Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

SİNOP….SİNOP…!

07 Ekim 2023 - 16:15 - Güncelleme: 13 Aralık 2023 - 22:51



Çocukluğumun Sinop’unu özlüyorum. Arnavut taşları ile döşeli yollarda koştuğum günleri. Koşarken düşüp dizlerimi yaraladığım, babama cilt yapması için bırakılan kitapları eve taşıdığım, kaleyazısında Mustafa amcanın dükkânından veresiye alışveriş yaptığımız, hafta sonları çocuklara serbest olan kışlık sinemaları, yazın çekirdek çıtlatıp gazoz içtiğimiz yazlık sinemaları özlüyorum. Komşularımızı özlüyorum, akşamları bir araya gelip sohbetlerin edildiği, ud çalınıp şarkılar söylendiği, helvalar çekildiği, sucuklar yapıldığı geceleri özlüyorum. Günün yorgunluğu ile ocak başında elinde kürekle annemin uyukladığı, babamın ve amcamın anneme ve halama yaptıkları akıl almaz şakaları, ladese tutuşmaları özlüyorum.
İlkokulum olan Cumhuriyet okulunu, öğretmenimi, milli bayramlarda yaptığımız halk oyunlarını, müsamereleri, dans gösterilerimizi özlüyorum. Halkevlerinin tiyatrolarında babamla sahne alışımızı, at sırtında gezdirilerek yapılan sünnet düğünümüzü, şehir kulübü arkasındaki çocuk parkında ağaçların, salıncakların, kaydırakların arasında top oynamalarımızı özlüyorum. Büyük caminin avlusunda sıç beş oyunu oynamayı, şimdiki hükümet binası yerindeki top sahasında kiralık bisiklete binmeyi, cambazları seyretmeyi, cilveli kızlara dayanamayıp sigaralara halka atmayı, futbol maçlarını izlemeyi, çoğu zaman maçlarda çıkan kavgaları özlüyorum. Babamla amcamın kendi elleri ile yaptıkları Sinop’un ilk ve tek deniz otobüsü olan DEMİREL motoru ile plajlara yolcu taşımayı, yazları pazar sabahları yer kapmak için BAHÇELERE koşmayı, tutabildiğimiz yere kilim sermeyi, Pazar günlerinin vazgeçilmezi olan pideleri yaptırarak aile boyu yemeği özlüyorum. Kış hazırlığı için alınan ve eşek dediğimiz ağaçtan yapılmış bir düzenek üzerine konulan ağaçların karşılıklı olarak hızarla kesilmesi sırasında kesilen odunun üzerine oturmayı, yazları akşamüstleri parka gitmek için aile büyüklerimizin özel hazırlık yapmalarını, bayrama gider gibi giyinmelerini, parkta bulunan arslan heykellerinin üzerine binmeyi, Sinop’umuzun pırıl pırıl denizine istediğimiz kumsallarından girmeyi özlüyorum. Daha çok şey var özlediğim.
Kısacası çocukluğumu, delikanlı günlerimi özlüyorum. Eminim sizlerde çok özlüyorsunuzdur.
Düşünüyorum da, acaba bugünün çocukları, gençleri de özleyecekler midir? Belki hiç hatırlamak bile istemeyecekler, belki de benim gibi arayacaklardır o günleri.
Bir yüzyıl düşünün, çöken, yok olan bir hanedandan yani bir aileden, sülaleden, yani Osmanlı imparatorluğundan bir DEVLET çıkmış, yönetim biçimi CUMHURİYET olmuş bir devlet. Bizlere ARMAĞAN ve EMANET edilmiş bir devlet.
Evet, benim çocukluğumda buzdolabı yoktu kiler vardı, doğalgaz yoktu odun-kömür vardı, havayolları, karayolları yoktu vapurlar vardı, televizyon yoktu cızırtılı radyolar vardı, apartmanlar yoktu müstakil evlerimiz vardı, komşularımız vardı iyi günde-kötü günde yanımızda olan.
Ancak, saf ve temiz yurttaşlardık biz. Her söylenene inanan, sorgulamayan. İyi yönetilmeyi hak eden ancak maalesef tüm varlıkları elinden alınan, duyguları sömürülerek yoksullaştırılan.
“Her mahallede bir milyoner yaratacağız” sözünden “küçük Amerika, küçük Japonya olacağız” sözlerine uzanan, kanan ve “ benim memurum işini bilir” sözünün bile ne kadar ahlaksızca olduğunu sorgulamadan sırıtanlar olduk biz.
Ve bugünlere taşındık. Çok küçük bir azınlık mutlu. Bir eli yağda diğer eli balda. Büyük çoğunluğun sırtına yapışmışlar kanını emiyorlar.
Şimdi bu büyük çoğunluk içinde büyüyen çocuklarımızı düşünüyorum. Ne kadarı bizim gibi sokaklarda oynayabiliyor, kaçı ekmeğinin üzerine sürülmüş tereyağı ve reçeli yiyerek mahalle arkadaşlarına katılabiliyor.
Sineması bile olmayan, kültür-spor aktivitelerinin yetersiz kaldığı Sinop’umda gençlerimizi kafelerde otururken görüp rahatlıkla eleştirebiliyoruz biz büyükler ama. Büyük çoğunluğu yaz akşamlarında sahillerde ücretsiz oturabilecek yer arıyorlar.
Peki, nasıl düzelecek bu işler? Ben çocukluğumu özlüyorum. Ama o günlere dönemeyeceğim artık.
BUGÜNÜN ÇOCUKLARINI KURTARALIM!
YANLIŞ İMAR PLANLARI İLE LABİRENTE DÖNEN KENTİMİ BU CENDEREDEN ÇIKARIP ÇOCUKLARIMIZI YEŞİL ALANLARLA, MAHALLE OYUN ALANLARI İLE TANIŞTIRALIM.
ÜÇ TARAFI DENİZ OLAN KENTİMDE DENİZLE TANIŞTIRALIM.
SİNOP… SİNOP!
NE GÜZEL OLURDU SENİ ESKİ HALİNLE YAŞATABİLMEK!
AH BİZ BÜYÜKLER, HERŞEYİ BERBAT ETTİK, BARİ SİZ GENÇLER, SAHİP ÇIKIN KENTİMİZE!
 

Bu yazı 3622 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum