Cengizhan ERSOY

Cengizhan ERSOY

PENCEREMDEN
[email protected]

TÜRKİYE'NİN TAPU SENEDİ LOZAN ANTLAŞMASI

24 Temmuz 2023 - 18:04 - Güncelleme: 25 Temmuz 2023 - 12:27

Bir ülkenin sıfırdan başlayarak önce askerî, sonrasında ise

uluslararası siyasi arena ve kurtlar sofrasında göstermiş olduğu

inatçı direniş neticesi hukuki tescilli tapu senedini alıp,

bunun tüm dünyaya kabul ettirmesi hiç de kolay değildir.

Tarihte de bir başka örneği yoktur kanısındayım.

Bu diplomatik zaferi, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde

yoktan var edilen inançlı ve kararlı Türk Milleti başardı.

Bu anlamda, zorlu ve güçlü direnişimiz; aynen savaş meydanlarında 

gösterildiği üzere, sonrasında yürütülen diplomatik mücadele,

bilinçli ve iradeli yönetim seyri sonunda 24 Temmuz 1923 tarihinde

imzalanan Lozan Antlaşmasıyla diplomatik zafer olarak

sonuçlandırılıp tüm dünyaya ilan edilmiştir. 

​​​***

Tarihi gerçek, cephelerde yaşanılan büyük savaş ve millîmücadele

sonucu imzalanan Mudanya Mütarekesi sonrasında barış görüşmelerine  

davet edilmemizle birlikte, başta dönemin egemen gücü

İngiltere olmak üzere muhatap ülkelerin katıldığı diplomatik görüşmeler

20 Kasım 1922 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde başlar.

Masada karşımızda Osmanlı Devleti’ni yenen, ama

Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Türk Milletince 

yürütülen Milli mücadele karşısında yenik düşen,

İngiltere ve Birinci Dünya Savaşı’nın diğer galipleri sıralanmıştır.

Asıl amaçları da Türkiye’yi diplomatik yönden

masada sıkıştırıp, öncelikle kendi üstünlüklerini 

ve isteklerini kabul ettirerek Türk resmî heyetinin

taleplerini yok sayıp sıfırlayarak Sevr şartlarını zorlamaktır.

Lozan Konferansı hakkında Mustafa Kemal Paşa ünlü söylevinde;

‘’ Lozan Barış Konferansı’nda görüşülen sorunlar, 

yalnız üç-dört yıllık dönem ile sınırlı değildi.

Konferansta yüz yıllık hesaplar görülmekteydi. Bu denli eski,

bu denli karışık, bu denli bulaşık hesapların içinden çıkmak 

kuşkusuz pek kolay olmayacaktı. Osmanlı Devleti 

‘ Eski Antlaşmalar ‘ adı altında birtakım ayrıcalık haklarının tutsağı idi ’’

diyerek durumun ciddiyetini açıkça ifade etmektedir. 

Lozan’da masaya yatırılan konular; millî sınırlarımız, boğazlar,

kapitülasyonlar, Osmanlı borçları, Musul sorunu ve 

azınlıklar gibi çok önemli konulardır.

​​​***

Lozan Konferansı seyrinde Türk heyetinin başında,

kutsal savaşta Batı Cephesi komutanı, dönemin Dışişleri Bakanı

olarak İsmet İnönü , üyelerden Sinop Milletvekili  

Dr. Rıza Nur’un da bulunduğu diplomatik ekiple;

karşı tarafın her türlü baskı ve diretmelerine

rağmen kararlı ve dirençli bir dik duruş gösterilip,

mücadeleye girişilerek savaş cephelerinde olduğu gibi 

masada kesinlikle teslim olunma yoluna gidilmemiştir.

İsmet Paşa, muhataplara hiç de eğilip bükülmeden; 

‘’ Türkiye bağımsız bir devlettir ve öteki devletler gibi

eşit koşullarda muamele görmek istemektedir. Eğer bunu 

içinize sindirip kabul ederseniz barış olur, yoksa olmaz ‘’

diyerek tavrını koymuştur. Karşılıklı restleşmeler nedeniyle 

bir dönem kesintiye uğrayan görüşmeler 23 Nisan 1923 

tarihinde yeniden başlar. Muhataplarla 8 ay boyunca süren

dişe diş zorlu mücadelelerin sonuna gelinerek, taleplerimizin 

kabul ettirilmesiyle 143 maddelik Lozan Barış Antlaşması

24 Temmuz 1923 tarihinde taraflarca 

müştereken kabulle imzalanarak onaylanır.

Bu durum uluslararası basında büyük yer tutmakla; 

Yunan basınında ‘’ Türkler Mondros Anlaşmasını yırttılar

ve müttefikleri hezimete uğrattılar ‘’ yorumu yapılır.

 

 

Lozan Antlaşması tarihsel gerçekler açısından;

bir dönemler kendi sınırlarında ve bölgesinde güçlü ve hâkim

durumda olmakla birlikte, sonrasında içte ve dışta

acze düşerek Birinci Dünya Savaşı sonunda yenilip,

sıfırlanan Osmanlı Devleti’nin yerine Gazi Mustafa Kemal Paşa

önderliğinde kurulan bağımsız Türk Devleti’nin

o günün şartlarında emperyal güçlere, 

Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerine karşı,

her türlü baskıya rağmen diplomatik anlamda

verdiği büyük mücadele ve kazanımın eseridir.

Ancak, ne yazık ki yıllar sonrası, günümüzde;

Atatürk’ün inanılmaz mücadelelerle yoktan var ederek 

kurduğu lâik Türkiye Cumhuriyeti’ni içine sindiremeyen

birtakım akıl yoksunu yobazlar zaman zaman ortaya çıkıp, 

‘’ Lozan’ın gizli maddeleri var, 2023 yılında yürürlükten

kalkacaktır. Zafer değil, bir hezimettir ‘’ diyebilmişlerdir.

Bu gerçek dışı iddiaların ve aşağılayıcı söylemlerin arkasında

bilinçsizce durmaya çalışanlar kabul etseler de, etmeseler de 

bilinmelidir ki sonuçta; evet, Lozan bir zaferdir ve yeni Türk

Devletinin uluslararası platformda, hukuken tescil edildiği

bir tapu senedidir. Gizli maddeleri olduğu ve 2023 yılında 

sona ereceği iddiaları ise Türk düşmanı hazımsız yobazların

yalanlarından ibarettir.

Bu çok özel günün yıl dönümü ülkenin her bir noktasında 

etkin programlarla ve coşkuyla kutlanmalıdır düşüncesindeyim.

​​​***

Güzel ülkemizin her bir yanında camilerimizden 

özgürce ezan sesleri yükseliyorsa, Atatürk’ün kurduğu 

bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin sayesinde olduğu

asla unutulmasın dileğiyle; bu özel tarihî günün 100. yıl dönümünde 

ülkemizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile

Lozan Kahramanı İsmet İnönü ve dava arkadaşlarını, vatan uğruna 

canlarını vermiş olan tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve 

şükran duygularıyla anıyoruz.

Bu yazı 1809 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum