Simge Uzun&Dilara Açıkgöz

Simge Uzun&Dilara Açıkgöz

[email protected]

EYVAH! ÇOCUĞUM ERGENLİĞE GİRDİ!

12 Mayıs 2021 - 15:24

EYVAH! ÇOCUĞUM ERGENLİĞE GİRDİ!
Ergenler ve ebeveynleri aralarındaki en büyük sorun sağlıklı iletişim kuramamaktan kaynaklanmaktadır. Bütün gün gerek evin gerekse kendi işleriyle uğraşan anne babalar, okuldan sonra dersaneye ya da özel derse gitmiş olan çocuklar eve günlük yaşamın yoğun stresiyle gelirler. Ergen eve gelince ders çalışmak yerine bilgisayarda, internette vakit geçirmek, televizyon izlemek, telefonda arkadaşlarıyla konuşmak gibi faaliyetleri tercih ettiğinde günün getirdiği gerginlik ve stresi çocuklarına yansıtarak onlara kızan, bağırıp çağıran, söylenen ebeveynlerle çocukları arasında çeşitli anlaşmazlıklar, zıtlaşmalar hatta kavgalar çıkabilmektedir. Ebeveynlerin sınavlar ve dersler hakkındaki “O notlar kötü gelsin, öyle görüşeceğiz.” tarzındaki yorumları ergenlerin anne-babasını sıkıcı ve katı insanlar gibi görmelerini sağlar. Aynı şekilde bekledikleri davranış ve tutumları çocuklarından göremeyen ebeveynler, “kendilerine göre olması gerekene” ulaşmış başka akrabanın ya da komşunun çocuğuyla kendi çocuklarını kıyaslaması da bir başka sorun teşkil eden durumdur.
PEKİ NE YAPILMALI?
Sevgili anne-babalar,
Çocuklarınız hepiniz için dünyanın en önemli varlıkları ve hepinizin isteği ileride onları mutlu, iyi bir meslek sahibi olmuş, toplumda saygın bir yere sahip olmuş olarak görmek. Ama bunların olabilmesi için Türk toplumu olarak düştüğümüz en büyük yanılgıdan vazgeçmemiz gerekmekte. Anne-babalar çocukları için her şeyin en iyisini isterken çocuklarının bunları elde etmesine izin vermemekteler. Şöyle ki, anne-babalar çocuklarının yapması gereken her işi kendileri yapıyor, kendilerine bağlı değil bağımlı bir çocuk yetiştiriyorlar. Bu yetiştirme tarzından dolayı çocuk özgüveni eksik, kendilik algısı düşük bir kişilik oluşturuyor. Ve yaşları kaç olursa olsun yaşamlarının her döneminde anne-babasının ya da bir başkasının desteğini, kendini ve hareketlerini yönlendirecek birilerine ihtiyaç duyuyorlar. Yapmanız gereken şey çocuklarınızı yetiştirirken onların özerkliğini kazanmasına yardımcı olmak, kendi başlarına da bir şeyler yapabileceklerini onlara aşılamaktır. Aksi takdirde çocuğunuzun kendini, hayatını, dünyayı derinlemesine sorgulamaya başladığı dönemde –yani ergenlik döneminde- karşınızda yıllardır hiç sorun yaşamadan dediklerinizi yapan çocuğunuz yerine aksi, huysuz, mutsuz, sinirli bir ergen bulabilme olasılığınız oldukça yüksektir.
Ergenlerinizle ilişkilerinizde okul, ders başarısı, sınavlar, ergeninizin arkadaşlık ilişkileri, davranışları gibi konularda çeşitli anlaşmazlıklar yaşayabilme olasılığınız oldukça yüksektir. Bu gibi durumlarda yapmanız gereken en önemli şey soğukkanlılığınızı korumanızdır. Yaşanan tartışma esnasında sinirlerinize hakim olamadan ağzınızdan çıkanlar ergeninizle aranızda uçurumlar doğurabilir. Soğukkanlılığınızı koruduktan sonra yapılması gereken ise ergeninizin kişiliğine herhangi bir saldırı ya da hakarette bulunmadan durum hakkında oturup sakin bir şekilde konuşmalı; çözüme kavuşturamadığınız takdirde herhangi bir uzmandan ya da okul psikolojik danışmanından yardım almalısınız.
Çocuğunuz büyüdükçe onun hayatı hakkında endişeleriniz de arttığından, özellikle ergenlik döneminde ergeninizin dışarıda karşılaşabileceği her türlü olumsuz duruma karşın önlem alma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Bu önlem alma ihtiyacı sizi çeşitli kurallar koymaya götürecektir. Koyulan kuralları ergeninize açıklamalı, kuralı neden koyma ihtiyacı hissettiğinizi açıklamasınız. Aksi takdirde açıklamasını yapmadan tepeden inme şeklinde dayattığınız kurallar ergeninizde daha ters tepkiler yaratabilir ve girmesini istemediğiniz ortamlara girme, kullanmasını istemediğinizi maddeleri kullanma olasılığı da oldukça artacaktır. Siz evinizle beraber kendi yaşamınızı ve ergeninizin yaşamını kötü alışkanlıklar ve olumsuz durumlardan izole etmeye çalışırsanız çalışın, yaşadığınız mahalle, sokak, ilçe veya ilde korktuğunuz bu durumların insanlar arasındaki yaşanma oranı ne kadar yüksekse çocuğunuzun da dışarıda bunlarla karşılaşma oranı o kadar yüksektir. Bu yüzden özellikle madde kullanımı, sosyal ortamlar gibi konularda yerel yönetimler de okullar, anne-babalarla beraber çalışmalı ve üzerine düşenleri yerine getirmelidirler.
Ergenlik döneminde çocuklarınızın karşı cinse olan merakının artması ve romantik ilişkilerde bulunması söz konusu olabilir. Bu konularda ergeninizi yeterli düzeyde önceden bilgilendirmeniz gerekmektedir. Bu dönemde özellikle cinsellik yönünde gelişen merakı çocuklarınıza düzgün bir şekilde anlatmalı, çocuklarınızın bu konu hakkında merak ettiklerini sormalarına fırsat vermelisiniz. Eğer cinsellik, karşı cinsle ilişkiler gibi konuları “ayıp, günah” şeklinde nitelendirir, ergeninizin de bunları bir tabu olarak algılamasına neden olursanız onları olumsuz etkilemiş olursunuz. Eğer bu konuları aktaramayacağınızı düşünüyorsanız yine bir uzmandan ya da okul psikolojik danışmanından yardım almalısınız.
Değerli anne-babalar, ergeninizin bu dönemde yaşadığı gerek fizyolojik gerek psikolojik tüm değişikliklere ayak uydurmalı, onları empati kurarak anlamaya çalışmalı, “Bizim zamanımızda...” ile başlayan cümlelerden kaçınmalısınız. Çocuğunuzun ilerideki tüm yaşamını etkileyecek kritik bir özelliğe sahip olan bu dönemde hepinizin sabrı, ilgililiği, sevgisi ve hoşgörüsünün hem sizin hem de ergeninizin ihtiyacı olan en büyük şey olduğunu unutmayın.

 

Bu yazı 935 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum