Şükrü Zeki Demirel

Şükrü Zeki Demirel

ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ
[email protected]

ZAM...! ZAM...! ZAM...! KİM"YETER"DİYECEK ?

02 Nisan 2022 - 22:14

Ülkemiz,tarihinde üç önemli dönem geçirmişti.
İlk dönem 1. Dünya savaşı ile yaşandı ve Osmanlı neredeyse tüm topraklarını kaybetti savaşla birlikte.Ve Anadolu'ya sıkışıp kaldı.
İkinci dönem kurtuluş savaşı ile yaşandı ve zaten herşeyini kaybetmişti ülke. "Ya istiklâl ya ölüm"diyerek özgürlüğüne, tam bağımsızlığına olan inancı ile Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde bu kez savaşı kazanıp misak-ı millî sınırları içinde dünyanin en önemli ülkesi haline geldi ve sadece 15 yıl içinde kendisini öylesine yeniledi ki artık tüm ülkeler üstünlüğümüzü kabul etmek zorunda kalmışlardı.1929 yılı dünya ekonomik bunalımından ve ardından gelen 2.dünya savaşından öylesine taktik ve üretkenlikler ile çıktılar ki,artık zafer pekiştirilmiş,dünyada en prestijli ülke haline gelmişti.
Ancak, ne olduysa 1945' lerden sonra işler tersine dönmeye, tam bağımsızlıktan Amerikan hayranlığı ile mandacılığa evrilmeye başladı.Natoydu,
Koreydi,Marshall yardımlarıydı,üretim  kısıtlaması ile borçlanmalar,toplu taşıma yerine bireysel taşımacılık,nakliyecilik,eğitimden sağlığa, üretimden ithalata bir plansızlık,har vurup harman savurma dönemi ile 1960'lara kadar 10 yılda yine mirasyedi gibi harcamalar.
Ve üçüncü dönem dediğimiz 1965-1980 arası dönem.Çok zor geçen,hergün onlarca canın alındığı,darbeye zemin hazırlayan günler.Ancak,bu dönemin diğer iki dönemden önemli bir farklılığı vardı.Önceki iki dönemde halk bilinçli,siyasi yapısının ve sınıfsal gerçekliğinin farkında değildi.Üçüncü dönem de ise halk daha bilinçli,daha örgütlü, daha sınıf bilinci ile düşünen,üreten,
mücadele eden özelliklere sahip idi.
Yeterli miydi ? Tabii ki hayır !
Yeterli olsaydı işçi sınıfı önderliğinde devrimler gerçekleşir, ülkemiz tam demokratik bir siyasi yapıyı oluşturmuş olurdu.İşçi sınıfının önderliğini üniversite gençliği yapmaya kalktığında sonuç hüsran oldu ve nihayet 12 Eylül bir kabus gibi çöktü ülkenin üzerine.
12 Eylül ile birlikte hiçbirşey eskisi gibi olmayacak,halk sindirilecek,önderler asılacak,vurulacak,
katledilecek,isyanlar engellenecekti.Ve öyle de oldu zaten.Bırakın SOL iktidarları,merkez sağ iktidarlara bile tahammülü olmayan faşist cunta bugünün siyasal islamcı iktidarın temellerini atıyordu.
Bugünlerde herkes birbirine bakıp düşünüyor sadece. "Neden bu haldeyiz ?" sorusunu soruyor, soruya cevap arıyor, ancak cevabını bildiği soruyu yüksek sesle seslendiremiyor.70'lerin üç kuruşluk zammına, sermaye sınıfının temel ihtiyaç maddelerine halkın ulaşımını engellemesine,
enflasyonun çift hanelere çıkmasına başkaldıran örgütleri, üyeleri ile alanlarda mücadele ederlerken ve mücadele içinde olan biz yaştakiler,yani 68-78 kuşakları henüz yaşıyorken,bugün neden birşeyler yapamıyoruz?Sadece korku dağları tutmuş olduğu için mi ?Hayır...!Bence başka birşeyler var sanki işin içinde bulamadığım, bilemediğim.
