Başlığı yazdık ancak yine boşa çıkacağının işaretini ilk olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel açıkça verdi. Nedir “HAYIR” dediği EYLEM?
SİNE-İ MİLLETE DÖNMEK!
Ne diyor Ana muhalefet Lideri Özel; “Biz 140-130 milletvekili istifa edip gittik. Anayasa diyor ki; “Boşalan yerler için seçim yapacaksın.” AKP, MHP oraların hepsini alacak, Anayasayı referandumsuz değiştirecek güce sahip olacak. El yapımı bomba gibi Sine-i Millet tartışması tuzaklıyorlar. Sine-i Millet ara seçim doğurur, felaket doğurur. Mecliste kalıp ama erken seçim için her mücadeleyi yapmak lazım. Erken seçime zorlamak VATANSEVERLİKTİR, Sine-i Milleti savunmak tuzağa düşmek, TUZAĞA ÇEKİLMEKTİR.”
Peki, kim gündeme getirmiştir SİNE-İ MİLLET’ e DÖNMEYİ?
Kendinden önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu! Ne demiştir; “Saray ve kullanışlı aparatlarından kurtuluşumuzun tek yolu Sine-i Millettir!”
CHP’yi yönetmiş olan eski Genel Başkan ile halen CHP’ye liderlik yapan Genel Başkan arasında derin bir görüş ayrılığı olduğu açıkça görülüyor.
*Kılıçdaroğlu, ülkeyi 22 yıldır yöneten siyasi iktidara karşı kendi döneminde de yeterli mücadeleyi vermemiş, halk ile bağını sokaklarda kuramamış bir liderdir. Ancak geldiğimiz noktada gerçekleri daha net görmeye başlamış olmalı ki,” artık saray ve kullanışlı aparatlarından kurtuluşumuzun TEK YOLU Sine-i Millettir” diyor.
*Bu öneriye karşılık ÖZEL ise; “Sine-i Milleti savunmak tuzağa düşmektir!” diyor.
Sine-i Millete dönmek parlamentoda yapılan mücadelelerden sonuç alınmadığında başvurulan son eylemdir ve yüzünü sokağa dönüp halka, ezilenlere, yoksullara, emekçilere önderlik etmek demektir.
Yaşım gelmiş 70’ e. Ben bugüne kadar Sine-i Millete dönen hiçbir muhalefet partisini görmedim. Gerekli koşullar oluşmamış mıydı? Elbette ki oluşmuştu! Gereği yapılmadığı için sadece 20 yıl içinde 3 büyük askeri darbe ile ülke sarsıldı. İlk askeri darbe sonuca yapılan 61 anayasası biraz özgürlük getirdi ise de 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleri ile demokrasi zaten rafa kaldırılmıştı. AKP hükümetlerinin türlü oyunları ile gerçekleştirdiği sivil(!) darbe ile TEK ADAM rejimine geçildi. Her bir darbenin öncesine, arifesine baktığımızda, Sine-i Millet’ e dönmenin tuzağa düşmek(!) olarak değerlendirildiğini görürüz.
Peki, ne yapılmıştı o dönemlerde?
Sine-i Millet önerileri Ana Muhalefet Partisinde hiç tartışmaya dahi açılmamış, bugün olduğu gibi o günlerde de Genel Başkanların ayaküstü yaptığı açıklamalar ile reddedilmiştir.
Bir sosyal demokrat partide yapılması gereken, bir öneri “üstelik eski Genel Başkan tarafından” yapılıyor ise önerisi gündeme alınmalı, ÜYELER VE YETKİLİ ORGANLARDA tartışılmalı, tüm eski GENEL BAŞKANLAR’ a da danışılarak öneri KARARA DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR.
Şimdi buradan soralım CHP Genel Başkanı ve MYK’ sına, GYK’ sına, Parti Meclisine;
*Gerçekten TBMM çatısı altında yapacağınız mücadeleler ile kazanabileceğinize inanıyor musunuz? *Tüm araştırma önergelerinizin reddedildiği bu yapı içinde hangi eylemleri o çatı altında yapmayı planlıyorsunuz?
*Ülke yangın yerine dönmüşken ve yerel seçimlerde 1. Parti durumuna gelmişken halen oy oranınızın % 30’ larda olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
*Yanlışları yanlışla düzeltme huyunuzdan ne zaman vazgeçecek, aynı hataları tekrar tekrar yapıp yeni sonuçlar alınamayacağını ne zaman öğreneceksiniz?
*VE YÜZÜNÜZÜ GERÇEKTEN “SOL” A NE ZAMAN DÖNECEK, SOLUNUZDA DAYANIŞMA İÇİNDE OLMANIZ GEREKEN SOSYALİSTLERİN OLDUĞUNU NE ZAMAN HATIRLAYACAKSINIZ?
*Böylesine ciddi bir öneriyi ciddiye(!) alıp ÖRGÜTE DANIŞMAYI, OLAĞANÜSTÜ KURULTAYI TOPLAYIP –tabii ki tabanda üyelerin özgürce tartışmalarına izin vererek- KARAR ALMAYI ŞİMDİ DEĞİL DE NE ZAMAN DÜŞÜNECEKSİNİZ?
Nedense bugüne kadar hep halktan uzak duruldu. Halktan kopuldu. Halka güvenilmedi, gerçek anlamda yaklaşılmadı, yeni deyişle dokunulmadı. Halktan korkuldu mu, yoksa halk yetersiz mi görüldü? Bunlar gerçek anlamda parti içinde tartışılmalı.
Ülke yangın yeri. Siyasi iktidar hızla cumhuriyet rejiminden uzaklaşıyor ve kendi rejimini yani ŞERİATA DAYALI, HALİFESİ OLAN FAŞİST İSLAM DEVLETİNİ KURMAYA, ÖZGÜR HALKTAN ÜMMET YARATMAYA GİDİYOR.
BU GERÇEĞİ GÖRELİM ARTIK!
NE DEMİŞTİK BAŞLIKTA?
“SÖZ BİTTİ! SIRA EYLEMDE!”