Bugün, Aziz Konukman hocamın sosyal medya üzerinden bizlerle paylaştığı bir yazıyı çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istedim.
Ama önce bir çağrı yapmak istiyorum: Çağrım Sinop Üniversitesi Rektörü Sayın Nihat Dalgın ile Sinop Üniversitesi Yerleşkesi Cami Yaptırma, Yaşatma ve Hizmet Derneği Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri ve Türkiye Diyanet Vakfı Sinop Şubesi Başkan ve Yönetim Kurulu Üyelerinedir;
Sizler Sinop Üniversitesi Yerleşkesi içine dahil ettiğiniz SİNOP KENT ORMANI niteliğindeki ormanlık alan içine, yüzlerce ağacı kestirerek, ölçümler yaptırdığınız bölüme yapmak istediğiniz CAMİ için bildiğim kadarıyla 3.5 Milyon TL üzerinde BAĞIŞ yapılmıştır. Kamuoyuna da yansıyan bu CAMİ yeri ile ilgili birçok iddia gündemde iken, 6 Şubat günü 10 ilimizde meydana gelen deprem, ülkemizde yaşanan en büyük depremlerden birisi olarak tarihe geçmiştir. Tüm yurttaşların olağanüstü dayanışma gösterdiği bu günlerde, sizlerde şimdilik bu cami olayını erteleyerek topladığınız bağışları DEPREMZEDELERE BAĞIŞLAMANIZ İÇİN sizlere çağrı yapıyorum. Sizlerde bilirsiniz ki, bu tip yardımlar onlarca cami yapmaktan daha çok SEVAPTIR. Dilerim bu çağrıma kayıtsız kalmazsınız.
Şimdi siz okurlarımın da beğeneceğinizi umarak yazıyı paylaşıyorum;
“ Tanrı konuşsaydı her birimize herhalde bunları söylerdi!
Ben, evreni 4 temel fizik yasasına göre planlayıp, programlayıp düzene koydum ve bu düzen 14,5 milyar yıldır da bir nanometre sapma olmadan dengeli bir biçimde işlerliğini sürdürüyor. Sizin gezegeninizi de planlarken, bu fizik yasalarının yanı sıra DOĞA yasalarını da programladım ve işlerliğe koydum. 4,5 milyar yıldır da bu böyle devam etmekte, bu doğa yasaları içinde DEPREMLER, YANARDAĞ PATLAMALARI, FIRTINALAR, YAĞMURLAR, BUZULLAR, SICAK-SOĞUK-ILIK İKLİM KOŞULLARI ve sizin gezegeninize özgü bir ATMOSFER TABAKASI oluşturdum. Bütün bu EVREN ve GEZEGEN yasalarının yanı sıra, sizlere de düşünüp, irdeleyip, sorgulayıp ders çıkarıp doğruyu bulasınız diye de AKIL verdim.
Fakat sizler, hiçbir zaman bunları kullanmadınız ve her DOĞA olayında beni sorumlu tuttunuz, hatta utanmadan suçladınız. Bazılarınız, haddini çok aşarak küstahça FITRAT dedi, KADER dedi. Oysaki hiçbiri ne fıtrat, ne de kaderdi. Ben TANRI, sizler için daima iyilik ve güzellik verdim, veririm. Depremler faydalıdır. Yanardağ patlamaları faydalıdır. Gezegenin çekirdeğinde bulunan her türlü madenleri yeryüzüne çıkarır ve sizlerin faydasına sunarım. Toprağı mineraller ile zenginleştirir, çeşitli ve bol ürün almanızı sağlarım. Benim planım ve programım budur.
Ama sizler ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz?
Sizleri uyarmak ve bilgilendirmek için TEVRAT’ı gönderdim. 10 ana başlık altında kanunları, ilkeleri bildirdim. Müjde olarak İNCİL’i gönderdim. Sevgiyi bildirdim. Birbirinizi sevin diye. KURAN’ı gönderdim ve ilk sözüm de OKU oldu. Ama sizler okumadınız, okumuyorsunuz. Benim, sizlerin bana karşı yaptığınız şekilci ibadetlerinize ihtiyacım yok. Çünkü sizler ibadetlerinizde samimi değilsiniz. Benimle pazarlık için ibadet yapıyorsunuz. Mutlaka bir karşılık bekliyorsunuz. Oysaki ben TANRI sizlere akıl verdim. Sizlerle benim aramda hiçbir aracı yok dedim. Tüm istek ve dileklerinizi bana bildirin dedim. Sizler ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz? Tembelliğinizden, bilgisizliğinizden, cahilliğinizden, kolayına geldiği için ve dünyevi çıkarlarınıza uygun gördüğünüz için tarikatlara, cemaatlere sığındığınız, bana “ortaklar” icat ettiniz ve seçtiğiniz insanlar sizleri de kullandı. Hala da kullanıyor. Üstelik yanlış olan tüm olaylarda beni sorumlu tutup suçlayarak, ama sanki doğruları da o seçtikleriniz kendileri yapıyormuş algısı yaratarak.
Ben TANRIYIM. Benim ŞANIM var. Benim AZAMETİM VAR. Benim KUDRETİM var. Bunlara rağmen nasıl oluyor da, hangi cesaretle sizler beni aşağılıyorsunuz? Suçlarınızı bana yüklüyorsunuz? Sizleri cennet vaadi ile kandırıyorlar. AKIL verdim sizlere, “düşünün”, “ders alın” diye. Neden düşünmüyorsunuz? Ben, şanı büyük TANRI, sizlere cennette 70 huri vereceğim, şarap ırmakları sunacağım, öyle mi? Sizler beni ne sanıyorsunuz? Ben, randevu evi işletmecisi miyim? Bu ne küstahlıktır! Sonra, benim adaletime sığar mı? Erkeklere cennette 70 huri, hem de her cinsel ilişkiden sonra huriler tekrar bakire, peki benim yarattığım KADINLAR ne olacak? Utanmıyor musunuz? Sizleri yanlış yollara sürükleyen, yalancı yöneticilerinize inanmaya devam ediyorsunuz!
4,5 milyar yıldır işleyen dengeli bir program var gezegeninizde. Depremler, yanardağlar, fırtınalar, buzullar, yağmurlar! Bu dengeyi bozuyorsunuz. Faydalı depremleri ve yanardağ patlamalarını, fırtınaları “FELAKET” olarak görüyorsunuz.
Doğrudan bana inanmayan JAPONLARI sizlere örnek vereceğim. Japonlar, depremlere karşı nasıl ve neden önlem aldılar ve şu anda felaket yaşamıyorlar. Çünkü, Japonlar hepinize verdiğim AKLI doğru kullanıyorlar. Yeri gelmişken tekrarlayalım; sizler bana inanıyorsunuz, ibadet ediyorsunuz. Sizlere göre başınız dertten kurtulmuyor. Japonlar inanmıyor ama tehlikesiz refah içinde yaşıyorlar. Acaba neden? Benim büyüklüğüm işte budur, ben tanrıyım. Sizlere, içinizden bazı bilim insanları gönderdim. Jeolog, mimar, mühendis, deprem uzmanı, sismolog gibi. Onları hiç dinlemediniz, dinlemiyorsunuz. Sonra da beni sorumlu tutarak iftira ediyorsunuz. Din adamı maskesi altında benim kudretimi kullanan şarlatanlara inanıyorsunuz. Bu şarlatanlar, bu muhteris yöneticiler gezegende cenneti yaşarken, sizlere de öte dünyada cennet vaat ediyorlar ve sizler de inanıyorsunuz. Sizleri bu ŞUBAT ayının 6. Günü yine uyardım. İsterim ki, bundan sonra aklınızı kullanıp şarlatanlara ve yalancı din, inanç sömürücüsü yöneticilere inanmayıp onları terk edersiniz.
Ben tanrıyım. Bana inanan, inanmayan hiçbir insanı ayırt etmem. Benim sizlere ihtiyacım yok. Ama sizlerin bana ihtiyacı var.
AKILLI OLUN! “
Evet, tanrı konuşsaydı eğer muhtemelen bunları söylerdi.
Ve bizler de eğri oturup, doğru DÜŞÜNELİM! BU KEZ DERS ALACAK MIYIZ?
NE DERSİNİZ?