşın bu emek (!) örgütlerinden bir ses, bir eleştiri, bir talep, bir öneri duydunuz mu hiç ?Üyeleri açlık sınırının altında edilirken, işten atırken, neredeyse ölüme mahkum edilirken neden ortaklıkta yoklar ?
Çok basit soruların basit cevapları olur. Çünkü SINIF mücadelesi içinde değiller, SINIF bilinçleri gelişmemiş, kafa-kol ilişkileri ile tepe noktalara çıkıp bol sıfırlı maaşlarını ceplerine doldurup "geçinip" gidiyorlar işte.
Çok gerilere gitmeye gerek görmeden Sinop'ta 1 MAYIS 2022 de yaşanan bir olayı hatırlatmakta yarar görüyorum. 1 MAYIS 2022 tarihinde Sinop Emek,Barış ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen kutlamalara Türk-İş' de katılmıştı. Ancak kortej yolu yarıladığında ayrıldıklarını gördük. Alanı terk etmişlerdi. Gerekçeleri çok ilginç ve ibretlik idi. Kortejde atılan ve siyasi iktidara, hükümete yönelik eleştirisel sloganlar vardı. Siyasî iktidarın hoşuna gitmeyecek slogan atılması bu
arkadaşları açıkça rahatsız etmişti.
Dedik ya, SINIF bilincinden, hatta yurtseverlikten yoksun bu yöneticiler ne yazık ki ülkenin batışını sadece izliyorlar.Ve aslında kendi üyelerine de ihanet ediyorlar. Bilmiyorlar ki aynı gemideyiz, geminin de ambarlarına sıkışmışız, batarsak birlikte batacağız. Belki tepedekiler kendilerini kurtarabilirler, kaçabilirler, işbirliği içinde bulundukları emperyalistlere sığınabilirler.
Ya aşağıdakiler ?
Son söz ;
Bu yangının, yağmanın,
yolsuzluğun, hakaretlerin içinde sessizce oturanlar da bilsinler ki, mutlaka hesap vereceklerdir.
VATANA İHANETİN CEZASI BELLİDİR !
FACEBOOK YORUMLAR