Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 ilimizde meydana gelen ve binlerce yurttaşın ölümü, yüzbinlerce yurttaşın yaralanması, binlerce binanın yıkılması sonucu, gittiği deprem bölgesinde açıklamalar yaptı. Önce klasik sözler ile yine –ceğiz, - cağızlar ile biten sözler verdi, arkasından depremin “ kader planı “ nda bulunduğunu, bu depremin yine-yeni bir İMTİHAN olduğunu, bir imtihandan geçtiğimizi söyledi.
Evet doğrudur. Bir imtihandan daha geçiyoruz. Geçiyoruz çünkü biz bir türlü SINIFI GEÇEMİYORUZKİ. Tanrı da her seferinde ve üstelik sık sık imtihan yapmak zorunda kalıyor. Araya koyduğumuz ULEMALAR’ da bir torpil yaptıramıyor ki sınıfı geçelim. Ha, bazı ulema görünüşlü soytarılar var ki, geçenlerde birine rastladım sosyal medyada, depremi Manisa ilimizden doğuya kovduğunu ve Manisa’yı kurtardığını söylüyordu. Nefesi biraz daha kuvvetli olsaymış sınırlarımızın ötesine atabilirmiş hoca efendi.
Neyse biz konumuza, depreme dönelim yine. Ancak, önce şunu belirtelim, yaşamımızın her anı siyasettir, kim ki “siyaset yapmıyorum” diyorsa yalan söylüyordur. Eleştiriler de siyasettir aslında.
Yıkılan binaların malzemesinden çalan müteahhiti, imar affı çıkaran hükümet yetkililerini, projelerin yasalara uygun olmadığını bildiği halde imza koyan mimar ve mühendisleri, imar planlarını çıkarlarına uygun hazırlayan, onaylayan, uygulayan Belediye Başkanlarını, meclis üyelerini, bir kat ve bir daire fazla almak umudu ile her usulsüzlüğe, yolsuzluğa göz yuman, sessiz kalan, gereğinde rüşvet alan veya veren durumuna düşen sevgili yurttaşlarımızı eleştirmek SİYASET yapmak ise evet SİYASET YAPIYORUM.
Dünyanın en güzel bölgesinde ve en güzel ülkesinde yaşadığımız halde yaşamlarımızı cehenneme çeviren hükümetleri, hükümetlerin başlarını, cumhurbaşkanlarını, milletvekillerini, kendilerine verilen kanunsuz emirleri sorgusuz, sualsiz ve kendi çıkarları için yerine getiren büyük-küçük tüm bürokratları, memurları, örgüt olduğu düşünülen ancak neredeyse 20 yıldır etliye-sütlüye karışmadan idare eden ve üyesi olan işçileri satan, ihanet eden sözde sendika yöneticilerini eleştirmek SİYASET yapmak ise evet SİYASET yapıyorum.
Ne demişlerdi, İMTİHANDAN geçiyoruz muydu söylediği?
Yahu, KIZILAY vardı içini boşalttılar, liyakatsiz ellere telim ettiler (bu da laf mı şimdi benim yaptığım, liyakatli olanlar tabii ki içini boşalttırmazlardı) ortada KIZILAY kalmadı, Türk Hava Kurumu vardı içini boşalttılar, yangın söndürme uçaklarını bile çürümeye bıraktılar. AKUT’ umuz vardı, ASKER’ imiz vardı, fabrikalarımız vardı çadır diken, konteynır yapan. Deprem vergilerimizden toplanan paralarımız vardı bizim. Neredeler şimdi?
Neyimiz var şimdi? Erdoğan’dan emir almadan bir CAN KURTARMAK için yerinden kalkamayan AFAT’ çılarımız, ilk aşamada KAN, ÇADIR, BATTANİYE, MUTFAK, SOBA vb. afet bölgesine yetiştirmekle görevli olan KIZILAY’ cılarımız, afet bölgesine ilk gidip çalışmaları yerinde görmek, denetlemek zorunda olan BAKAN’ larımız, BÜROKRAT’ larımız var bizim. Ne acı değil mi? Depremin verdiği acıdan daha fazla acıtıyor canımızı.
Hani bazen bağırırız ya canımız yanınca “ Nerede bu DEVLET, Nerede bu MİLLET?” diye. İşte bunu zamanında düşünüp, gözümüzün önünde yolsuzluklar yapılırken, KIZILAY gibi, THK gibi, TSK gibi hayati değerleri olan kurum ve kuruluşların içleri boşaltılırken, çocuklarına GEMİCİKLER alınırken, AYAKKABI kutuları doldurulurken, PARA SAYMA MAKİNALARI çalışırken, yurt içi ve yurt dışında milyon dolarlık MESKENLER (!) alınırken, MAN ADALARINA para transferleri (!) yapılırken bu MİLLET bir araya gelseydi çözüm bulunabilirdi. HAZİNE boşaltılırken seyredenler ona-buna el açar duruma geldiğimizde homurdanmaya başladılar. Ama sadece HOMURDANDILAR, hepsi o kadar.
Ne demiştik? “ İMTİHAN OLUYORUZ “ ÖYLE Mİ?
Daha öncesini bilmem ama bence, son 20 yıldır HÜKÜMET edenler, siyasi iktidar bırakın sınıfta kalmayı, okudukları okuldan çoktan atıldılar. BİZLER İSE BU SON İMTİHANIMIZDA DA SINIFTA KALIRSAK BİZLER DE ATILACAĞIZ OKULDAN.
Ülkeyi, işin FITRATINA inananlar, doğal afetleri KADER PLANI içine yerleştirenler, “NAS VAR NAS” diyenler yönetmeye devam edeceklerse vay halimize.
Şimdi önümüzde bir imtihan daha var; SEÇİMLER!ANAYASYA RAĞMEN ERTELEMEYE ÇALIŞIYORLAR. Ve açıkça SUÇ İŞLEDİKLERİNİ BİLMELERİNE RAĞMEN.
Bitirirken Karl Marx’ın bir sözüyle bitirmek istiyorum yazımı. İşin aslı işte bu sözlerdir ve bu gerçeğe karşı çözüm üreterekve böylece SÖMÜRÜLMEDEN, TAM BAĞIMSIZ, ÖZGÜR YURTTAŞLAR olarak bir arada, kardeşçe yaşayabilmeliyiz ÜLKEMİZDE.
“ Kapitalizm, doğanın en büyük düşmanıdır. Kapitalizmde insan sevgisi, hayvan sevgisi yoktur. İnsanı mekanik bir böcek gibi görür. Kapitalizm VATAN SEVGİSİ, BARIŞ istemez. AHLAK, ERDEM istemez. Yozlaşmış, çıkarcı, cahil, beynine tecavüz edilmiş uysal KÖLELER ister. “
NE DERSİNİZ DOSTLAR?
SİYASİ İKTİDAR DEĞİL, BİZLER“ İMTİHANLARI “ GEÇEBİLECEK MİYİZ?