MÜREKKEP KURUMADAN!

Eleştiri, uyarı, öneri vb yazılar yayımladığında , baskıdan çıkmış gazete, dergi, kitap vb yayın organları okurlar ile buluştuğunda ve kısa süre içinde konu ile ilgili olumlu veya olumsuz gelişmeler yaşandığında söylediğimiz bir söz vardır ; " YAHU MÜREKKEBİ KURUMADI DAHA ".
Günümüzde teknoloji gereği " mürekkebi kurumadan " yerine, 
" yahu klavyenin başından yeni kalktık " demeye başladık.
Ülkemizde gündem o kadar hızlı değişiyor ki, bu cümleleri kurmaya bile yetişemiyoruz artık.
Birkaç örnekle lafi uzatmadan konuya gireyim.
Hafta başında üç haber dikkatimi çekti. Haberleri okuyunca, hiç hayret etmemem gerektiği halde, elimde olmadan " yok artık, bu nedir yahu ! " dediğimi hatırlıyorum. Yani, habere konu olay, söylem ve alınan kararlar " bunlarda mı olacaktı? " dedirten cinsten.
Neydi bu haberler bir bakalım ;
* CAMİDE NİKÂH ; Bir çift ve aileleri değişik bir yerde nikâhlarını yapmak istemiş olacaklar ki, birazda bir başka DİNE ÖZENEREK  nikâhlarını CAMİDE kıydırmışlar, düğün pastalarını kesmişler, pasta ve şekerlerini davetlilere dağıtmışlar. Haberin içeriğinde yoktu ama, inşallah  davul zurna ile halay çekmemişlerdir. Geceyi nerede geçirdiklerini de sormayın, ben de bilmiyorum yeminle.
Camilerimizde kahvaltıları, piknik görüntülerini, kermesleri, siyasi vaazları, siyasetçilerin miting gibi şovlarını, eşleri tarafından başka bir kadınla uygunsuz (!) şekilde yakalanan din görevlilerini, daha da kötüsü çocuk tacizlerine rastlamıştık ama, nikâha/düğüne rastlamamıştık. Camilerin İBADET dışı kullanılmasını eleştirdiğimiz  yazılarımızın gerçekten MÜREKKEPLERİ KURUMAMIŞKEN bu haberi aldık. Dilerim, bu yazımın mürekkebi kurumadan camilerde yeni SAÇMALIKLAR yapıldığını duymayız.
* KENDİNİ FÂNİ OLARAK GÖRMEK ; AKP Genel Başkan VEKİLİ Numan Kurtulmuş beyefendi bir televizyon programında lütufta bulunup Genel Başkanı ERDOĞAN için şu cümleyi kurmuş ; 
" Cumhurbaşkanımız KENDİNİ FÂNİ OLARAK GÖRÜYOR  ! ". 
AKP'lilerin birçok kez ERDOĞAN ' ı kutsadıklarını, kendisini çeşitli mertebelere taşıdıklarını, neredeyse (hâşâ) peygamber ilân ettiklerini duymuş, görmüştük ancak, ilk kez " kendisini FÂNİ yani ÖLÜMLÜ olduğunu " belirtmesini duymamıştık, sonuçta KURTULMUŞ aracılığı ile onu da öğrenmiş olduk.
Dilerim bu yazımızın mürekkebi kurumadan, Erdoğan'ı hiç aklımıza gelmeyen bir mertebeye çıkarmaz, ölümsüz olduğunun FETVASINI falan vermezler.
* YARGIDAN HDP İÇİN BİR TALEP ; Son yazımda siyasi gelişmelere, AKP+MHP ittifakının  iktidarlarını koruma adına yaptığı yeni hamlelerine bakarak, HDP dosyasının yeniden açılabileceğini ve KAPATILMA dava dosyasının tozlu raflardan indirilebileceğini belirtmiştim. Yazımın, gerçekten mürekkebi kurumadan, Yargıtay Başsavcısı 'nın HDP'nin aldığı HAZİNE YARDIMLARININ bankada BLOKE EDİLMESİNİ talep ettiğini basından duyduk, okuduk. Aslında bunları öngörmek için KÂHİN olmaya gerek yok.
" Ülkemizde ne yazık ki, seçimlere katılmış, TBMM'de grup kuracak kadar milletvekili çıkarmış, TBMM'de BAŞKAN VEKİLLİĞİ yapan bir siyasi parti için açılan KAPATMA  DAVASI sonuçlanmadan, tam da yeni bir seçim öncesi ekonomik olanaklarının ellerinden alınmasını da talep etmek ne kadar HUKUKİ' dir ? " diye sormak, bizlerin de ülkemizin eşit yurttaşları olarak hakkımızdır. Kamuoyunda bir algı operasyonu ile YARGI KARARI beklenmeden, yasal yollarla kurulmuş ve siyasi partiler yasasına göre henüz SUÇLU olduğu kanıtlanmamış, dolayısı ile KAPATILMA KARARI' da kesinleşmemiş siyasi partiler için OLUMSUZ algı yaratmak ne hukuki, ne siyasi, ne de VİCDANÎ değildir.
Dilerim bu yazımızın da mürekkebi kurumadan yeni algı operasyonları yapılmaz.

ACI BİR NOT ;
Devleti yöneten siyasi iktidar, SİVAS katliamı davası hükümlüsünü YAŞLI ve HASTA olduğu gerekçesi ile af ederek- ki toplumun af ettiği anlamını taşımaz-cezaevinden çıkarıp serbest bıraktığı örneği varken, hiçkimseye saldırmamış, silah kullanmamış, kurşun atmamış, emrini vermemiş, cinayet işlememiş, sadece günün siyasi iktidarının da altında imzası bulunan 28 ŞUBAT kararları diye anılan kararlara uygun hareket etmiş, yasaların dışına çıkmamış olmasına rağmen haklarında ağır cezalar verilerek cezaevlerine konulan, herbiri 80-90'lı yaşlarını yaşayan hasta ve kendi ihtiyaçlarını kendi başlarına yapamayan subaylar için aynı AF  uygulaması yapılmadığı için artık cezaevlerinde TABUT içinde çıkmaya başladılar. Bu uygulamayı reva görenler ve onlara hak verenleri vijdanları ile başbaşa bırakıyorum. Yazının mürekkebi kurumadan dilerim yeni tabutlar çıkmaz.