“ HAKLAR YASALARDAN ÖNCE GELİR! “
Ülke seçimler ertesinde hemen çalkalanmaya ve iktidar tüm ekonomik, siyasal, sosyal, hukuki yıkımlara rağmen yine gündem belirlemeye devam ediyor. Sağ olsunlar, muhalefet partileri de öylesine yardımcı oluyorlar ki iktidara, “bu muhalefet varken başka bir şey ile uğraşmama gerek yok” diyordur açıkçası. Seçimlerden hemen sonra başlatılan muhalefet partileri içindeki tartışmalar, özellikle ana muhalefet partisi içindeki kişi ve kişilere bağlı değişim (!) talepleri ve tartışmaları ile geçiyor günler. Allah akıl fikir versin diyorum şimdilik. Ve şayet okurlarsa, duyarlarsa “şunun şurasında 8,5 ay kaldı sadece yerel seçimlere” diye hatırlatmak istiyorum.
Ne demiştik başta; “haklar yasalardan önce gelir”!
Eğer bir toplum kendine uymayan, haklarını gasp eden, hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı yasalar var ise normal koşullarda harekete geçer, tepkisini demokratik yollardan koyar, yasalara rağmen ve yasalara karşı anayasal haklar ve uluslararası anlaşmalar gereği eylemlerini gerçekleştirir ve özgürce bireysel ve toplumsal haklarını kullanır hale gelir.
Bizim memlekette var mı böyle bir şey? Neredeyse 1980’den bu yana yok gibi yani.
Ya Sinop’ta? Ya Sinoplularda? “Yok” dediğinizi duyar gibiyim. Bir avuç “Sinoplu çılgın” dışında!
Bir bakalım mı Sinoplular nelere sessiz kalarak kabullenmişler haklarının gasp edilmesini?
*Örneğin, geçen hafta içinde Sinop Emek, Barış ve Demokrasi Platformu tarafından başlatılan “SAHİLLER HALKINDIR” imza kampanyasına kaç Sinoplu imzası ile katılmıştır?
*Örneğin, bugün açıklanan bir valilik kararı ile KUZEYFEST yasaklanıyor. Kaç Sinoplu duydu ve kaçının umurunda? Son zamanların modası konser yasaklarına KUZEYİN İNCİSİ ’de uydu. “Ne gam Sinoplu için” mi diyeceğiz?
*Örneğin, Salı günü AjansSinop ’un canlı yayınında Sinop Üniversitesi rektörü açıkça kampüs karşısında bulunan KENT ORMANI içine Yüksekokullar, fakülteler ve CAMİ yapılacağını belirtti. Bu KENT ORMANI ’nın kendilerine tahsis edildiğini, ağaçların sanayi tipi olduğu için kesilmesinde bir SAKINCA olmadığını, imar planı içinde yer aldığını da açıkladı. Şimdi önceliği CAMİ yapımına verdiklerinden Sinop Belediye Başkanlığına İnşaat ruhsatı için başvuru yaptıklarını da açıkladı. Bakalım Sinopluların seçtiği ve Sinopluları temsil eden Belediyemiz KENT ORMANI içine inşaat ruhsatını verecek midir? Sinoplu bu konuda da tepkisini kitlesel koyabilecek midir?
*Örneğin, cami demişken, her gün önünden binlerce insanın geçtiği Uğur Mumcu Meydanı içindeki mescit/cami ne aşamada? Neler olduğunu bilen, soran var mı? Alıştıra alıştıra açıverecekler gibi. Birileri ses verir mi acaba?
*Örneğin, gerek kente gelenler, gerekse kent dışına çıktığımızda muhatap olduğumuz tek soru “Sinop’a ne olmuş böyle?”. Bu soruyu siyasi anlamda soruyorlar ve “demokrat” Sinop’taki muhalefet oylarının yani AKP ve yandaşlarının oylarının yükselmesini şaşkınlıkla izlediklerini söylüyorlar. Ne cevap vereceğimizi bilemiyoruz. Sinoplular olarak cevap verebiliyor musunuz?
*Örneğin, Millet Bahçesi dediler, Millet Kıraathanesi dediler, Kent Meydanı dediler, ancak 2,5 yıldır bitir(e)mediler. Kışın çamurundan, yazın tozundan, topuk kıran-lastik patlatan-insanların düşmesine neden olan kaldırım taşlarından bıkmadı galiba ki Sinoplular, yine sabırla ve sessizce bekleyişlerini sürdürüyorlar. Nereye kadar?
*Örneğin; park ve bahçeler, mesire alanları, mendirek, iskele ve tabii ki trafik! Hayranım Sinopluların bu sabrına ve SESSİZLİĞİNE!
Örnekler çok, çözüm var! Fakat halk suskun, Sinoplu kabuğuna çekilmiş, “kış soğuk” diyor, yazın ise “sıcak”. Haa, bir de “tepkimi seçimlerde koyuyorum, yine koyacağım” diyor! “Yetmez ama evet” mi diyeceğiz? Seçimden seçime konan tepkinin sonuçlarıdır bugün yaşadıklarımız.
Ne demiştik? Haklar yasalardan önce gelir!
Bir de; HAK VERİLMEZ ALINIR!
Diyeceksiniz ki; sen de Sinoplu değil misin? Evet, ben de Sinoplu’yum. Ve kentimi çok seviyorum. Yukarıda hep “Sinoplular” diye söz ettim. O Sinoplular içinde bende varım. Sadece sessiz kalamıyorum ve elimden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyorum.
Bildiğim tek doğru, sorgulamadan, mücadele etmeden haklarımı kazanamam ve koruyamam.
İsterim ki, sizlerde sorgulayın, haklarınızı alın ve koruyun. Kimseden korkmadan, çekinmeden. Çünkü biz milyonlarız. Her şey aslında bizlerin elimizde!
DOĞRU DEĞİL Mİ?
Ülke seçimler ertesinde hemen çalkalanmaya ve iktidar tüm ekonomik, siyasal, sosyal, hukuki yıkımlara rağmen yine gündem belirlemeye devam ediyor. Sağ olsunlar, muhalefet partileri de öylesine yardımcı oluyorlar ki iktidara, “bu muhalefet varken başka bir şey ile uğraşmama gerek yok” diyordur açıkçası. Seçimlerden hemen sonra başlatılan muhalefet partileri içindeki tartışmalar, özellikle ana muhalefet partisi içindeki kişi ve kişilere bağlı değişim (!) talepleri ve tartışmaları ile geçiyor günler. Allah akıl fikir versin diyorum şimdilik. Ve şayet okurlarsa, duyarlarsa “şunun şurasında 8,5 ay kaldı sadece yerel seçimlere” diye hatırlatmak istiyorum.
Ne demiştik başta; “haklar yasalardan önce gelir”!
Eğer bir toplum kendine uymayan, haklarını gasp eden, hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı yasalar var ise normal koşullarda harekete geçer, tepkisini demokratik yollardan koyar, yasalara rağmen ve yasalara karşı anayasal haklar ve uluslararası anlaşmalar gereği eylemlerini gerçekleştirir ve özgürce bireysel ve toplumsal haklarını kullanır hale gelir.
Bizim memlekette var mı böyle bir şey? Neredeyse 1980’den bu yana yok gibi yani.
Ya Sinop’ta? Ya Sinoplularda? “Yok” dediğinizi duyar gibiyim. Bir avuç “Sinoplu çılgın” dışında!
Bir bakalım mı Sinoplular nelere sessiz kalarak kabullenmişler haklarının gasp edilmesini?
*Örneğin, geçen hafta içinde Sinop Emek, Barış ve Demokrasi Platformu tarafından başlatılan “SAHİLLER HALKINDIR” imza kampanyasına kaç Sinoplu imzası ile katılmıştır?
