Menderes’ten günümüze ülkemiz en ağır bunalımı yaşıyor. Çok gördük ekonominin krize girdiği dönemleri. Hepsinden de geniş halk yığınları büyük zararlar görüp, büyük kayıplar vermelerine rağmen yine de çıkılmıştır. 1950’ lerden bu yana tüm iktidarlarca sermaye sınıfı ile işçi sınıfı arasındaki fark hep sermaye sınıfı lehine açılmıştır.
Ancak, son yirmi yıldır emekçilere öylesine yoğun saldırılar yapılmıştır ki, bu saldırılarda eskiden olduğu gibi bir planlama, bir düzenleme falan olmadan, eskilerin deyimi ile halkın içine BODOSLAMA DALINMIŞ, halk artık nefes alamaz hale getirilmiştir.
Halkımızın önemli bir bölümü, yani yaklaşık % 50’lik kısmı artık gerçekleri görerek bu iktidara ” yeter “ demeyi, “ artık gitme zamanınız “ demeyi öğrenmiştir, değişim istemektedir.
Ancak, diğer % 50 ‘lik kısmı ise halen uyur gibi durmaktadır. Ben bu % 50 içinde de en az % 10-15 arasının da artık iktidara güvenmediğine ve dönüş yaptığına inanıyorum.
Peki, nasıl oluyor da yine iktidar % 49,5 oy alabiliyor?
21 yıldır iktidar olan AKP öylesine yıllar öncesinden kendini hazırlamış ki, her türlü dümen, hırsızlık, düzenbazlık, sahtekârlık, yalan, iftira vb’ni öylesine öğrenmişler ki hep sonuçta başarılı gözükmüşlerdir. 14 MAYIS seçimlerinde de aynı tezgâhlar kurulmuş, aynı oyunlar oynanmış, ele geçirdikleri YSK ile de istedikleri sonuçları çıkarmışlardır. Muhalefet tarafında binlerce sandığa itiraz edilmiş, sonuçlar beklenmektedir.
Ben 70’li yıllardan bu yana tüm seçimleri görmüş bir yurttaşım, seçmenim, birçoğunda sandık başkanı olarak görev yapmış devlet memur idim. Özellikle son bir yıldır, iktidar kanadından halka bu kadar aşağılayacağı sözler söylendiğini, küfredildiğini, insan yerine konulmadığını duymanın şaşkınlığını yaşıyor, öfkemi dizginlemeye çalışıyorum.
Ülkenin Cumhurbaşkanı bırakın tarafsız olmayı, bir yandan kendi yandaşları içinde bile kendine biraz uzak duranları terslemeyi sürdürürken, diğer yandan ekranlardan, meydanlardan tüm muhaliflere ağıza alınmayacak sözler söylemekte, küfretmektedir. Cumhurbaşkanı böyle yaparsa yandaşlar ve bakanları, parti sözcüleri, hatta küçük ortakları MHP’si, BBP’si, şimdi de Hizbullahçısı yani HÜDA-PAR’cısı durur mu? Koro halinde başlıyorlar hakaretlere, küfretmelere.
Şimdi soruyorum AKP ve ufak tefek ortaklarının seçmenlerine; Sizler bu ülkede yaşamıyor musunuz? Bu sözleri duymuyor musunuz? Kötü sözlere maruz kalanlar, hakaret edilenler, küfürlere hedef olanlar sizlerin kardeşleri değil mi? Sizin partinize oy vermeyen eşinizin, dostunuzun, akrabanızın, arkadaşınız, kardeşinizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Liderlerinizin hakaretlerinden dolayı utanmıyor musunuz?
Bu ülkede birlikte yaşayan ve kökeni, cinsiyeti, inancı, rengi, düşüncesi, dünya görüşü ne olursa olsun yine bu topraklardabirlikte yaşayacağız. Birbirimizin yüzüne bakacağız.Birbirimizi kıracak, üzecek, küskünlüklere, hatta düşmanlıklara yol açacak davranışlardan kaçınalım.
Bu kez değiştirelim bu düzeni. Soygunculardan, yandaşları dışında AKP’lisi, MHP’lisi diye ayırmadan halkı sömürenlerden, kanını emenlerden, vatansız bırakmayı hedeflemişlerden kurtulalım artık birlikte.
Bir OY ’un bile çok değerli olduğu bilincinde olarak partilerine ve liderlerine kuşkuyla bakan, sömürüldüklerini hisseden, değişime ihtiyaç duyan seçmenler artık değişime OY vermek zorunda hissetmeliler, sorumluluklarını almalılar ve düzeni DEĞİŞTİRMELİLER.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu yarışacaklar.
Erdoğan düzenin devamından yanadır. Çünkü çıkarları, kazanımları oradadır.
Kılıçdaroğlu düzenin değişmesinden yanadır. Bu sömürü düzeninin son bulmasını istemektedir.
AKP’li, MHP’li ve diğer Erdoğan’cılara, çıkarcı olan yandaşlar dışındakilere şunu söylemek ve sormak isterim; Her şey bugünden daha mı kötü olur? Daha mı çok aç kalırız, sefil oluruz? Bu soruyu, artık yıllarca oy verdikleri partiye birazcık da olsa kuşkuyla bakan seçmenler aynaya bakıp kendilerine sorsunlar. Kendileri cevaplarını versinler.
HAYDİ BAKALIM ! SESİMİ DUYAN VAR MI ?
FACEBOOK YORUMLAR