“ Yeminimiz var hayat..! Ne kadar inatlaşırsan inatlaş, yine de seni en güzel yerinden yakalayacağız..” demişti Nazım Hikmet.
Millet İttifakı (Altılı Masa) tarafından “ Ortak Politikalar Mutabakat Metni “ 30 Ocak 2023 tarihinde, 244 sayfa, 9 ana başlık, 75 alt başlık ve 2300 de fazla hedef, politika ve projeler olarak kamuoyuna açıklandı.
Genelde olumlu karşılanan Mutabakat Metni, bence yeni bir “ Yetmez ama EVET “ i gündeme taşıyacaktır. Geçmiş dönemde, seçimler ve referandum sürecinde epeyce tartışılan, kişi, grup ve siyasi parti ve hareketler içinde derin ayrışmalara yol açan “ Yetmez ama evet “in kabulü, AKP’ ye aitmiş gibi görünen, aslında ERDOĞAN üzerinden bir proje olan anayasa değişikliği ile bir REJİM değişikliğini gerçekleştirmiştir. Günümüzde, artık “ Yetmez ama Evet “ diyenler tarafından da kabul edilen İslami Faşizm gerçeği, “ zararın neresinden döneriz “ anlayışı ile tüm muhalifleri yeni arayışlara itmiştir. Bu arayışlar içinde yeni ittifaklar ortaya çıkmış, öncelik “ Erdoğan’dan kurtulmaya “ verilerek “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme “ geçiş arayışları başlamıştır. Ve “ şimdilik “ en geniş ve kapsayıcı olarak görülen Millet İttifakı, “ Ortak Politikalar Metni “ni açıklamışlardır.
İlk günden itibaren anlaşılıyor ki, gerek siyesi iktidar ve yandaş medya tarafından da, kendi dışındaki “sol ittifaklar “ tarafından da eleştiriler başlamıştır.
Eleştirilecek yanları yok mudur metnin ? Elbette vardır !Önemli olan kendi aralarında mutabakat sağlayan masa bileşenlerinin bu eleştiri ve önerileri dikkate almaları ve kendilerine katkı sunan öneriler doğrultusunda hareket etmeleridir.
Ben öncelikle şunu belirtmeliyim ; Genel hatları ile mutabakat metnini olumlu buldum. Kısmi bir rejim değişikliğine işaret eden, seçimler sonrasında iktidar olunduğu takdirde kişi, kurum ve kuruluşlara, öncelikle tüm siyasi oluşumlara kendilerini ifaden etme özgürlüğü sağlayacak yasal ve anayasal değişikliklere öncelik verilmesini öngören vurgular ülkemiz siyasetinin önünü açacaktır.
Eksik olarak gördüğüm noktalar, ülkemiz için yaşamsal önem taşıyan birkaç gerçeğimize hiç değinilmemiş olmasıdır. Aslında Mutabakat Metni daha kısa ve öz hazırlansa, 244 sayfalık metnin sayfa ve tekrar kısımlarının azaltılarak kamuoyuna sunulması sağlansa daha iyi olacaktı.
Ben, beş ana soruna hiç dikkat çekilmemiş ve doğal olarak bu beş ana soruna çözüm önerisi sunulmamış olunmasını çok önemli bir eksiklik olarak görüyorum ve benim gibi düşünenlerinde çoğunluk olduğunu düşünüyorum.
1.LAİKLİK : Laikliğe vurgu yapılmamıştır. Ülkemizi bugünkü İslami faşizm ortamına taşıyan en önemli olay anayasa ve yasalarda yazılı olan, ancak fiilen yok edilen LAİKLİK ilkesidir. Bu ilke yok edildiğinden islami giyim kuşamdan tarikatlara, şeyhlere, şıhlara, külliye adı altında medreselere, islami vakıflara yol verilmiştir. Ülkemiz resmen ortaçağ karanlığına gömülmüştür.
2.KÜRT SORUNU : BU ülkenin elli yıldır süregelen bir Kürt Sorunu vardır ve bu sorunun varlığı yok sayılarak sorununçözülemediği görülmüştür. Sorunun varlığı kabul edilerek ve bu ülkede BİRLİKTE ve BARIŞ içinde, EŞİT YURTTAŞLIK temelinde ele alınarak sorun çözülmelidir. Bazılarının ” EŞİT YURTTAŞ DEĞİL MİYİZ ? ZATEN BİRKLİKTE YAŞAMIYOR MUYUZ “ dediklerini duyuyorum. Eğer böyle olsaydı sorunlar yaşanır mıydı ? İsterdim ki sorunun çözümü konusu metinde yer alsaydı.
3.İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ : Bizler bu ülkede çeşitli inanç grupları ile birlikte yıllardır içiçe, barış içinde yaşıyoruz. Erdoğan hükümeti, başından itibaren bir mezhep üzerinden yol yürümektedir ve diğer dini inançları, mezhepleri dışlamaktadır. Özellikle ALEVİ yurttaşlara karşı tavır ve davranışları bellidir. Cem evlerinin ve diğer inançlara ait yerlerin resmen İBADETHANE olarak tescil edileceği belirtilmeliydi.
4. NÜKLEER GÜÇ SANTRALLERİ : Mutabakat metninde açık bir ifade ile Nükleer Güç Santrallerinin yapılmayacağı, yapım aşamasında olan AKKUYU Santralinin, yapılması düşünülen SİNOP ve diğer santrallerin projelerinin KESİN olarak İPTAL edileceği belirtilmeliydi. Tıpkı TERMİK SANTRALLERİN YAPILMAYACAĞI kararında olduğu gibi.
5. NEOLİBERAL POLİTİKALAR SORUNU : Burada sadece şunu hatırlatmak istiyorum ; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yakın zamanda “ Neolibaralizm artık çökmüştür, bundan sonra halkçı, katılımcı, paylaşımcı ekonomik programlar uygulanmak zorundayız.” demiştir. Ancak mutabakat metnine baktığımızda yine sermayeden yana tavır konacağı görülmektedir. İŞÇİ SINIFINDAN vazgeçtim, en azından işçiler ve tüm emekçiler için daha umut veren bir program olmalıydı.
Ne demiştim girişte ? Yine “ YETMEZ AMA EVET Mİ ?
Önceki “ YETMEZ AMA EVET ‘ i “ reddemiş ve EVETÇİLERİ olacaklar konusunda uyarmıştık. Ve uyarılarımızda ne yazık ki haklı çıktık ve bugünleri yaşıyoruz.
Sizler ne düşünürsünüz bilemem ama ;
Ben bu kez “ YETMEZ AMA EVET “ diyorum…!
Ve şu TEK ADAM FAŞİZMİNDEN kurtulduğumuzu da görmek istiyorum.
FACEBOOK YORUMLAR