*Örneğin, bugün açıklanan bir valilik kararı ile KUZEYFEST yasaklanıyor. Kaç Sinoplu duydu ve kaçının umurunda? Son zamanların modası konser yasaklarına KUZEYİN İNCİSİ ’de uydu. “Ne gam Sinoplu için” mi diyeceğiz?
*Örneğin, Salı günü AjansSinop ’un canlı yayınında Sinop Üniversitesi rektörü açıkça kampüs karşısında bulunan KENT ORMANI içine Yüksekokullar, fakülteler ve CAMİ yapılacağını belirtti. Bu KENT ORMANI ’nın kendilerine tahsis edildiğini, ağaçların sanayi tipi olduğu için kesilmesinde bir SAKINCA olmadığını, imar planı içinde yer aldığını da açıkladı. Şimdi önceliği CAMİ yapımına verdiklerinden Sinop Belediye Başkanlığına İnşaat ruhsatı için başvuru yaptıklarını da açıkladı. Bakalım Sinopluların seçtiği ve Sinopluları temsil eden Belediyemiz KENT ORMANI içine inşaat ruhsatını verecek midir? Sinoplu bu konuda da tepkisini kitlesel koyabilecek midir?
*Örneğin, cami demişken, her gün önünden binlerce insanın geçtiği Uğur Mumcu Meydanı içindeki mescit/cami ne aşamada? Neler olduğunu bilen, soran var mı? Alıştıra alıştıra açıverecekler gibi. Birileri ses verir mi acaba?
*Örneğin, gerek kente gelenler, gerekse kent dışına çıktığımızda muhatap olduğumuz tek soru “Sinop’a ne olmuş böyle?”. Bu soruyu siyasi anlamda soruyorlar ve “demokrat” Sinop’taki muhalefet oylarının yani AKP ve yandaşlarının oylarının yükselmesini şaşkınlıkla izlediklerini söylüyorlar. Ne cevap vereceğimizi bilemiyoruz. Sinoplular olarak cevap verebiliyor musunuz?
*Örneğin, Millet Bahçesi dediler, Millet Kıraathanesi dediler, Kent Meydanı dediler, ancak 2,5 yıldır bitir(e)mediler. Kışın çamurundan, yazın tozundan, topuk kıran-lastik patlatan-insanların düşmesine neden olan kaldırım taşlarından bıkmadı galiba ki Sinoplular, yine sabırla ve sessizce bekleyişlerini sürdürüyorlar. Nereye kadar?
*Örneğin; park ve bahçeler, mesire alanları, mendirek, iskele ve tabii ki trafik! Hayranım Sinopluların bu sabrına ve SESSİZLİĞİNE!
Örnekler çok, çözüm var! Fakat halk suskun, Sinoplu kabuğuna çekilmiş, “kış soğuk” diyor, yazın ise “sıcak”. Haa, bir de “tepkimi seçimlerde koyuyorum, yine koyacağım” diyor! “Yetmez ama evet” mi diyeceğiz? Seçimden seçime konan tepkinin sonuçlarıdır bugün yaşadıklarımız.
Ne demiştik? Haklar yasalardan önce gelir!
Bir de; HAK VERİLMEZ ALINIR!
Diyeceksiniz ki; sen de Sinoplu değil misin? Evet, ben de Sinoplu’yum. Ve kentimi çok seviyorum. Yukarıda hep “Sinoplular” diye söz ettim. O Sinoplular içinde bende varım. Sadece sessiz kalamıyorum ve elimden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyorum.
Bildiğim tek doğru, sorgulamadan, mücadele etmeden haklarımı kazanamam ve koruyamam.
İsterim ki, sizlerde sorgulayın, haklarınızı alın ve koruyun. Kimseden korkmadan, çekinmeden. Çünkü biz milyonlarız. Her şey aslında bizlerin elimizde!
DOĞRU DEĞİL Mİ?
FACEBOOK YORUMLAR