Sadece son 6 aya bir bakalım ;
Eylül ayında domates 5₺,salatalık 6₺, maydanoz 50 krş, yumurta 75 krş, patlıcan 8 ₺,biber 9₺ idi.Örnekler çoğaltılabilir.Bugün domates 25 ₺,patlıcan 35₺,biber 40₺,yumurta 2 ₺,maydanoz 5₺ ise enflasyon nasıl %36 olur?Akaryakıta hemen her akşam yapılan zamları,doğalgaza,
elektiriğe yapılan ekstra fahiş fiyat artışlarını saymıyorum bile.Gerçek enflasyon üç haneli rakamları çoktan aştığı halde siyasi iktidarın tepesindeki genel başkan nasıl gerçekleri  bu derece çarpıtarak, yalan söyleyerek halkını aldatmaya çalışır?
Haydi onları anladık. Taktikleri bu.Tarım ülkesini yok edip Afrikalara para kaçıranlar,iktidara geldikleri ilk gün yerli tohumları yasaklayıp genetiği değiştirilmiş tohumlara ülkeyi mahkum edenler, sadece yandaşlara ve yandaşlar aracılığı ile yine kendi kasalarına garantili hasta,garantili yolcu,garantili geçiş, garantili uçuş vb yöntemler ile paraları  aktaran, Türkiye mahkemelerini devre dışı bırakıp İngiltere mahkemelerini adres gösteren iktidardan farklı birşey beklenebilir mi ?
İyi de, tüm bu yaşadıklarımıza rağmen asıl görevi üyelerinin hak,hukuk ve yaşamlarını korumakla görevli sendikalar,dernekler,
vakıflar neredeler ?Yöneticilerinin neden hiç sesleri çıkmaz?Nasıl tüm  olanları, yapılan fahiş zamları, hazinenin yağma edilmesini sessizce izlerler ?
Yöneticileri yapamıyorlarsa,
yüreksizlerse,
korkarlarsa bıraksınlar. Çöreklenmişler işçinin, emekçinin sırtına,kene gibi kanını emiyorlar.
Peki ya isçiler, emekçiler,
sömürülenler,üyeler ne yapıyor?Halâ bir beklenti içinde yok olmayı,açlıktan ölmeyi, soğuktan donmayı, işsizlikten çıldırmayı mı bekliyorlar?
Nerede 70'lerin işçileri, emekçileri?Nerede sendikacıları,sendika önderleri?Sokağa çıkın yakın,yıkın,parçalayın,
dökün,kırın demiyoruz. Hakkınızı demokratik yöntemler ile arayın, anayasal ve yasal haklarınızı,ailenizi,
çoluk çocuğunuzu, emeğinizi,geleceğinizi koruyun diyoruz.
Bir çift söz de muhalefete !
Sadece seçimlere odaklanırsanız başarılı olamazsınız.Bu iktidar şeytana pabucu ters giydirecek kadar zeki ve acımasız,aynı zamanda şirazesi de kaymış bir iktidardır. Koltuğu korumak için yapamayacağı hiçbir şey yoktur.Kısacası çözüm halktadır,halkın  sokaktaki eylemlerindedir.Bu iktidarı seçimler değil tencere tavalar yıkacaktır.Ve muhalefet partilerinin üyeleri; asıl görev size düşüyor!Kadınları başta olmak üzere erkekleri,gençleri,
yaşlıları sizlersiniz üyesi olduğunuz partileri harekete geçirecek olan.
70'lerin bilinçli,kararlı, mücadeleci,ne istediğini bilen,isteyen, hakkını hukukunu arayan,geleceğini güzel inşa etmek isteyen halkımı özlüyorum.
Ne dersiniz ?
Yeniden o günlerdeki bilinç ve mücadele ruhuna ulaşabilir miyiz?

Bu yazı 520 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum