Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

Sayın RİZE 'li valimize açık mektup !

23 Mart 2022 - 23:33

Sayın Erol Karaömeroğlu ,
Sinop Valiliğine 18 Haziran 2020 tarihinde başladığınızda bir sözünüz bize yeni bir umut,heyecan ve cesaret vermişti.Neydi bu sözünüz;"Sinop'tan Rizeli bir vali geçti dedirteceğim" demiştiniz.Bu sözünüzden cesaret alarak 16 0cak 2022 tarihinde size bu sütunlardan yine bir mektup yazmıştım.
Önümüzdeki günlerde yeni katılımlarında olacağı 27 sivil demokratik kitle örgütlerinin güç ve eylem birliği için bir araya geldiği ve siyaset üstü bir yapı olarak oluşturduğu Sinop Emek,Barış ve Demokrasi Platformu'nun temsilcileri ile görüşme yapmanız önerim ne yazık ki bugüne kadar karşılık bulmamıştır. İşinizin çok olduğu bilincindeyim.Heyetleri de zaman zaman kabul ettiğinizi biliyorum. Ancak,çoğunlukla Sinop'un sorunları için  kafa yoran,çözümler üretmeye çalışan Sinop Emek,Barış ve Demokrasi SİNOP ilinde en geniş kapsamlı bir örgütlenme olup, aslında Sinop için, Sinop'u yönetenler için, yani sizler için, Belediyemiz için,il genel meclisi,Belediye meclisi üyeleri için bir ŞANSTIR. Platformu oluşturan sivil örgütlerin hiçbir kamu örgütlenmesinde olmayan çeşitliliği, uzmanları olan,herbiri bilimsel,kamusal,
sosyal alanlarda çözüm üretebilen üyelere sahip örgütlerdir.
Sayın vali,Sinop'un yakıcı,Sinopluyu rahatsız ve huzursuz eden sorunları vardır ve hergün biraz daha artarak ve ağırlaşarak bu sorunlar büyümektedir.
Sinoplular önümüzdeki günlerde ve aylarda sorunlarının daha yakıcı,acıtıcı,yıkıcı olmasından kaygı duymaktadır.
Bugüne kadar hazırlanan ve uygulamaya konulan PROJELER konusunda yaptığımız her değerlendirme,eleştiri ve önerilerimiz ne yazık ki DOĞRU çıkmış,kaygılarımız gerçekleşmiş,sonuçta sorunlar daha da büyüyerek ve ağırlaşarak Sinoplular için yaşam işkenceye dönüşmüştür.Sorunlar içinden çıkılmaz hale dönüşmektedir.
Projelerin görsellerde olduğu gibi uygulanmadığı görülmüş,MEYDAN projesinde kent bir santiye alanına dönüşmüştür.Çamur,
toz,köstebek yuvasına dönen cadde ve sokaklar hem yayalar, hem de araçlar için çile olmuş,kazalar kaçınılmaz hale gelmiştir.Yıkılması gereken binaların gerek söküm aşamasında,gerek yıkım aşamasında hiçbir önlem alınmaması, sulama yapılmadan yıkımların yapılması çevredeki tüm işyeri ve evlerin tozdan etkilenmesi ile özellikle yiyecek sektöründe hijyenin sağlanamamasına yol açmıştır.Bu sorun özellikle Atatürk ve Gazi caddelerinde halen devam etmektedir.Adeta hastalıklara davetiye çıkarılmaktadır.
Yıkılan binalardaki esnafların mağdur olmaması amacı ile eski Dispanser yerine yapılan binaların hukuka,imara,
Arkeolojik SİT alanına aykırı olarak yapılması yasal ve doğru bir proje olmadığı gibi dükkanların birkaç esnaf dışında hiçbirinin işine yaramadığıda bir gerçektir.Hatta bir eczane için kaç metre kare alanın zorunlu olduğunu bile bilmeyenler tarafından yapılan dağıtımlar ne kadar gerçekçidir, taktir sizindir.Tüm suç duyurularımıza, ilgili kurumlara yaptığımız başvurulara rağmen ısrarla yapılan binaların akibetide henüz belli değildir.Ve inşaatlar bitmek üzere Müze Müdürlüğü tarafından inşaat alanına dikilen "ARKEOLOJİK KAZI ALANIDIR.GİRMEK TEHLİKELİ VE YASAKTIR" uyarı levhası tam bir kara mizah niteliğindedir.Ve o levhayı dikenler aslında SUÇ duyurularımıza kanıt olacak şekilde SUÇ ÜSTÜ yakalanmışlardır. Bu konuda Sinop Emek,Barış ve Demokrasi Platformu tim belge,bilgi ve kanıtları bir dosya ile Samsun Koruma Kuruna başvurusunu yapmış,yasal olarak araştırma,soruşturma açmasını istemiştir.
