Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

FIRILDAK!

24 Aralık 2022 - 22:10

Fırıldak eskiden çocuk oyuncağının adıydı. Şimdi ise birçok kişinin yaşam stili olmuş.
Şu satırları okuyalım öncellikle ;
" Ahlâki değerlerin, örf ve âdetlerin bozulmaya başladığı, kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönem yaşıyoruz. Bu kültürel yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır. Yılbaşı adı altında yapılan eğlencelerin, bu eğlencelerde yer alan sembolik figürlerin, çam ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle, kültürümüzle hiçbir alâkası yoktur. Yüce dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren, cinayetlerin işlenmesine sebep olan kumarı haram kılmıştır. Kumarın farklı bir çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans oyunları da dinimizce haramdır, günahtır. Bizi biz yapan, bizi ayakta tutan ve en güçlü sığınağımız olan değerlerimize sımsıkı sarılalım. İnancımız, tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, âdet ve gelenekleri hayatımıza yansıtmayalım. "
Bu satırlar, Diyanet İşleri Başkanlığının ( DİB ) CUMA hutbesinde okunmuştur. 
Diyanet İşleri Başkanlığına , bu hutbe çerçevesinde birşeyler hatırlatmakta yarar var diye düşündüm ;
* DİB her yıl benzer açıklamaları cami vaazları ile yapmaktadır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm dünya ile bütünleşmiş, saatleri, günleri, ayları, yılları, mevsimleri tüm ülkeler ile birlikte ortaklaştırmış, takvimi, saati onlarla birlikte kullanmayı kabul etmiştir. Yani saatler 24 saat esasına göredir, aylar 12 ay olarak, günler 365 gün olarak kullanılır.
Bizler, yıl içinde kendimize ait değerleri milli bayramlar olarak, uluslararası etkinlikleri de tüm ülkeler ile birlikte kutlarız ya da anarız. 
Bu çerçeve içinde YILBAŞI kutlamalarının, yeni bir yıla girişi umut ve sevinçle karşılamanın ne zararı vardır ? 
DİB, önce doğruyu  öğrenmeli ve yanlış açıklamalar ile halk üzerinde ALGI OPERASYONU yapmamalıdır. YILBAŞI ayrı bir etkinliktir, NOEL ise çok farklı bir etkinliktir. DİB bu ikisini bilerek ve isteyerek aynı etkinlik imiş gibi açıklamalar yaparak halkı alenen aldatmaktadır. Bu etkinlikler kendi deyişleri ile günahtır, haramdır.
* Yılbaşı gecesi insanlar eğlencelerini istedikleri gibi yaparlar. Bazıları alkol alır, bazıları çekirdek çıtlatır. Bazıları hindi dolması yapar, bazıları çorba içip yatarlar. Herkesin günahı, sevabı kendisinedir.
Ne yazık ki DİB insanların özel hayatlarına karışmaktan, hatta yalan-yanlış ifadeler ile karışmaktan kendini alamıyor.
* DİB her yıl sadece yılbaşı eğlencelerini görüyor, kendine göre yasaklama gayreti içinde oluyor.
Ancak, nedense KENDİ MAHALLESİ içinde olanları, yaşananları hiç görmüyor, görsede görmezden, duysada duymazdan geliyor.
Örneğin ;
- Yeni doğmuş bebeğine milyonluk partiler verip TEK TAŞ YÜZÜK takanları, yatlarda, katlarda, beş yıldızlı otellerde, yurtdışı eğlence mekanlarında parti veren, PUDRA ŞEKERİ ile partilerine renk katanları,
- Camilerdeki kahvaltıları, kermesleri, nikâh törenlerini, spor yapanları, cinsel ilişkileri, hele hele tacizleri, tecavüzleri,
- Valiz dolusu paraları ve para sayma makinaları ile yakalananları, kendi bakanlığına yine kendi şirketinden fahiş fiyatlar ile satış yapan BAKANLARI,
görmüyor, duymuyor, ağzını açıp tek kelime etmiyor.
- Özellikle milli bayramları es geçmeyi ihmâl etmiyor.
Varsa yoksa yılbaşı.
* DİB, yaptığı açıklamada yılbaşı gecesi için kesilen çam ağaçlarının tarihimizle, kültürümüzle hiçbir ilgisinin olmadığını vurguluyor. Ama aynı DİB, ülkemizin akciğerleri olan KAZ dağlarında binlerce ağaç katliamı yapılırken, maden arama ruhsatları verilen tüm alanlardaki ağaçlar yok edilirken, bir açıklama yaparak AĞAÇ KATLİAMLARININ da tarihimizde, kültürümüzde olmadığını bir kez olsun açıklamamıştır.
* DİB, sadece yılbaşı için " tu kaka " dememektedir. İnsanımızı mutlu eden her türlü etkinliğe, insanlarımıza umut veren her türlü girişime  de " tu kaka " demektedir.
Çünkü, istedikleri insanlarımızın mutluluğu değil, ümmet olarak değerlendirdikleri toplumun kayıtsız-şartsız kendilerine itaatkâr olmalarıdır.
* Genel bütçeden en büyük payı alan, birçok bakanlık bütçesinden daha fazla bütçeye sahip DİB, bu devasa bütçeyi istedikleri gibi harcarken, müsrif davranırken günah işlemiyormuş gibiler. Halbuki o bütçenin içinde tüyü bitmemiş yetiminde hakkı vardır. Bunu akıllarına bile getirmezler. 
* Kumardan,içkiden söz ediyorlar. Ancak, devletin asıl gelirinin büyük bir kısmı bu oyunlardan elde ediliyor. Eğer haram ve günah ise yasaklanmasını talep edebilirler. Nedense bu hiç akıllarına gelmiyor. Bir başka gerçek ise,  nedense DİB 'i hiç rahatsız etmiyor. Ülkemizde toplanan vergilerin büyük kısmı alkol ve şans oyunlarından elde edilmekte, kamu çalışanlarının ve emeklilerin de maaşları bu vergilerden ödenmektedir. Yani bizim din adamları da bu haram ve günah ile elde edilen gelirlerden paylarını almaktadırlar, üstelik hiç itiraz, etmeden, üstelik memurlar içinde neredeyse en yüksek maaşları aldıkları halde. Yani haram ve günahın fazlasını aldıkları halde. Garip değil mi ?
* Ve DİB, siyasetin tam göbeğindedir uzun zamandır. Siyasi açıklamalar yapıp, siyaseten fetvalar verip, tarihi gerçekleri çarpıtıp, tarafı oldukları siyasi hareketin, partinin arka bahçesi olarak çalışıyorlar. Hatta ön bahçesi (!) bile diyebiliriz.
Zaten her dönem böyle olmuştur. İktidarda kim varsa hemen koltuklarının altına giriyorlar.
NE DEMİŞTİK BAŞTA ?
" Fırıldak eskiden çocuk oyuncağı idi, şimdi ise bir çok kişinin yaşam stili oldu. "
NE DERSİNİZ ?
BİR FIRILDAKTA BİZ ÇEVİRİP BUNLARIN ALAYINI OYUN DIŞINDA BIRAKALIM MI ?

Bu yazı 658 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum