ENKAZIN ÜSTÜNDE YALAN VE HAKARET VAR!
Depremin üzerinden 18 gün geçti. Depremin acılarını, yaralarını sarmaya bile henüz başlayamadık. Bölgeden göç eden aileler için önce üniversiteler kapatıldı, yurtlar depremzedelere tahsis edilmeye başlandı. İktidarın BÜYÜK ve GÜÇLÜ TÜRKİYE’ sinde depremzedeler için sadece kamu kurum ve kuruluşlarının misafirhanelerini tahsis etselerdi büyük bölümü yerleştirilmiş olurdu. Böylece üniversiteler yüz yüze eğitime devam etmiş olacaklardı. Ama biz biliyoruz ki, siyasi iktidar yapısı gereği bilimsel eğitimi değil dinsel eğitimi tercih ettiğinden tabii ki önceliği üniversiteleri kapatmaya vermiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait misafirhaneleri de kendi milletvekilleri ve yandaşları için kullanmaktadır yirmi yıldır.
Şimdi AFAD’ın deprem bölgesine ancak ikinci gün gelebildiğini ( çünkü büyük yerden talimat beklemişlerdi ), bırakın konteynırları, çadırların bile halen çok yere ulaştırılmadığını, ilk iki gün boyunca depremden sağ çıkanların yakınlarını kurtarmak için enkazları elleri ile kazıdıklarını, halen deprem bölgesinde bulunan depremzedelerin ısınma, barınma, yemek, tuvalet vb. sorunlarının olduğunu ve daha nice sorunları YAZMAK İSTERDİM AMMA, AKP Genel Başkanı’nın dediği gibi TERBİYESİZ, AHLAKSIZ, NAMUSSUZ, ADİ sınıflarında olmak istemem doğrusu. Erdoğan gerçi biraz ağır konuştu, normalde bir Cumhurbaşkanına yakışmayan sözcüklerdi bunlar, ama ne de olsa milletimiz alıştı artık. Her şey bir tarafa, kaldırılabilir sözler değil bunlar. Sıradan bir kahvede birisi veya birileri söylese bunları kan gövdeyi götürür. Bir de AKP ve MHP’liler Cumhurbaşkanının sarf ettiği bu sözleri bir Cumhurbaşkanına yakıştırıyor iseler HELAL OLSUN onlara derim.
Bakın PLATON ne demiş ; “ İyi insanların doğru davranmaları için yasalara lüzum yoktur. Kötü insanlar ise yasaları çiğnemenin bir yolunu zaten bulur.” Bilmem sizlere birilerini hatırlattı mı bu sözler?
“ 200 bin konut inşa edeceğiz 1 yıl içinde “ demiş Erdoğan. Bizleri pek dinlemez ama en azından yanında kaldı ise bir aklı başında danışman “ bir yıl içinde enkazı, hafriyatı bile kaldıramayız “ Sayın Erdoğan demeli. Hani bizde “ Atma Recep din kardeşiyiz “ demeyelim hiç olmazsa. Üsteliknedense yine bir yıl SÜRE istiyor. Hayrola, seçimleri erteleme gibi bir düşüncesi mi var yoksa? Hani ANAYASA’ya rağmen!
Deprem demişken bir noktaya daha dikkat çekeyim. 16 gün sonra HATAY’da iki deprem daha oldu ve bilim insanları ısrarla ADANA, MERSİN ve KIBRIS için ciddi uyarılarda bulunuyorlar. Ben bu hükümetin yine hiçbir önlem almayacağını biliyorum. Ancak, pek söz edilmeyen veya satır aralarında söz edilen bir büyük felakete inatla davetiye çıkardığımızı söylemem gerekiyor. Deprem bölgesinde bir NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ yapmaya devam ediyoruz.AKKUYU’da yapımı devam eden santralden söz ediyorum. Bu santralin 9 şiddetinde bir depreme dayanıklı olduğunu açıklamış yapımcı şirketin RUS yetkilisi. Çok rahatlattı doğrusu bizleri. Yahu biz geri zekâlıyız ya, hemen inandık söylediklerine. Ve biz gerçekten geri zekâlıyız ya, deprem anında elektrik akımı kesilirse, kablolar zarar görürse, deprem anında personel paniklerse, sulama sisteminde arızalar oluşursa, depremden reaktörler devreden çıkarılamazsa, sahile en yakın, plaj tesisleri gibi yaptığınız santral tsunami ile karşı karşıya kalırsa gibi soruları soramayız. Yeni bir ÇERNOBİL’in inşaatını sürdürüyorsunuz beyler!
Bir de KUZEY ANADOLU FAY hattı var, ancak hiç gündeme alınmayan. Hani SOYLU ne demişti; “ Biz İstanbul için hazırlanıyorduk aslında. “ İşte bu nedenle Kahramanmaraş bölgesini unuttukları gibi Kuzey Anadolu Fay hattını da unutmuş görünüyorlar. Anadolu’nun beşik gibi sallandığı, depremlerin birbirlerini tetiklediği bu günlerde acaba diyorum, 17 AĞUSTOS 1668 tarihinde olan büyük depremde Erzincan, Tokat, Amasya, Samsun, Kastamonu, Ankara, Bolu, Bursa büyük oranda etkilenmiş ve neredeyse harabeye dönmüşlerdi. Son Kahramanmaraş depreminde, öğleden sonra olan deprem Sinop’ta bile ciddi olarak hissedildi. Ve Sinop deprem bölgesi dışında gösterilir sürekli. Kuzey Anadolu Fay Hattı yeniden,355 yıl sonra kırılırsa neler olacağını düşünmek bile istemiyorum. Hani bir de Sinop’ta kurulması düşünülen Nükleer Santrali öncelikle Sinopluların, yetkililerin bir kez daha düşünmesi, sorgulaması gerekir. Şunu kimse söylemesin sakın; “ Santrale bugün başlansa en az on yıl sürer yapımı, o zamana kadar kim öle, kim kala. “ Ben söyleyeyim kimin kalacağını, TORUNLARIMIZ KALACAK, ONLARIN ÇOCUKLARI, ÇOCUKLARININ ÇOCUKLARI KALACAK!
Eeee, ne demiştik yazının başlığında? Enkazın altında hükümet kaldı, üstüne yalan ve hakaretler çıktı. Bizde yalan yok. Bu enkazın altından hükümet çıkamaz. Ben bunu bilir, bunu söylerim.
YA SİZLER? NE DERSİNİZ?
NOT : Bugün TELE1’i karartıyorlar. Karartma cezası (!) 3 gün. Cezayı veren RTÜK. Tam bir faşizan uygulama. Yarın diğer muhalif tüm basına da uygulayacaklar. Ancak şunu unutmasınlar. BASINI SUSTURAMAZSINIZ. Devrimciler mutlaka başka çıkış yolları bulurlar.