Cengizhan ERSOY

Cengizhan ERSOY

PENCEREMDEN
[email protected]

HAMSİN'DEN BALIKLARIN SERVERİ HAMSİ'YE

12 Ekim 2021 - 04:23

Kökeni Arapça olan ‘’ Hamsin ‘’ sözcüğü, genelde
kış mevsiminin Ocak ayından itibaren zirve yaptığı
zorlu ve soğuk geçen 50 gününü ifade etmek adına kullanılır.
Yazımızın asıl konusu ise; meteorolojik tanımların ötesinde
adının Hamsin’den türeyip dilimize ve yemek kültürümüze
yerleştiği bilinen ‘’ Hamsi ‘’ dir.
Yani kısaca Hamsi Balığı….                                                                         
Karadeniz’in bu kıvrak, güzel ve özel balığının,
genellikle kış aylarında çıkması nedeniyle
Hamsin sözcüğünden esinlenerek
Hamsi olarak adlandırıldığı rivayet edilir.

Diğer taraftan; yapılan etimolojik araştırma ve
çalışmalara dayandırılarak, antik dönemde
Doğu Karadeniz havzasında yaşayan yerel halkın
bu balık için kullanmış olduğu  ‘’ Khampsıa ‘’
sözcüğünden kaynaklanıp, günümüze evrildiği de ifade edilir.
 
Her neyse, sözcüklere fazla takılmayalım ama
sevenleri için Hamsi; Türk Mutfağının ve özellikle de
Karadeniz Mutfağının baş tacı, sofraları süsleyen
damaklara lezzet katan balık yemekleri arasında yerini alır.

Adına festivaller düzenlenip, şiirler methiyeler de dizilmiştir.
Sinop’lu şairimiz merhum Ferit Dikmen
‘’Hamsiye Açık Mektup’’  başlığı ile yazdığı mısralarında;

Vakti geldi, özlüyoruz sizleri,
Bekler Sinop, kıyı, her yan hamsiler,
Sabah, akşam gözlüyoruz  sizleri,
Kavuşmayı ister liman hamsiler…

Bir başka dizelerinde ise ;
Bir yıl çıkmazsan balıkların dilberi,
Gönlümü kaygıya salarım Hamsi,
Deniz yosması, balıklar serveri,
Aşkınla deryaya dalarım Hamsi !
diyerek, hamsiye övgüyle kaleminden kâğıda süzülen
güzel safiyane duygularını  ifade eder.

Ünlü gazeteci ve yazarımız Yılmaz Özdil bir köşe yazısında;
‘’ Hamsi balık değildir, yaşam kültürüdür, kendisi küçük,
etkisi devasadır. Kanuni’yle beraber Osmanlı mutfağına girdi.
Trabzon doğumlu muhteşem Süleyman’ın çocukluk
lezzetiydi, Evliya Çelebi’nin notlarında da 40 çeşit yemeğinin
yapıldığını ‘’ ifade eder.

Hamsi üzerine 1885 Trabzon doğumlu, divan şairi
Hâmâmîzade İhsan bey’in 1928 yılında kaleme almış olduğu
‘’ Hamsinâme ‘’ adlı eseri de meşhurdur.

Dillere destan Hamsi gerçekten de kış günlerinde sofraları
şenlendirip, ağızlara ayrıcalıklı bir güzel lezzet katan,
zenginin de fakirin de sofrasını süsleyen bir nimettir.
Onu bilen bilir. Sofralara sunulduğunda; ızgarası, tavası, pilavı,
kuşu, tuzlaması, pidesi, köftesi daha saymakla bitmeyecek
tarifleri vardır. ‘’Kulağına kar suyu kaçtı ‘’ diye tabir edilen
Aralık ve Ocak aylarında iyice yağlanarak lezzet derecesinde zirve yapar.



Bir de bu nefis ve efsane balığın denizden süzülüp soframıza
uzanan Karadeniz’deki yaşam rotası, ayrı bir maceralı yolculuktur.
Mayıs ve Haziran aylarında, Rusya’nın Azak Denizi dâhilinde
yumurtlayıp, oradan enginlere açılarak uzunca bir seyirle
güneye inip, bizim Karadeniz kıyılarına ulaşır.
Kasım ayı sonlarında ise Marmara’ya geçerek
yumurtalarını burada bırakıp tekrar Karadeniz üzerine yol alır.
Ne kadar maceralı güzel bir serüvendir bu…



Bazen Karadeniz’in oldukça cömertçe davranarak bolca
çıktığı dönemlerde ise dar gelirli vatandaşın sofralarına
medet olmanın ötesinde, geçmiş yıllarda olduğu üzere
heba edilerek tarlalarda gübre olarak kullanıldığı da görülmüştür.
Ben, şahsen bu tür israfa çok üzülürdüm.
Hele ki; günümüz dünyasında yaşanılan açlığın ve sefaletin
önemli ölçüde kendini hissettirdiği süreçte bu tür savurganlıklara
yer verilmemelidir diye düşünmüşümdür.

Sinop’lu şairimiz merhum Ferit Dikmen’in ifadesiyle; Karadeniz’de
‘’ Balıkların Dilberi ‘’  olarak nitelendirilen Hamsinin bu günlerde
yeniden balıkçı tezgahlarını ve sofraları şenlendirdiğini
zevkle izlemekteyiz.

2021- 2022 sezonunun bereketli olması ve

sofralarda keyifle tüketilmesi dileğiyle…




 

Bu yazı 1661 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum