“Uskumru Ekim-Kasım aylarında palamut ve lüferin peşinden gelir. Boğazlardan geçerek, Akdeniz de Nil Deltasına yıllık göçünü yapar. Nil Deltası’nın getirdiği bitkisel alüvyallarla beslenir. Mısır Devlet Başkanı Nasır zamanında yapılan Assuan Barajı’nın yapılması, küçük yapılı bu balıkların en önemli besin zincirinin yok olmasına, bu nedenle Akdeniz Nil Deltasında, Ege ve Marmara’da az görülmesine rağmen türün Karadeniz’de tükenmesine neden olmuştur.
Gırgırların özellikle Marmara’da gelişmiş teknoloji ürünü olan “Ekosandı” kullanarak uskumru yataklarını bulup aşırı avlanmaları türü azaltmıştır. Uskumrunun dar alana sıkışması, kışlamak için Marmara’da daha ılık bulduğu dipteki ılık sudan, güçlü ışıldaklar vurularak, üstteki soğuk suya çıkartılan balık devamlı avlanarak, tükenmesi hızlandırılmıştır.
Şimdilerde tamamen yok olan 1960 lı yılara kadar bol tutulan çok sevilen iki balık türü vardı. Uskumru ve Eşek İstavriti. Çocukluğumda rahmetli babamla birlikte Adabaşı’nda Oda’nın önünde 5-6 kulaç suda, yemli olta ile Lüx Lambası ışığında birer kiloluk iri Eşek İstavriti tuttuğumuzu hatırlarım. İri olmasına rağmen oltaya takılan balık oltaya asılmaz, direnmez, zahmetsizce su üstüne çıkar ve tekneye alırdık. Bazen ikişer ikişer gelirdi. Izgarası çok güzel olan bu balığın bembeyaz eti vardı. Kuyruğuna doğru daha sert olan derisi, ateşi görünce kabarır, etinden ayrılır, bembeyaz etinin üzerinde sapsarı yağ damlaları olurdu. Bu istavrit türü çok çabuk yok oldu. Doğu Karadeniz’de Rize taraflarında bir müddet daha tutuldu ise de, o sularda da yok oldu. Eşek İstavritinin yok oluşunu eski gırgırcı Ferruh Güven dinamitle avlamaya bağlar. Bunu da Rizeli balıkçı arkadaşlarının ifadesine dayandırır. Tekli, üçlü, beşli gezmeyen kalabalık sürüler halinde gezen balığın Doğu Karadeniz’de sıkça dinamitle avlanması, sığ kıyıları az olan, su sathına yakın seyreden balık sürülerine atılan dinamitle vurulan balıklarının çoğunun toplanamadan derin sularda kaybolduğu böylelikle tam bir kitle imhasına uğradığı sanılmaktadır. Başka nedenler olabilir mi? Bilmiyorum.
Uskumru ise, tüm Sinop halkının sevdiği balık türü idi desem yanılmam. Ekim sonu Kasım başlarında çıkan Uskumru, tezgahlarda tane ile satılırdı. Kalın çuvaldız iğnesine bağlı keten ipe gözlerinin üstünden dizilerek satılır, ipe dizili uskumrular, bir elin parmağına takılarak taşınırdı. Sinoplu gırgırcılar eylül ve ekimde iki ay boyunca avlanma yapıldığı için “İki Palamut Ay Karanlığı”; Bu iki aydan sonra gelen ay karanlığına da, “Uskumru Ay Karanlığı” diye tanımlarlardı. Uskumru aralık ayında göz aralığı 22 milimetrelik fanyasız dip ağlarıyla da avlanırdı.