Doğan ÖZDEMİR

Doğan ÖZDEMİR

" EMEKÇİNİN KÖŞESİ "
[email protected]

Çöküş

04 Mayıs 2024 - 11:58

Toplumlar Başarısızlığı Ya Da Başarıyı Nasıl Seçerler?
Kitabın yazarı: Jared DİAMOND
(Pegasus Yayınları, 1. Baskı-Şubat 2019, 720 Sayfa)
Çeviren: Barış BAYSAL
Yakında “Tüfek Mikrop ve Çelik” kitabını tanıttığım yazarın bunun devamı olan kitabına sıra geldi.  İnsanların önündeki en büyük ve yaşamsal tehlike, aşırı nüfus artışı ve bunun tetiklediği açlık, çevre katliamı ve buna bağlı dünyanın ölümüdür denebilir. Yazar, şu anda halen farkına varılamayan bu tehlikeli gerçeklerin aslında tarihin eski zamanlarında yaşanmış olduğunu belgeleriyle bize sunuyor. Çoğumuzun antik tarihe bir sanat gibi bakışımızın, aslında o çağın akıl almaz uygarlıklarının birdenbire varoluşlarından sonra neden birdenbire yok olduklarını görmemizde yattığını anlatıyor. Bu ani batışlar, bugün bizleri bekleyen aynı tehlikelerin önümüzde durmakta olduğunu, ama biz insanların bu konuda yeterince duyarlı davranamadığımızı sorguluyor.
“Modern ABD sınırları içindeki Anasazi veCahokia, Orta Amerika’daki Maya şehirleri, Güney Amerika’daki Moche ve Tiwanaku toplumları, Avrupa’da Miken Yunanistanı ve Minos dönemi Girit’i, Afrika’da Büyük Zimbabwe ve Aksum, Asya’da Ankor Wat ve Harappa dönemi İndus Vadisi, Pasifik Okyanusu’nda Paskalya adası… Bu geçmiş toplumların geride bıraktıkları anıtsal harabeler, hepimizde romantik duygular uyandırıyor. (…) Bir zamanlar böylesine kudretli olan bir toplum nasıl oldu da sonunda çökebildi? Bu toplumların yurttaşlarına ne oldu?” İşte bu soruların nedenleri, yorumları, analizleri sonrasında nasıl açıklanabileceğini de şöyle belirtiyor yazarımız;
“Geçmiş toplumların çevrelerini tahrip ederek kendi çöküşlerine yol açtıkları süreçler sekiz kategoriye ayrılıyor ve bu kategorilerin görece önemleri vakadan vakaya değişiklik gösteriyor: Ormansızlaştırma ve habitat yıkımı- toprak problemleri(erozyon, tuzlanma ve toprak verimliliği kayıpları)- su yönetimi problemleri- aşırı avlanma- aşırı balık avlama- sonradan getirilen türlerin yeni türler üzerindeki etkileri- insan nüfusunun artışı ve artan kişi başına gelirin etkisi.(…) Bugün karşı karşıya kaldığımız çevresel problemler, geçmiş toplumları da çöküşe götüren sekiz problemle aynı. Ancak bunlara dört problem daha eklenmiş durumda: İnsan kaynaklı iklim değişikliği- çevreye zehirli kimyasalların bulaştırılması- enerji sıkıntısı ve yeryüzünün fotosentez kapasitesinin tümüyle insan tarafından kullanılması.
Bu problemler sürdüğü sürece sonucunda bizi bekleyen; “İnsan soyunun yok olması veya endüstriyel medeniyetin temelli çöküşünü öngören bir kıyamet senaryosundan ziyade ciddi oranda düşük yaşam standartları, kronikleşmiş yüksek riskler ve bugün temel değerlerimiz olarak gördüğümüz birçok şeyin yok oluşunu ‘içeren’ bir gelecek söz konusu olacak.”
Yazar, bir toplumun çöküşünün yalnızca çevre tahribatıyla olmayacağını, bunu anlayabilmek için kitaptaki örnek konuları şu beş çerçevede inceleyeceğini söylüyor: Çevre tahribatı- İklim değişikliği- Düşman komşular ve dost ticaret ortakları- Toplumun çevre problemlerine müdahaleleri.
