Ülkemizin son dönemlerde siyaseten yaşadığı hassas ve
çalkantılı süreçte; muhalefette bulunan siyasi partiler,
gücü ve otoriter yönetimi elinde tutan iktidara karşı yaptıkları
haklı ve keskin eleştirilerde, demokrasi ilkelerinden hızla uzaklaşılarak
gerçekte demokrasinin yok edildiğinden bahisle
‘’ Demokrasiyi yeniden geri getireceğiz‘’
söyleminde bulunmaktadırlar.
Siyasal yaşamda sürekli kullanılmakta olan demokrasinin ne olduğu,
ne zaman ortaya çıkarak toplumların yaşamına yön verip
etkin olduğu ayrı bir merak konusu olmuştur.
***
Siyaset meydanlarında yapılan söylemlerde çokça kullanılan
sihirli sözcük demokrasinin; tarihsel süreçte ilk kez olarak
Antik dönem Yunan dilinde kullanıma girdiği bilinmektedir.
Demokrasi , etimolojik olarak halk anlamına gelen “demos” ve
yönetim anlamına gelen “kratos” un birleşiminden oluşmakla
yalın anlamıyla “halk yönetimi” demektir.
Demokratik yönetimlerde; yönetilenlerle yönetenler arasındaki
ilişkide aslen vatandaşların devletin hizmetinde değil,
devletin vatandaşların hizmetinde olduğu düşüncesi hâkimdir.
Bunu, renkli kişiliğe sahip siyasetçilerimizden merhum
Prf.Dr. Necmettin Erbakan ‘’ Garson Devlet ‘’ olarak tabir etmiştir !
Demokrasi; toplumun/halkın devletten önce geldiği, komünizm ve
faşizm gibi her türlü baskıcı idareye ( totalitarizm) karşı olan
bir yönetim biçimidir. Bu nedenle de günümüzde en ideal
yönetim şekli olarak kabul edilmektedir.
Demokrasinin olmazsa olmaz unsurları arasında ise ilk sırada
siyasi partiler yer almaktadır.
***
Türkiye’de gerçek anlamda çok partili siyasi hayata; II. Dünya
Savaşı sonrası, dönemin şartları gereği Cumhurbaşkanı ve
Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı İsmet İnönü’nün girişimleriyle
adım atılmıştır. Bu kapsamda önce Milli Kalkınma Partisi,
07 Ocak 1946 tarihinde ise Cumhuriyet Halk Partisi’nden
ayrılan muhaliflerce Celal Bayar önderliğinde Demokrat Parti kurulur.
"Artık yeter! Söz milletindir" sloganıyla siyaset sahnesine çıkan DP.
14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan genel seçimler sonucunda
% 53,35 oy çoğunluğuyla demokratik anlamda ülke yönetiminin başına geçer.
14 Mayıs 1950 seçimleri ile yirmi yedi yıllık tek parti CHP iktidarına
son verilmiştir. Ancak, seçimle gelen D.P. iktidarı gerçek anlamda
demokrasiye sahip çıkamayıp, iktidarı süresince uygulamış olduğu hukuk ve
demokrasi dışı eylemlerle de kendi sonunu kendi hazırlamıştır.
***
Sonrası siyasal yaşamda 14 Mayıs, ülkemizde sağ kanat
düşünceyi temsil eden siyasi taraftarlarca demokrasi adına
bir milât olarak kabul edilip ‘’ Yeter Söz Milletindir ‘’ sloganına
sığınılarak politikalar üretilmeye çalışılmışsa da fiiliyatta
uygulamalara yönelik olarak demagojiden öteye geçilememiştir.
Aslen demokrasiye inanmayıp ‘’ Demokrasi bir taramvaydır.
gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz. Demokrasi amaç değil,
hedefe ulaşmak için bir araçtır ! ‘’ deyip bunu din sosuyla harmanlayıp
sâfiyâne duygu ve düşüncelere sahip Türk halkına sunum yaparak iktidara
gelenler, kendilerince yine geçmişe atıfla 14 Mayıs 2023 tarihini
seçim günü ilan ederek halkın oyuna ve iktidara yeniden talip
olma yolunu seçmişlerdir.
***
İyi güzel de; bu son seçim sürecinde yazılı ve görsel basından
izlendiği kadarıyla, geçmiş dönemlerde yapılan seçimlere kıyasen
bazı kirli ve karanlık güç odaklarınca son derece tehlikeli,
etik dışı ve şiddete dayalı senaryoların hazırlanarak
uygulamaya konulduğu ve tehdit dili söylemlerle
bir kaos ortamının yaratılmaya çalışıldığı görülmektedir.
Aklı başında Türk insanı ve seçmeni bu tür provokasyona
dayalı oyunlara asla gelmemelidir.
***
Demokrasi ; hiç kimsenin meşruiyet dışı yolları deneyerek
tek başına kendini egemen ilan edemeyeceği ve hiçbir kimsenin
iktidarı geri alınamaz bir biçimde kendi adına elinde tutamayacağı
ilkesine dayalı bir siyasi sistemdir.
Yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak
tek elden yürütülmeye çalışılması ise demokrasiden uzaklaşılması
demektir. O da ancak Faşizm, Komünizm gibi totaliter rejimlerde olur.
Ülkemizdeki demokrasinin yaşatılarak daha da ileriye taşınması adına
tüm bunların göz önünde bulundurulup 14 Mayıs 2023 seçimlerinin
kazasız ve belasız bir şekilde tamamlanarak, sonuçlarının ülkemiz ve
Türk milleti adına hayırlı ve uğurlu olması dilekleriyle
Son söz olarak yaşasın özgürlük ve Demokrasi diyelim…