Emperyalistlerin Ülkem Üzerindeki 100 yıllık hayali
KARŞI DEVRİM!
Bir aydan fazla süredir sağlık sorunlarım nedeniyle ara verdiğim köşe yazılarıma yeniden başlayabilmemin mutluluğunu yaşıyorum. Bu dönem içinde arayan, soran, geçmiş olsun dileklerini ileten, acil şifalar dileyen tüm dostlarıma teşekkür ediyorum.
Tekrar klavye başında olabilmek gerçekten çok güzel bir duygu.
YENİDEN MERHABA!
Ülkemde gündem her gün yeniden belirlendiğinden ve siyasi iktidarın akla hayale gelmeyecek uygulamalarını gördüğümüzden ne yazık ki bizlerde savruldukça savrulabiliyoruz. Ama ülke sorunlarından önce kentimizde yapılan güzel işlere bir bakalım derim.
Sinop gözle görülür, elle tutulur şekilde bir değişim geçiriyor. Üstelik sessiz sedasız, gürültü patırtısız. Sevgili Başkan Metin Gürbüz gerçekten tereyağından kıl çeker gibi sorunları görüşerek, konuşarak, sorun yaratanları ikna ederek, diyalog ile çözüyor. Kentin kangrene dönmüş Uğur Mumcu Meydanı, şehir parkı, kale surları etrafındaki yapılan temizlikler gözümüzün önünde. Yeni projeler ile halkın daha rahat edeceği, panayır görüntüsünden uzak, kente yakışır açık ve kapalı alanların yaratılması tüm Sinopluları ve sezonda kentimizi ziyaret edecek olan konuklarımızı fazlası ile mutlu edecektir kuşkusuz. Sevgili Metin Başkan önceliği bir Belediye Sosyal Tesisine (Belediye Kafe) verecektir sanırım. Acil ihtiyaç çünkü. Bu arada bir önerimi de Metin Başkana tekrar hatırlatmak istiyorum. Artık “Şehir parkı” veya “aşıklar parkı” diye söz ettiğimiz parkımıza yakışır bir isim verelim derim. “ATATÜRK PARKI” olursa ve tam girişe de büyük ışıklı bir pano asılırsa ne kadar güzel olacaktır.
Gelelim ülkemizin durumuna;
Neresinden başlayacağız? Neresinden tutsak elimizde kalıyor. Bu ülke ve yurttaşlar artık bu kadarını da hak etmiyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu güne kadar, yaklaşık 100 yıldır emperyalistlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin tek dertleri, tek hedefleri KARŞI DEVRİMİ gerçekleştirmek. Ve son 20 yıl içinde oldukça da yol kat ettiklerini söylemek yanlış olmaz. Halkın üzerinde korku yaratmak, siyasetçi, gazeteci, sanatçı, sendikacı, asker, polis vb. muhalif kimler varsa tepelerinde demir yumrukla dolaşmak, iktidarlarını bu şekilde sürdürmek istiyorlar. İktidarda ömür boyu kalabilmek, amaçladıkları KARŞI DEVRİMİ gerçekleştirmek için her yolu deniyorlar, denemeye devam edecekler.
Başarılı olma şansları var mı? Bence yok. Çünkü arkalarındaki halk gücü öyle yüzde 30-35’lerde falan değil. Etraflarındaki çıkarcı grup ve kişilerin ben yüzde 10 dolaylarında olduğuna inanıyorum. Çünkü halkımızın yüzde 90’ının tüm olumsuzluklara, karalamalara rağmen halen Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gittiğini, ona olan inanç ve güvenlerinin hiç sarsılmadığını, hatta her gün sayılarının arttığını net bir şekilde görüyoruz. Çarşıda, pazarda, ev oturmalarında, kahve köşelerinde konuşulanları duyuyoruz. Özgürlüğe alışmış bir MİLLETİ, 100 yıl öncesi ÜMMETE dönüştürmek mümkün olabilir mi?
Siyasi iktidar elinin altında olduğunu zannettiği güvenlik güçlerine çok güvenmemeli. O güvenlik güçleri de bu ülkenin evlatlarıdır. Yeri geldiğinde düşmana göğsünü siper eder ancak, kendi kardeşlerine, büyüklerine bir noktaya kadar karşı durur.
Bu kadar karmaşa içine dahi sanki birer mucize olmuşçasına Türk Silahlı Kuvvetlerinin KARA, DENİZ ve HAVA Okullarını birincilikle kazanıp, yine birincilikle bitiren ve teğmen olan 3 genç kızımızı görünce umutlarımız katlanmıştır. Siyasi baskı sonucu 5 teğmen, 3 komutan ordudan uzaklaştırılsalar da halkın yüreğinden söküp atmaları mümkün müdür?
Bundan sonrası ana muhalefet partisi ile tüm devrimci demokratların ellerinde. İktidar koltuğuna pamuk ipliği bağlı olduğu açıkça görülen Cumhur İttifakının sonu gelmiştir. Hiçbir iktidarın boş tencereler karşısında, özellikle kadınlar karşısında iktidarda kaldığı görülmemiştir.
Ne kadar haklı olduğumuz ilk seçimler sonunda görülecektir.
Menderes’lerin, Demirel’lerin, Erbakan’ların, Evren’lerin, Özal’ların yok olduğu siyasi arenada sıra Erdoğan’lara, Bahçeli’lere gelmiştir.
Yeniden merhaba derken KARŞI DEVRİME geçit vermeyeceğimizi bir kez daha belirtelim.