Kitabın Yazarı: Emre KONGAR
(Remzi Kitabevi, 2. Baskı- Eylül 2002, 350 Sayfa)
Derin bilgisi ile toplumsal olayları çok iyi yorumlayıp gözlemleyebilen, kolay okunan yazılarıyla bunu okurlarına köşesinden aktaran Sayın Emre Kongar hocamızın bizlere iki binli yılların başlarındaki Türkiye ve dünyayı kısa kısa ama her alanıyla aktardığı bu kitabını da zevkle okudum.
İki binli yılların başları tüm dünyada sosyal olarak çok şeylere gebeydi. Son otuz-kırk yılını tekrar anımsamamıza yardımcı olan kitapta insanlığın 21. YY ’da nereye doğru gittiği, Postmodernizm’in Türkiye’ye etkileri, Türkiye-AB ilişkileri ve beklenen sonuçları, Papa suikastının ardındaki gerçekler, Ermeni iddiaları ve benzeri onlarca konu anlatılmaktadır. O günleri bu günlere bağlayan 23 yıllık AKP iktidarının doğuşunu da tekrar anımsıyoruz. Ülkemizdeki siyasetin daha o dönemlerde başlayan yağmaya dönüştürülmesi, siyasetçilerin nasıl yamyamlaştığı ve yamyam siyasetçilerin nasıl vampirleştiği çarpıcı örneklerle aktarılıyor.
Her biri daha önce yayınlanmış köşe yazılarından oluşan bu kısa ve özlü anlatımlar, bizi bu günlerin başlangıcına alıp götürüyor. Bugünü anlayabilmek için o günleri çok iyi analiz etmemizin ne denli önemli olduğunu bir kez daha anımsatıyor. Şimdiki düzenin ülkemizin yakın tarihinde nerede başlayıp hangi aşamalardan sonra bu hale geldiğini, halkın nasıl tüm olanlara ve uyarı çığlıklarına kulak tıkayabildiğini, bunun nedenlerini değişik yazılarda okuyabiliyoruz.
Demokrasi ile amaçlanan çoğunluğun azınlığın tüm haklarını korumak zorunda olarak karar alması sürecinin bilerek ve isteyerek çoğulculuğun gücüne çevrilmesinin özellikle sağ siyasette vazgeçilmez bir dayanak olduğunu tekrar anımsıyoruz. Bunun sonucunda demokrasinin bir araç olarak kullanılmasının bizi siyaseten bu günlere taşıdığını henüz fark edemeyen kişilerin olmasına şaşırmalı mıyız? Bunu yazarımız feodal demokrasi yazısında çok güzel açıklıyor.
AB ilişkileri ve Gümrük Birliği olayında ülkemizin AB mandacılığına nasıl teslim edildiğini anlamadan bugünü anlamamız da zordur. Yıllardır milli ekonomimizi nasıl yok etmeye çabaladıklarını umarım bazıları artık anlamış olurlar.
2000’li yılların sonlarına doğru yaşanan ekonomik krizlerin nedenlerini ve sorumlularını da tekrar anımsıyoruz. Ta o günlerden başlayan beyin göçünün neden görmezden gelindiğini ve bu günkü sonuçlarını da düşünmemizi sağlıyor sayın hocamız…
Çok hoş yazılarından biri de “Kafakarıştırologlar” dizi yazıları… Keyifle ve dersler çıkararak okuyacağınızdan eminim. Hortumculardan teröre ve siyasetin nasıl yozlaştığına kadar zevkle okuyacağınız yazıları bulacaksınız.
Yineleyeyim; bu tür eskiye dönük kitapları okumanın yararı, hem o günleri yeniden anımsamak ve bugüne ne kadarının aktarıldığını, neleri eksik yaptığımızın yeniden düşünülmesini ve kalmışsa geleceğimiz için gerekli önlemleri almamız için harekete geçmemizi anımsatmasıdır.
İyi okumalar dileği ile.