KARANLIĞA BİR IŞIK TUTUN !

Günümüzden tam 60 yıl öncesi. 1961 anayasası yürürlüğe konmuş, yeni seçim sistemi ile tüm siyasi partilerin TBMM'ne girmelerine olanak tanınmış, ilk kez sosyalistler TİP çatısı altında 15 milletvekili, 1 senatör ile ülke yönetiminde söz ve karar sahibi olmuşlardı.
O günleri yaşayanlar, okuyanlar, dinleyenler iyi bilirler. Menderes' in başlattığı, Demirel'in sürdürdüğü kapitalist sistem karşısında dimdik duran, cumhuriyetin kazanımlarını ve Atatürk'ün devrimlerini savunan 16 sosyalist, zaman zaman TBMM'de şiddete de maruz kalsalar bir adım geri çekilmemişlerdi. Sonunda işlerin sarpa sardığını gören emperyalist güçler, 12 Mart muhtırasını verdirdikleri askerleri devreye sokmuşlar, sosyalist avcılığını başlatmışlardı. O günden bu güne gerek anayasada, gerekse seçim yasalarında yaptıkları değişiklikler ile bugünkü dinci faşist  iktidarın ellerini güçlendirmişlerdi.
Özellikle son 20 yıldır yaşadığımız Erdoğan iktidarında SEÇİM SANDIĞINI, LAİKLİĞİ, İNSAN HAKLARINI, DEMOKRASİYİ kaybettik. Tüm cumhuriyet kazanımlarını yok eden siyasi iktidar Atatürk devrimlerinide unutturmaya çalışmıştır. 
Eğitimden sağlığa, üretimden tüketime, yaşam biçimimizden tek tipleştirmeye kadar her alanda ortaçağ karanlığına sürüklediler ülkeyi. 
Önümüzde bir seçim var. Artık ufukta iyice göründü. Eğer Erdoğan farklı bir yöntem uygulamaz ise ilkbaharda bir seçim yapılacak. Bu seçim ülkemiz için, geleceğimiz için, ortaçağ karanlığına  giriş veya o karanlık kapısından dönüş seçimimiz olacak. Yani VAR OLMAK ile YOK OLMAK arasındaki seçimimiz olacak.
Eğer SEÇİM SANDIKLARINI, LAİKLİĞİ, İNSAN HAKLARINI, DOĞAMIZI, DEMOKRASİYİ istiyorsak bu seçimlerde cumhurbaşkanlığı seçimini İLK TURDA kazanmak, TBMM 'de çoğunluğu sağlamak ZORUNDAYIZ. 
Demokrasiye inancı olan ve siyasi yelpazenin muhalefet kanadı içinde yer alanların kişisel veya siyasi hareketlerinin çıkarlarını düşünmeden, halkın güvenini kazanmış Cumhurbaşkanı adayı ile milletvekili adaylarının yanında yer almaları olmazsa olmaz gerekliliktir.
Bu konuda, sorumluluğun çok büyük bölümü CHP'nin omuzlarındadır. Ve arkasından gelen HDP ile tüm sosyalistlerindir.
Özellikle Türkiye sosyalistlerinin artık kendilerini aşmak, özeleştirilerini yapmak, halka neden ulaşamadıklarını, dokunamadıklarını sorgulamak zorundadırlar.
Türkiye sosyalistleri tarihi bir görevle karşı karşıyadırlar.
Halkımızın sandığa hazır olduğunu görüyorum. Bir an evvel sandığın gelmesini bekliyorlar. Yeter ki önlerine yurtsever, demokrat, güvenilir, sağduyulu, karakterli bir Cumhurbaşkanı adayı ile milletveki adayları konsun.
Buradan tüm demokratik güçlere, özellikle sosyalistlere seslenmek istiyorum ;
Haydi YOLDAŞLAR !
KARANLIĞA BİR IŞIK 'da SİZ TUTUN !