Asya ve Avrupa kıtaları arasında tarihsel ve kültürel geçiş köprüsü konumunda bulunan Anadolu (Anatolia); bilindiği üzere, çok sayıda medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış güzide bir coğrafyada yer almaktadır.
Bu coğrafya üzerinde kadim Anadolu yurdunda, Karadeniz’in en uç noktasında yer alan Sinop; geçmişin derinliklerinden süzülerek gelen her yerleşim merkezi gibi yaşanılmış tarihe sessizce tanıklık etmekle birlikte, buna ait silinemeyen ve günümüze kadar intikal eden izlere, anıtsal varlıklara sahip olmakla, merak edenlerine, araştırmacılara ve gezginlere ev sahipliğinde bulunarak konuklamaktadır. Bu anlamda; sergilenip, tanıtılası birçok tarihi mekân ve eser olmakla birlikte, seçkin örnekler arasında bölgedeki tarihi Kaya Mezarları ayrı bir önem taşımaktadır.
**
Kaya mezarı olgusu nedir denilecek olursa; günümüzde olduğu gibi geçmişte ve eski çağlarda da geçerli olan inançsal düşünceyle insanların, ölüm sonrasında ruhlarının ölmeyip yaşamlarının bir şekilde devam ettiği / edeceği, sonsuza kadar anılıp yaşatılması gerektiği inancı kaynaklı olarak özellikle kral, yönetici ve soylu sınıfında olanlar adına yaşadıkları yer ve bölgelerde anıtsal mezarlar yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde görülüp rastlanılan kaya mezarları da bu anlamda inşa edilmiş anıtsal yapılardır.
Bu kapsamda; Sinop bölgesi Boyabat ve Durağan İlçelerinde de tarihi ve anıtsal kaya mezarları mevcut olmakla birlikte, bu yapıtların muhtelif kaynaklara esas bilgiler ışığında, M.Ö. VII. yüzyılda Paphlagonia Bölgesinde inşa edilen ve döneminin inançsal kültürünü günümüze taşıyan anıt mezarlar olduğu bilinmektedir.
**
Paphlagonia da neresi ? denilecek olursa …. Yine tarihsel verilere göre, İlk Çağ veya Antik Çağ olarak
bilinen dönemde; içerisinde Sinop’un da ( Sinope ) yer aldığı Kuzey Anadolu’nun bir bölümü
(Günümüzde, batıda Bartın Çayı ile doğuda Kızılırmak, güneyinde Çankırı ile sınırlı olan coğrafi bölge )
Paphlagonia / Paflagonya olarak adlandırılmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde; Paphlagonia bölgesi olarak bilinen alanda Gaşka, Hitit, Phrygia, Kimmer, Hellen, Roma, Bitinya ve Pontus Krallığı gibi pek çok devletin yönetim ve hâkimiyet kurdukları bilinmektedir.
**
Bu kapsamda; tarihsel Paphlagonia sınırları içinde bulunan Sinop’un; özellikle Boyabat ve Durağan İlçelerinde, bu dönemin izlerini günümüze kadar taşıyan kaya mezarlarının varlığı dikkat çekmekle araştırmacıların, tarih severlerin ve gezginlerin ilgi odağı durumundadır. Bunları sıralayıp, özet tanıtımlarını yapacak olursak öncelikle Boyabat Salar Köyü kaya mezarından başlayalım….
Anadolu’da mevcut kaya mezarları arasında seçkin örnekler arasında yer alan Sinop / Boyabat Salar Kaya Mezarı; Sinop İli Boyabat İlçesi ile Kastamonu arasındaki karayolu güzergâhında Salar Köyü merkezi dâhilinde yer alan, gidilip görülmesi gerekli çok özel tarihi bir mekândır. Kare nizamlı ve üç sütunlu ana giriş ön yüzünden yükselen, çatı altındaki alınlık üzerinde yer alan kabartmalı aslan motifli figürün; ikonografik olarak Yunan mitolojik kahraman Herakles ( Roma mitolojisindeki tanımıyla Herkül ) ile Nemea Aslanının mücadelesi canlandırılıp, anlatılmaya çalışıldığı yorumlanmaktadır. Bir diğer tarihsel ve kültürel varlık olarak; Sinop / Durağan ilçesi Köklen Köyü Kemerbahçe Mahallesinde bulunan Terelek Kaya Mezarı da cazibeli mekanlar arasında yer alır.
Tarihsel veriler ışığında, Terelek Kaya mezarının da M.Ö. VII. Yüzyılda yapıldığı ve Paphlagonia dönemi bir yapıt olduğu vurgulanmakla; üç sütunlu ana giriş üzerindeki alınlıkta yine Salar Kaya Mezarında olduğu ve yorumlandığı şekilde aslanla boğuşan Herakles / Herkül figürünün işlenerek yer aldığı görülmektedir.
Bu kapsamda diğer bir tarihi eser ise yine aynı döneme ait, Gökırmak Vadisinde Durağan İlçesi Beybükü Köyü Karadiğin Mahallesinde mevcut Ambarkaya anıt mezarıdır. Bu kaya mezarının girişi de yine üç sütun üzerinden inşa edilmekle birlikte mezar ana cephesi alınlığında işlenmiş net bir figüre rastlanmadığı görülmektedir.
**
Sinop bölgesinde antik tarihin izlerini taşıyan, bu inanılmaz derecede güzel, gizemli ve câzibeli anıtsal yapıların yüzyıllardır onca insafsızlığa ve ilgisizliğe rağmen dirençle varlıklarını sürdürerek günümüze intikaline rağmen, yerel düzeyde bazı iyi niyetli çabalar olmakla birlikte, tanıtımlarının gereğince ve yeterince yapılamadığı, turizm açısından birer destinasyon merkezine dönüştürülemediği kanısındayım.
Her yönüyle güzel Sinop, sadece mavinin ve yeşilin kucaklaştığı bir tablodan ibaret değildir.
Bu tanımın ötesinde, ayrıca geçmişten günümüze süzülerek gelen tarih ve kültür varlıklarıyla ön plânda olduğunun kabul edilmesi de gerekmektedir.
**
Bu kapsamda; Sinop İli sınırları dâhilinde mevcut, Paphlagonia dönemine ait tarihî, anıtsal kaya mezarları gezilip, görülmeyi ve gereken ilgiyi beklemektedir. İyi bir tanıtımla turizme kazandırılması hepimizin ortak dileğidir. Bu hususta; yereldeki ilgili kurum ve kuruluşların ciddi bir koordinasyon kapsamında yapacakları etkin çalışmaların, önemli olduğu ve olumlu yönde neticeler vereceği düşüncesindeyim. Gidiniz, geziniz, görünüz ve sahip çıkınız.