ERDOĞAN KLASİKLERİ !

Artık dikkat ederseniz uzun zamandır AKP+MHP hükümeti demiyorum. Verilen sözlere, vaatlere hükümetindir demiyorum. Yapılan veya yapılmayan işlere hükümetin icraatları demiyorum. Ekonomi politikalarını, ülke bütçesini, sosyal politikaları, adalet düzenini, yatırım plânlamalarını, dış ilişkileri vb düzenleyenin hükümet değil ERDOĞAN olduğunu biliyoruz.
İşte TEK ADAM rejiminin sonucunu bugün tüm gerçekliği ile yaşıyoruz.
Yazımın başlığında ERDOĞAN KLASİĞİ yerine ERDOĞAN KLASİKLERİNİ kullandım. Çünkü, ERDOĞAN' ın bir veya birkaç değil, yüzlerce KLASİK özelliği var. Bunların bazılarını hatırlatmakta yarar da var. Çünkü, ERDOĞAN vaatlerini sıralarken, bu vaatlerin ne zaman gerçekleşeceği belli olmadığı gibi, " işte vaadini tutuyorum " demesinin üzerinden, vaadin gerçekleşmesi için ne kadar zaman geçeceği de belli olmuyor. Hatta o kadar uzun zaman geçiyor ki bizler unutuyoruz artık.
* Erdoğan'ın en önemli klasiği VAAT etmek, vaadi beklemeye almak, zamana yaymak ve unutulmasını sağlamaktır vaadinin.
* Erdoğan'ın bir başka klasiği, uluslararsı ilişkilerde GERİ ADIM ATMA klasiğidir. BAE, MISIR, IRAK, SURİYE başta olmak üzere AB ülkeleri, ABD, AFGANİSTAN ve diğer tüm ülke liderleri ile bir darılıp, bir barışması tüm dünya tarafından ilgi ve şaşkınlıkla izlenmektedir.
* İç siyasette dün imzaladığını ertesi gün beğenmeyip geri çekme özelliği vardır Erdoğan'ın. İstanbul sözleşmesi gibi. Bu davranışı da klasiktir artık.
* Muhalefetin önerilerini son zamanlarda yapar(mış) gibi görünmektedir. Gerçekten yapıyor mu, yoksa yeni bir taktik mi uyguluyor ? Bana çok inandırıcı gelmiyor hiç. 
Örneğin ; KYK borçlarının faizlerinin silindiğini açıklamıştı. Ancak, bırakın silinmesini, kurumlar arası uygulamalar farklılıklar gösterdiğinden faizler üçe katlanmış olup, haciz işlemleri hızla devam etmektedir. KYK  borçluları vergi dairelerinden sorgulayabilirler, ancak  hiçbir yere imza atmasınlar.
Örneğin ; " EYT'lilerin sorunlarını çözdük, yaş uygulamasını kaldırdık " dedi. Dedi de, yılın son günü SGK kapılarına yığıldı millet. Bir sonuç var mı? Henüz yok. SGK bile bilmiyor henüz ne yapacağını. Bu arada sorun tam 23 yıldır devam ettiğinden birçok EYT'li bu 23 yıl içinde hak gaspı sonucunda da olsa emekli oldular. Ne garip bir ülkeyiz !
* Örneğin ; Birçok kamu emekçisini ve emeklisini ilgilendiren 3600 ek gösterge sorunu. Yine bir açıklaması oldu ancak, günlerdir yine tık yok. Unutuldu mu ne ?
* Örneğin ; işçi emeklilerinin intibakları sorunu vardı. Çözülecek sözü verilmişti. Unutulmaması için hatırlatayım dedim. Erdoğan'a değil, işçi emeklilerine ve örgütlerine.
* Örneğin ; Dünyanın hemen hemen hiç bir ülkesine olmayan bir garip ihale sistemi var ülkemizde. Tamamen Erdoğan icadıdır ve ne yazık ki klasik hale gelmiştir. Devlet (Hazine) Garantili ihale sistemi ve genelde 5'li çeteler denilen holdinglere verilen ihaleler. Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına, girmediğimiz otoyola, tedaviye gitmediğimiz şehir hastanelerine yine bizler yapıyoruz ödemeleri.
* Örneğin ; ülkemizi ayakta tutacak olan tarımı, hayvancılığı, sanayii yok edip, " neden üreteyim, param var satın alırım " zihniyeti ile idam sehpasına tekmeyi yine bize attırdı Erdoğan'ın bu klasik düşüncesi. Sonuç ; ülkenin iflası.

Şimdi " neden bu kadar çok klasik davranışlar sergiliyor Erdoğan ? " sorusuna cevap arayalım.
Daha önce de yazmıştım.
Bu iktidarın halk, millet,  devlet diye bir derdi yoktur. Bunlar ÜMMETÇİ 'dirler. Halkı, kendilerine bağlı müridleri olarak kabul ederler. Dini kullanarak, yine kendilerini tanrının temsilcisi olarak ifade edip, cahil çoğunluğu gerek korkutarak, gerek aldatarak, gerek tehdit ederek kendilerine bağlar, tüm zenginlikleri kendilerine ayırır, halkı " yoksullaşmanın kaderleri, fıtratları " olduğuna inandırırlar.
O halde ne yapmalı ?
Artık seçim sürecine iyice girdiğimiz şu günlerde, bu ülkenin aydınlarının, kanaat önderlerinin, TEK ADAM rejiminden kurtulmak isteyen herkesin doğru örgütlenmeler ile ellerini taşın altına koymaları, halka güven vererek doğru hamleler  yapmaları gerekmektedir.
Öncelikli görev ise seçim sandıklarının mutlaka halkın önüne konulmasının sağlanması ve seçim ve sandık güvenliğinin sağlanarak demokratik ortamda seçimlerin yapılmasını sağlamalarındadır. 

Ne dersiniz ?

BU KEZ ERDOĞAN KLASİKLERİNE SON VERECEK MİYİZ ?