Madencilik konusunda toksik atıklara, çevre tahribatına; ağaç katliamlarında ormanların kâğıt, yakacak, kömür eldesi ve kerestecilik amacıyla kuraklık, çölleşme, su kaynaklarının yok olması ve atmosfer kirliliğine, ağaç gölgesinden mahrum kalan ırmaklarda balıkların yok oluşuna çarpıcı örneklerle yer veriliyor. Bunun asıl sonucunun açlık, hızlı nüfus azalması ve çöküş olduğunu görüyoruz.
Mayalar zamanında yaklaşık 208 yıllık aralarla bölgede kuraklık yaşandığı saptanmıştır. Sonucunda yıkım ve ani çöküş olduğunu detaylı bir anlatımdan okuyacağız. Bu çöküş faktörlerinin her ülkede aynı sonucu doğurmadığı, bazılarında geriye döndürülebildiğini de görüyoruz. Aynı adanın iki devleti olan yoğun nüfuslu ama daha küçük topraklı Haiti ile düşük nüfuslu ve büyük topraklı Dominik Cumhuriyeti inceleniyor. Bu da bize, bir toplumun kendi kaderinin kendi ellerinde olduğunu ve büyük ölçüde kendi tercihlerine bağlı olduğunu gösteriyor.
Çin, son zamanların hızla büyüyen devi… Çin’in çevresel sorunları sadece kendini değil, küreselleşen dünyada herkesi etkiliyor. Hava kirliliği, biyoçeşitlilik kayıpları, tarla kayıpları, çölleşme, sulak alan kayıpları, çayırlık bozulması ve insan kaynaklı doğal felaketlerin boyut ve sıklık olarak artışı, istilacı türler, aşırı otlatma, nehir akışlarının kesilmesi, tuzlanma, toprak erozyonu, çöp birikimi, su kirliliği ve kesintileri Çin’de devasa ekonomik kayıplara, toplumsal çatışmalara ve sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
Yazar bize şu anda dünyanın en ciddi 12 sorununu sıralıyor:
1- Giderek daha hızlı olarak doğal habitatların tahribi ve bunların dönüştürülmesi, 2- Başta balıklar ve deniz kabukluları olmak üzere yaban denizlerden yapılan kontrolsüz aşırı avlanma, 3- Yabandaki yenilebilir hayvanlar, bitkiler, meyveler ve iyi kereste veren ağaçların hızla tüketilmesi, 4- Toprak erozyonu, 5- Fosil yakıtlar, 6- Temiz ve içilebilir su akiferlerinin hızla tüketilmesi, 7-  Ağaçların fotosentezinin yok edilerek engellenmesi ve atmosfer yapısının değişimi, 8- Kimyasal endüstrinin hızlı gelişimi sonucu hızla artan toksik atıklar, 9- Yabancı tür denen bitki, hayvan ya da ürünlerin taşındıkları ortamdaki yerel ürünlere yaşama alanı bırakmaması, 10- İnsan faaliyetleri sonucu atmosfere atılan gazlar, 11- Hızlı artan dünya nüfusu, 12- İnsanların tek tek çevre üzerine olumsuz etkileri.
“Evet, o geçmiş toplumlarla bizim bugünkü modern durumumuz arasında büyük farklar var. En bariz fark, bugün çok daha fazla insan, çevreyi etkileyen çok daha güçlü teknolojileri geçmişten daha fazla kullanıyor. (…) Bugün, aynen geçmişte olduğu gibi, çevresel açıdan baskı altında, aşırı nüfuslu ya da her ikisini de yaşayan ülkeler siyasal açıdan baskı altına girme ya da çökme riski taşıyor. İnsanlar çaresiz, aç ve umutsuz kaldıklarında, sorumlu gördükleri ya da problemlerini çözemeyen hükümetlerini suçluyorlar. Her ne pahasına olursa olsun göç etmeye çalışıyorlar. Birbirleriyle toprak kavgasına tutuşuyorlar. Birbirlerini öldürüyorlar. İç savaşlara giriyorlar. Kaybedecek bir şeyleri kalmadığını düşünüp terörist oluyor ya da terörizmi destekliyorlar.”
Bu koca kitabı her çevrecinin, tarihe meraklı ve geleceğini anlamaya çalışan herkesin dikkatle okumasında yarar var.
İyi okumalar dileği ile. (22.8.2023)
 

Bu yazı 216 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum