Türkan DİNÇER

Türkan DİNÇER

AÇIK KAPI
[email protected]

Ve sordular, "Neresi karanlık bu alemin?" Ve ben cevap verdim "sevginin olmadığı her yer" Farid Farjad SORULACAKTIR BİRGÜN.

27 Mayıs 2021 - 17:38

Gece karanlığı gibi doğuyorsa sabahlar,
Girmiyorsa güneş ışınları pencerenden içeri,
Kondurmuyorsa hırsız misali,
Buseleri dudaklarına,
Ve
Umut veren ışınları ısıtmıyorsa üşüyen tenini
Aydınlık sabahlar gelir mi diye bekleme.

Duyulmuyorsa kuş cıvıltıları ağaç dallarından,
Uyandırmıyorsa martı sesleri derin uykundan,
“Günaydın” diye seslenmiyorsa kırlangıçlar sana,
Dönmüyorsa göçmen kuşlar gittikleri yerden geri,
Ve
Alıp götürmüyorsa sevda şarkılarını sana
Aydınlık sabahlar gelir mi diye bekleme.

Çekmeden kalın perdeni dalamıyorsan uykulara,
Hep yaşatıyorsan korkuları yüreğinde,
Tıkıyorsan kulaklarını doğanın sesine,
Kapatıyorsan gözlerini görmemek için sefaleti,
Ve
 İki kolunu bağlamışsan uzanmamak için ileri,
Aydınlık sabahlar gelir mi diye bekleme.

El sallamıyorsan gel diye okyanusta yüzen gemilere
İndiremiyorsan gökyüzünden bulutları,
Yağmur olup yağ diye,
Ektiğin yeşili söküp atıyorsan kara topraktan elinle,
Bir balta darbesi ile yıkıyorsan yıllanmış çınarları,
Algılayamıyorsa burnun ıhlamur kokularını,
Ve
İlkbaharlarda görmüyorsan erguvanları,
Aydınlık sabahlar gelir mi diye bekleme.

Unutmuşsan ismini koyduğun,
Deniz’leri, Mahir’leri, Ulaş’ları, daha nice gençleri,
Aramıyor, anmıyorsan aydınlığı yazan,
Uğur’ları, Taner’leri, Abdi’leri, Çetin’leri, Bahriye’leri
Unutup atıyor, lanet yağdırıyorsan her gün,
Cumhuriyeti kuran, Laikliği getiren ATATÜRK’E,
Devrim ve ilkelerini yapmıyorsan yaşam tarzı kendine,
Canından can veren annene giydiriyorsan kara çarşafı,
Esir ediyorsan kadınını dört duvar arasına,
Veriyorsan kurban diye törelere, geleneklere,
Her gün acıyı şerbet diye içiriyorsan su yerine,
Kırıyorsan bedeninde kızılcık sopasını,
Almaya kalkıyorsa elinden insanlık haklarını, 
Ve
Ses çıkarmıyor, susuyor, konuşmuyorsan,
İzin veriyorsan teninden yoz beyinlerin siyasetine,
Aydınlık sabahlar gelir mi diye bekleme.

Bilmiyorsan tarihini, araştırmıyorsan kurtuluş savaşını,
Anmıyorsan Çanakkale, Sakarya, Kocatepe, Sarı kamışı,
“Bunlar da ne “diyorsan harf, kılık, kıyafet devrimine,
Okuyamıyorsan Türkçe harflerle yazılmış çağdaşlığın değerini,
Dönmek istiyorsan hala Arap harflerine
Silip atıyorsa yüreğin kendi kültürünü ve özünü, 
Yitirmişse benliğin özgürlüğün değerini,
Ve
Prangalara kendi elinle bağlıyorsan beynini,
Aydınlık sabahlar gelir mi diye bekleme.

Uyan artık ey halkım uyan…!!!
Uyuduğun kış uykusundan,
Silkelen, kendine gel, gürle, çık ortaya,
Bağır, sahip çık kendine, kendi kültürüne,
Hesap sor başa getirdiğin Millet Meclisine,
“Nereye gidiyoruz, dur ben buradayım” de,
 
Uyanmıyor, uyumaya devam ediyorsan eğer,
Üç engelliyi oynamaya,
Yeniden, 
Yeniden gelse dünyaya kurtaramaz,
İçine düştüğün çamur ve karanlıktan,
Aydınlığın yüzü, Cumhuriyet’in kurucusu,
Cesaretin simgesi, yüzyılların lideri,
Yalnız bizim değil, Dünyanın önderi ATATÜRK bile..!!!
 
Tarikat, siyaset, mafya, devlet ilişkisi bu kadar iç içe geçtiği bir dönmede bir gün tüm ülke duyduğu gibi savcısı, hâkimi, gazetecisi duyacaktır sesimizi ve soracaktır içinde bırakıldığımız karanlığın hesabını.  

“Cemaat ve tarikatlar haçlıların Anadolu’da kurdukları ileri karakollarıdır.” Mareşal Fevzi Çakmak.
 

Bu yazı 712 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum