TARİKATLARDAKİ KADINLAR DA SORGULANMALI

İstanbul Küçükçekmece'de önceki gün 5 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunu7ldu. (25.04.2019 Habertürk gazetesi)
Karaman’da 2016 yılında, Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KAİMDER) evlerinde yaşları 8 ile 10 arasında 45 erkek öğrencinin cinsel istismara uğraması. (28 mayıs 2021 KRT
Uşşaki tarikatı liderinin Müridinin 12 yaşındaki çocuğuna cinsel istismar (23 Haziran 2021 Duvar gazetesi)
1,5 yaşındaki çocuğa cinsel istismar. Baygın halde bulunan talihsiz çocuk yoğun bakımda. (13 Nisan 2022 Yeniçağ gazetesi)
Tarikat yurdunda 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismar! (29 haziran 2022 Cumhuriyet gazetesi)
Bu haberleri çoğaltmak ve yazmak ne değiştirecek bilmiyorum ama yine de birkaç tanesini hatırlatmak istedim. Nedeni di o zaman yer yerinden oynamadı. Dünya alt üst olmadı. İnsanlık yaşamaya devam ederken kafalarını kumun altına sokup nefes almaya devam etti. Hukuk yok edildi. Tecavüzcüler ödüllendirilerek en yüksek mevkide oturanlar “ Bir kerecikten bir şey olmaz” derken hukuku işletecek olanların başındaki kişiler de “ Çocuğun rızası varmış” diye açıklama yaparken topraklar sarsıldı, dağlar yerinden oynadı ama insanlığın yüreği dahi kanamadı. Hukuk sustu, adalet pusuya yattı, güvenliğimizden sorumlu olanlar sessizleşerek gereken cezaları kesmedi. İnsanlık ise bu suçları işleyenleri ALLAH’A havale ederek dini bir kez daha sömürenlere toleranslar tanıyarak ilini yuttu.
Şimdi “İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.'nin 6 yaşında evlendirilmesi ve cinsel istismara maruz bırakılması Türkiye'nin gündemine oturdu. H.K.G.'ya 6 yaşında gelinlik giydirildiğini kanıtlayan fotoğraflar ortaya çıktı.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. babasının kendisini 6 yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. 6 yaşındayken 29 yaşındaki bir müritle imam nikahı kıyılan H.K.G. ifadesinde cinsel istismarın kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlattı. (T24 haber kanalı)
Birkaç gündür 6 yaşında bir kız çocuğunun 29 yaşındaki bir adama gelin olarak verilmesi konuşuluyor. Yine insan kalanlar ayağa kalkarken insan olmayı başaramayanlar sessiz sedası oturuyor. Yine insan olanlar dünyanın alt üst olmasını beklerken insanlığını yitirmişler karşısında yeri yerinden oynatamıyor. Yine siyaset bu rezalete beş gün sonra ses çıkartıyor ve yine gerçek haber yapan gazetecileri hedefe koyup tecavüzcülerin, tacizcilerin önüne tanlara ağzı açık bakıyor.
Benim bir kadın olarak yüreğimi irin ile dolduran ise yine kadınların haber kanallarına çıkıp olanları yalanlaması ve bir annenin küçücük kızının saçını başını tarayıp kocaman adamın yanına göndermesi. Hiç mi vicdanı kanamadı bu kadının, hiç mi sesini çıkartmadı. O kızı dünyaya getirirken neler yaşadığını kendisi bilirken aynı acıları küçücük çocuğunun yaşamasına izin verip ses çıkartmaması nasıl bir kafa yapısıdır? Anlamıyorum.
Hadi bu tarikatlarda yer alan beynini iki bacak arasından çıkartamayan, kıl, tüy, ten, bacak gördüğü zaman nefsi uyanan, insan kılığına girmiş yaratıklar suçlu da kadınlar suçsuz mu? Ben bir kadın ve bir anne olarak bunu sorguluyorum şimdi. Nasıl olur da bir kadın kızına bu kadar kötülüğün yapılmasına sesini çıkartmaz? Nasıl olur da rezaleti, pişkinliği, namusuz ve şerefsizliği filim izler gibi izler? Nasıl olur da yaşadıklarını kızının yaşamasına izin verir? Oysa kadın güçlüdür. Evlatları için dünyayı tersine çevirecek kadar yüreklidir. Onlar için ölümü dahi göze alır. Onların kurtuluşu için gerekirse sürünür ama onları kurtarır. Oysa biz bu kadınların endi sessizliğinde boğulduklarını görüyoruz. 
Bu tarikatlarda yer alan kadınlar neden ses çıkartmazlar? Neden isyan etmezler? Neden izin verirler bu onursuzluğa? Neden yanlışa direnip doruğa koşmazlar?  NEDEN… NEDEN… NEDEN…
Yalnızca suçlu olanlar tarikat ve cemanlardaki erkekler değil, en onlar kadar tarikatlarda yer alan, o tarikatların istediği her şeyi yapan kadınlar da suçludur.  Neden bu kadınları kimse sorgulamıyor? Ve neden Karl Marx’ın “Din Toplumların Afyonudur” Sözünün Bağlamı bu ülke insanına anlatılamıyor.