Cengizhan ERSOY

Cengizhan ERSOY

PENCEREMDEN
[email protected]

18 MART 1915 VE ÇANAKKALE ZAFERİ

18 Mart 2022 - 11:50

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliaht
Prensi Arşidük Ferdinand’ın 28 Haziran 1914’te
Saraybosna’da Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip
tarafından öldürülmesi üzerine barut fıçısının
ateşlenmesiyle 1914 yılında başlayıp 1918 yılına
kadar devam eden I. Dünya Savaşı, dönemin
emperyalist güçlerinin dünyayı paylaşmak adına
çıkardıkları milyonlarca insanın ölümüne sebep
olan ancak kazananı olmayan kirli bir savaştır.

Ne yazık ki hiçbir kazancımız olmadığı halde
Sarayın damadı Osmanlı’nın Harbiye Nazırı ve
Başkumandan Vekili, Alman hayranı maceraperest
Enver Paşa’nın öncülüğünde yapılan bir gizli anlaşma
ile Osmanlı Devleti de bu kirli savaşa İngiltere,
Fransa ve Rusya’ya karşı Almanların safında yer alarak
katılmış, neticede yenik düşerek intihar edercesine
kendi sonunu kendisi hazırlamıştır.

 Savaşın başlangıcında, Osmanlı Devleti zaten
 yorgun ve bitkin, ülkenin savunmasında kilit noktalara
 Alman subaylarını görevlendirmiş, her yönüyle
 Almanya’ya teslimiyet içinde bir ülke konumundadır.
 Öyle ki ; Çanakkale Savaşlarında 5. Ordu Komutanı
 olarak Türk askerine komuta eden kişi,
 babası bir Yahudi olan Alman subayı Otto Liman
 Von Sanders’dir. Bu savaş kapsamında emperyalistlerin
 hedefi ise; stratejik nokta olan Çanakkale Boğazı
 üzerinden İstanbul’a ulaşmak ve başkenti teslim
 alarak Osmanlı Devleti’ne diz çöktürmek hayalidir.

 Bu amaçla tüm üstün güçleriyle Çanakkale Boğazına
 acımasızca yüklenip saldırmışlardır.
19 Şubat 1915’te  ilk hücumlarını gerçekleştirirler.
Nihayette; bir plan dâhilinde 18 Mart 1915 Perşembe
günü sabahı İngiliz ve Fransız birleşik deniz gücü donanması
Çanakkale Boğazından içeri girer ve acımasız saldırı başlar.
Çanakkale alev alev, ortalık mahşer günüdür.
Millî şairimiz Mehmet Âkif Ersoy bu savaş üzerinden
yazmış olduğu destansı şiirinde ;

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

dizeleriyle ifade eder o acımasız saldırıyı.
Askerî ve teknik olarak üstün gücü elinde bulunduran
işgalci düşman, hiç beklemediği bir direnişle karşılaşır.
Vatanını her şeyin üzerinde tutan Türk Milleti ve onun
kahraman askeri tüm imkânsızlıklara rağmen olağanüstü
bir direnç göstererek destan yazar.
Denizden Nusrat torpido gemisince döşenen mayınlar,
karadaki tabyalardan da yoğun topçu ateşiyle direnilerek
düşmana geçit verilmez ve boğaz harbi kazanılır.
Bu zaferle birlikte yenilgiye uğrayan başta İngiltere
olmak üzere Fransa’nın dahil olduğu emperyal dünyadır.

Deniz yoluyla Çanakkale üzerinden işgalci düşmana karşı
elde edilen zafer üzerine; yine de hesaplaşma bitmeyip
devam etmektedir. Çanakkale Boğazı’nı aşamayan düşman
bu defa karadan kesin sonuç almak adına 25 Nisan 1915
tarihinde Çanakkale/ Gelibolu Yarımadası üzerine
yüklenip çıkarma yaparak, kara harekâtlarına girişerek
yeniden saldırıda bulunur. Bu plân kapsamında  
karaya çıkan saldırgan ANZAC (Avustralya ve Yeni Zelanda
Kolordusu) birliklerine karşı hazırlıklı olan ve
Conkbayırı’ndan harekâtı yöneten 19. Tümen Komutanı
Yarbay Mustafa Kemal; askerlerine süngü taktırarak
tarihe geçecek olan kesin emrini verir ve
 ‘’Ben size taarruz değil ölmeyi emrediyorum’’ der.
Gelibolu Yarımadası’ndaki muharebeler Mayıs, Haziran,
Temmuz ve Ağustos aylarınca devam eder.
Böylelikle; her türlü imkânsızlık içinde olunsa da
Cephede düşmana karşı olağanüstü bir direnç gösterilip,
saldırgan işgalciler durdurularak emperyalist
dünyaya karşı ‘’ Çanakkale geçilmez ‘’  mesajı verilir.

Türk’ün bu inanılmaz mücadelesi sonunda İşgalci düşman
nihayette zorunlu olarak yenilgisini kabul etmekle
çekilme kararını alır ve O9 Ocak 1916 günü
gemilerine binerek Gelibolu’yu tamamen terk ederler.
Saldırgan emperyalistlerin Türkler karşısında
almış oldukları tarihe geçen büyük bir yenilgidir bu.







Bu kutsal mücadelenin sonucunda; vatan ve namus değerleri
adına binlerce vatan evladını şehit verdiğimiz, Türk’ün sarsılmaz
gücünü tüm dünyaya ispat ettiğimiz ve Mustafa Kemal Paşa’nın
tarih sahnesine çıkarak Anafartalar Kahramanı olarak
adını yazdırdığı yerdir Çanakkale…

Ne yazık ki günümüzde; Atatürk düşmanları, sahte tarihçiler ve
yobaz takımı, Çanakkale Savaşlarında Mustafa Kemal Paşa’nın
başarılarını küçültmek ve yok saymak adına ellerinden geleni
yapmaktadırlar. Hatta Gelibolu muharebelerinde İngilizlere ait
Norfolk Taburu’nun üzerine bir bulutun inerek ilahi gizli
güçler tarafından düşman askerlerinin ansızın yok edildiği
gibi bazı uydurulmuş hikayelere de sığınılarak saf ve temiz
Türk insanının düşüncelerini karıştırabilecek, ciddiyetten ve
gerçekten çok uzak yazılı ve sözlü anlatımlarda bulunulmaktadır.

Yine günümüzde, Çanakkale savaş alanlarına düzenlenmekte olan
kültür turlarında dahi;  bazı tur operatörlerince gezginlere yönelik
bu tür menkıbelere dayalı anlatımlarda bulunularak  
              bilgi kirliliğine sebebiyet verildiği üzülerek izlenmektedir.
Tarihin yazmış olduğu gerçekler ışığında bu tür anlatım ve
söylemlerin ciddiye alınarak kabul edilmemesi gerekmektedir.

Her ne olursa olsun Mustafa Kemal Atatürk olmaksızın
Çanakkale zaferi düşünülemez.
Çanakkale Anadolu’nun kilidi ve burada elde edilen zafer,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ön sözüdür.
 

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümünde
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere harekâtın
yürütülmesinde son derece büyük emekleri ve katkıları olan
komutanlarımız ile canlarını vatan uğruna teslim ederek
sonsuzluğa ulaşan kahraman askerlerimizi bir kez daha
rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.




 

Bu yazı 797 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Salih KOÇ
    2 yıl önce
    Merhaba Cengiz Bey, Yazınızı dikkatle okudum. Çanakkale Deniz Zaferi anlatılırken özellikle Mustafa Kemal'i adının anılmaması bir proje ürünüdür. Yeni kuşağın Mustafa Kemal'in başarılarını duymaması, öğrenmemesi için özel bir gayret sarfediliyor. Rahmetli dedem: "Hiçbir şey bilmezsen komşuna bak, hasmına bak" derdi. Evet onlar adını anmamaya biz ise tam tersine gerçekleri anlatmaya, aktarmaya devam edeceğiz. Sizin yaptığınız tam da budur. Yazdıklarınız ciltler dolusu kitapların özeti gibidir... Kaleminize, yüreğinize sağlık diyor... Sağlık diliyorum.