Son olarak davası devam eden bir yargılamada verilen ara karar ile konulan ihtiyati tedbir kararı bir hafta sonra kaldırılmıştır.Tedbir kararının gerekçesi ile kaldırılma kararının gerekçesini okursanız birbirine taban tabana zıt olduğunu görürsünüz.
Sinoplular tüm bu gelişmelerden tedirgindir.Gerek siyasi iktidarın ne olduğu, hatta olup olmadığı bile belli olmayan projelerinden,
uygulamalarından hoşnut değildir,çile çekmektedir.Zaten ekonomik sıkıntılardan bunalmış tüm esnaf, özellikle Atatürk ve Gazi caddelerindekiler daha da zor durumdadırlar ve ne yapacaklarını,kime başvuracaklarını,
sorunlarını nasıl çözeceklerini bilmez haldedirler.Bugünkü görüntüler ile şantiyeye dönmüş özellikle sahillerin hali,çay bahçelerinin kaldırılması sonucu halk ne yapacaktır ?Yaz sezonuna yetişip belli olmadığından, hatta büyük çoğunluğun bitmeyeceğine  inandığından tam bir karamsarlık içindedir SİNOP halkı. İki yıldır pandemi ile uğraşan ve yorgun düşmüş olan esnafın tüm beklentisi yaz sezonudur. Dayanma sınırını çoktan aşmış,borcu hergün katlanan bu yurttaşlarımızın sorunları çözülmez ise çok kötü sosyal, toplumsal,bireysel sonuçlara yol açılmasından korkulmaktadır.
Sayın vali,kuşkusuz sorunlar meydan projesi ile sınırlı  değildir.Kentin trafik, otopark,imar,çevre yolu,tarihi emanetler, mesire alanları,sahiller, plajlar,turizm,kültür,
sansür kurulu sorunları  ACİLEN demokratik, bilimsel,kamucu, sosyal vb yöntemler ile çözülmesi gereken sorunlardır.Bu sorunların sadece siyasi iktidarın çözüm önerileri ile aşılayamayacağı bugüne kadar yapılan projelerinin sonuçlarında gördük.
Önemli olan DEVLETİN sivil toplum örgütleri ile kuracakları ilişkiler ile sorunların çözümü noktasında birlikte çalışması,imece oluşturması konusunda önderlik yapmasıdır.
Sayın vali,dileğim bu kez önerilerimin karşılık bulmasıdır. Sinop'u artık tanımış ve özel bir kent olduğunu hissetmiş olmalısınız.Eğer gerçekten "Sinop'tan Rizeli bir vali geçti " dedirtmek ve Sinoplunun gönlünde özel bir yer edinmek istiyorsanız lütfen DEVLETİN VALİSİ olarak Sinopluların sesine kulak verin, onları gerçek olarak  temsil eden sivil toplum örgütlerini dinleyin.Eminim ki hukuka işlerlik kazandırılır ise,çok kısa sürede kaygılar giderilir,güven tazelenir,sorunlar ivedilikle çözülür, sezona sorunsuz girilebilir.
Zararın neresinden dönülse kârdır sayın valim !
Saygılarımla !

Not; bu mesajım ise Sinoplara !



Yukarıda gördüğünüz iki fotoğraf SİNOP tarihi cezaevi inşaatından.Sanki korktuğumuz başımıza geliyor gibi.Binanın renginden tutunda, yapılan çalışmaların binanın farklı amaçlarla hazırlandığını göstermektedir.Anılar,
yaşanmışlıklar,acılar,
işkenceler toprağa gömülmekte,tarih ve cezaevi unutturulmak istenmektedir.
Dünyanın bir başka ülkesinde MÜZE dışında bir proje hazırlansa bırakın hazırlayanları,
hükümetler düşer, sorumlular ya istifa ederler,ya da görevden alınırlar.Ama burası Türkiye ve her yerde tarih,kültür,sanat yok edilmektedir.Zaten SANATIN İÇİNE TÜKÜREN,heykellere UCUBE diyen,
saraylarda görgüsüzlüklerini sergileyen zinniyetlerden ne beklenebilir ki ? 
Halk da sahip çıkmıyor ise sözün bittiği yerdeyiz demektir.
(Fotoğraflar Sinop Olay sitesinden alınmıştır.)

Bu yazı 633 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum