Hızla yok olmaya doğru yol alan ülkemizde artık herkes şapkasını önüne koyup daha ciddi düşünmek, ayaküstü konuşma yerine ülke gündemini belirlemek ve halka önderlik yapma görevini hatırlamak muhaliflere, özellikle ve öncelikli olarak ana muhalefete görev düşmektedir.
Bu hayati görevleri yapıyorlar mı? Bence hayır. Yapıyormuş gibi yapıyorlar, aslında el freni çekilmiş koca bir kamyon gibi yerlerinde patinaj yapıyorlar.
Her yeni güne siyasi iktidarın belirlediği gündem ile uyanan ülkemizde ne yazık ki hala uyanamayanlar var. Ve öylesine garip işler yapıyorlar ki, bizler sanki bir kâbus görüyor gibiyiz.
Her zaman söylüyoruz. Muhalifler ağlama duvarının önünde ağlamak durumunda değil sorunlara çözüm üretmek, ülkeyi uçurumdan çekip çıkarmak zorundalar.
*Örneğin, KAYYIM ‘lara karşı daha etkili eylem kararları alıp uygulamaları gerekir. Çünkü bu KAYYIM olayı tüm ülkeyi kanser hücreleri gibi sarmakta.
*Örneğin, AJAN ‘lık yasalarına karşı daha sert muhalefet yapılmalı. Asla partiye üyelik başvuruları yapanlar için AJAN’ lardan, MİT’ten yardım talep edilmemeli.
*Örneğin, halkın beklentilerine cevap verilmeli, örgütlü mücadelenin önemi vurgulanmalı, halka özgüven aşılanmalı.
*Örneğin, en çok ihtiyaç duyulan SOL’da güç ve eylem birlikteliğini sağlamak için önderlik yapılmalı, parti içinde ve dışındaki SOL’a kulak verilmeli.
*Örneğin, siyasi iktidar ile helalleşme, yumuşama, barışma gibi çabaların beyhude olduğu gerçeği kabul edilmeli. SAĞ partiler ile yol yürünemeyeceği tecrübe ile bir kez daha kanıtlanmıştır.
*Örneğin, Demokratik Kitle Örgütleri ile bağlar güçlendirilmeli, SARI sendikalar ile değil, yılardır örgütlerin başına çöreklenmiş ODA, BİRLİK, KOOPERATİF vb. yapılardaki yöneticiler ile değil, içlerindeki devrimci muhalifler ile işbirliği yapılmalıdır.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Yeter ki istenilsin. İşbirliği konusunda irade ortaya konulsun. Ülkemiz üzerine çöken kapkara bulutların dağıldığı görülecektir.
Siyasi iktidarın bundan sonraki hamlelerini görmek için kâhin olmaya gerek yoktur. Ortamı daha da gerecek adımları atmaya devam edecekler. Kurdukları korku imparatorluğunu devam ettirerek iktidarda kalma ve her koşulda sürdürme çabalarından asla vazgeçmeyecekler.
Tekrar etmekte yarar var. KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR. Asıl korkulması gereken çocuklarımıza, torunlarımıza dedelerimizden, ninelerimizden, babalarımızdan, annelerimizden DEVRALDIĞIMIZ EMANETİ SAPASAĞLAM TESLİM EDEMEMEK OLMALIDIR.
Geçen her gün, her saat, her dakika halkımızın aleyhine çalışmaktadır.
Muhalefete bir kez daha seslenelim;
Şimdi şapkaları önümüze koyarak ve iki kere düşünerek örgütlü gücü geliştirmek, halka güvenerek ve güven duygularını kazanmalarını sağlamak öncelikli görevdir.
AKSİ HALDE YARIN ÇOK GEÇ OLACAKTIR.