İYİ Parti lideri Meral Akşener, Millet İttifakının 6 Mart günü yapacağı ve Cumhurbaşkanı adayını açıklanacağı toplantının 13. Toplantı olmasından korktu galiba. Çünkü ülkemizde 13 rakamının uğursuzluğuna olan inanç yaygındır. Akşener’de bu 13. toplantının uğursuz olacağı inancı ile masaya ne yazık ki bir tekme savurmuştur. Gerçi ıska geçmiştir ama olsun. Rüzgârı biraz da olsa bir sarsıntı yaratmıştır. O kadar!
Şaka bir tarafa, Meral Akşener kendisinden uzun zamandır beklenen davranışı gerçekleştirmiş, bence varlığını borçlu olduğu ve bir konuşmasında SÜLALESİNE EMANET ETTİĞİ Kemal Kılıçdaroğlu’na ve dolayışla CHP’ye ihanet etmiştir. Hem de kimleri kullanmaya çalışarak? CHP üyesi ve Belediye Başkanları olan MANSUR YAVAŞ ve EKREM İMAMOĞLU’ nu kullanmaya çalışarak. “Artık bu kadarı da olmaz” dedirterek atmıştır bu adımı.
Ben hiç şaşırmadım. Aylardır söylediklerimde ve yazdıklarımda haklı çıktım ne yazık ki. Çünkü CHP ve İYİ Parti birlikteliği eşyanın tabiatına aykırı idi. Güç ve eylem birlikteliği siyasi açıdan mümkün olamazdı. Olamadı da! Bir yanda kendisini her ne kadar merkez sağda göstermeye çalışan milliyetçi ve muhafazakâr bir siyasi parti, diğer yanda Sosyal Demokrat olduğunu beyan eden bir siyasi parti. Yani yelpazenin iki farklı ucunda yer alan iki parti. “Peki, masanın diğerleri?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Onlar henüz emekleme döneminde olanlar. Önce biraz büyüdüklerini görelim, şayet büyüyebilirlerse!
Dönelim tekrar AKŞENER ve ekibine; Bunlar biraz darbeci yapıda olmuşlardır her zaman. Biraz gerilere gidip hatırlayalım neler olmuştu? TANSU ÇİLLER’ in İçişleri Bakanı Meral Akşener’i AKP’nin kurucuları arasında gördük bir anda. Sonra asıl yeri olan MHP’ taşındığını ve Genel Başkanlığa oynadığını, ancak BAHÇELİ ile baş edemeyeceğini anlayarak ayrılıp İYİ Partiyi kurduğunu görüyoruz. Ve seçimlere katılabilmek için MHP’den 15 milletvekili alamadığı için KILIÇDAROĞLU’dan 15 milletvekili talep ettiğini ve alarak seçimlere girebildiğini izledik. Cumhurbaşkanlığı seçimine katılıp % 7 oy alabildiğini de gördük. Bu kararının ne kadar yanlış olduğunu ve pişmanlık ifadelerini kendi ağzından dinledik.
Gelinen noktada Millet İttifakının 12. Toplantısı sonunda net ifadeler ile yayımlanan bildiride ISLAK İMZASININ bulunduğunu da gördük.
İşte tam bu noktada, SİYASİ AHLAK’ın AKŞENER tarafından bir kez daha yerle bir edildiğinin tanığı olduk onun adına üzülerek.
Her şeyden önce bir veya birkaç aday önerme hakkı vardır zaten AKŞENER’in. Ancak bir başka siyasi partinin, üstelik aynı masada birlikte oturduğu bir partini ÜYELERİNİ önerme hakkı OLAMAZ. Ve bu önermesinin diğer 5 parti tarafından kabul görmemesini DAYATMA olarak ifade edemez.
Ayrıca, masadan ayrılma gerekçelerini açıkladıktan sonra,ısrarla CHP üyelerini, Ankara ve İstanbul gibi iki kentin Büyükşehir Belediye Başkanlarını “MİLLET SİZİ İSTİYOR, GÖREV BAŞINA” diyerek AYARTMAYA çalışmak en azından saygısızlıktır, vefasızlıktır, SİYASİ AHLAKSIZLIKTIR.
Gelinen noktada acaba diyorum iyi mi oldu? Evet, bence çok iyi oldu. Daha ileride olması daha büyük sorunlara yol açacaktı. Olayın hemen arkasında Sayın KILIÇDAROĞLU’ nun açıklamaları yüreğimize su serpti bir anlamda. Önce SOL PARTİ, ardından TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ ile görüşmesi ve AKŞENER’in açıklamalarından sonra ”masanın daha da genişletileceği” açıklaması yapması, kararlılığını ortaya koymuştur. Ve en önemlisi, “ Kalkanın yerine TÜM RENKLER oturmalı, oturanlar BÖYLE OTURMALI, KALKANLAR BÖYLE KALKMALI “ diyerek yüzünü geçte olsa SOL’ a döndüğünü açıkça göstermiş olmasıdır.
Bugün artık AKP ve MHP iktidarının iflas etmiş olduğu çok açıktır. Gerek Erdoğan, gerekse biraz sizlere garip gelebilir ama derin devletin de yeni arayışlar içinde olduğunu ve bu arayışları için her şeyi göze aldıklarını düşünüyorum. Özellikle siyasi iktidarın 20 yıllık sürecine ve AKŞENER’ in geçmişine baktığımda önümüzdeki günlerde neler yapabileceklerini düşünmek dahi istemiyorum.
Ve her ne olursa olsun, ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar ARTIK SOL ZAMANIDIR diyorum.
Başta CHP olmak üzere tüm SOL, SOSYALİST parti ve oluşumlar, GÜÇ VE EYLEM temelinde birleşmeli, bu faşist oluşumlara karşı birlikte mücadeleyi sürdürmeliler.
HALKIMIZ ARTIK BU KİRLİ SİYESETTEN, SÖMÜRÜLMEKTEN, HIRSIZLARDAN, SOYGUN DÜZENİNDEN, DOĞAL DİYE GEÇİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILAN ANCAK YÜZBİNLERCE ÖLÜME NEDEN OLAN RANT DÜZENİNDEN BIKMIŞTIR.
Çocuklarını, torunlarını, eşlerini, ana-babalarını toprağa vermekten, çığlıklarını duyarak, ancak hiçbir şey yapamadan, açlıktan ve soğuktan ölümlerini seyretmekten yorulmuş, bıkmıştır.
SİYASİ AHLAKSIZLIK TÜM AHLAKSIZLIKLARIN ANASIDIR!
NE OLUR ARTIK BUNLARA FIRSAT VERMEYELİM VE BU DÜZENİ BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM!