GEÇEN YILLAR! GELECEK GÜNLER!

Yıllar hızla geçiyor. Geriye dönüp baktığımızda diyoruz ki ; " Nasıl geçti bunca yıl ? "
Bazen de şikayette bulunuyoruz, aslında çelişkiye düştüğümüzü  anlamadan ; " Arkadaş bir türlü vakit geçmiyor " diyoruz.
Bizim yaştakiler ise " işte geldik,gidiyoruz " derler. Çünkü yaşamımızın dörtte üçünü bitirmişiz, dörtte  birini yaşıyoruz. Onun da ne zaman biteceği belli değil. Ancak, biz yine de gücümüz yettiğince çalışıyor, mücadele ediyor, doğruları bulmaya ve yapmaya çalışıyoruz. 

Bu dünyada üç grup insan var ;
Birinci grup, çok az sayıda insanlardan ve ailelerden oluşuyor. Bunlar hem kendi ülkelerini, hem de dünyayı yönetiyorlar. Çünkü onlar çok zenginler, çok paralılar. 
İkinci grup, çok büyük nüfusu kapsıyorlar. Bu çok büyük nüfus kendi içinde zenginler (!), orta direk ve yoksullar diye ayrılmalarına rağmen, aynı gruptan olduklarının bazen farkındalar, bazen de değiller. Sadece çalışarak gelir sağlamak ve 
kendilerine göre sadece yaşamak (!) istiyorlar. Kendilerine farklı yöntemlerle çıkar sağlamak, sözde sınıf atlamak istiyorlar. 
Üçüncü grup ise emek-sermaye çelişkisini bilip, daha güzel, daha yaşanabilir dünya için tüm yaşamları boyunca mücadelede ediyorlar. Bunların sayıları ikinci gruptan çok çok küçük, birinci gruptan daha büyüktür.
Bu sınıfın tümü sol-sosyalist-kominist dünya görüşüne sahiptirler, sadece emeklerinin karşılığı kadar ücret talep ederler,çevrecidirler, adalete, hukuka, insan haklarına sayılıdırlar. Dünya var olduğundan bu yana süren SAVAŞLARA HAYIR diyerek, sürekli BARIŞ taleplerini yinelerler. 

Ülkemizden ve kentimizden bakacak olursak, bu gruplar için aynı tesbitleri yaparız. 
Birinci grup, ülkeyi yöneten bir avuç insandır, birkaç ailedir. Ülkenin kaymağını bunlar yer.
Üçüncü grup, kendilerinin gelişimini tamamladıkları andan itibaren sürekli mücadele içindedirler. Bir de amip gibi bölünerek çoğalmak yerine birleşerek büyümeyi deneseler daha iyi olacak, ama neyse !
İkinci grup ise seçimden seçime sandığa gidip, en çok vaatte bulunan, özellikle sağ partilere oy verir, onları iktidar yaparlar. İktidarların verdikleri ile yetinip, bir de şükrederler. Çok sıkıştıklarında kahve köşelerinde dedikodu yapar gibi eleştiri yaparlar. Ama yine de aynı partiye oy verir, yine iktidara taşırlar. Yıllar böylece geçip gider. Tabii bu arada sosyal demokrat ve sol partilerin de neden bu gruba dokunamadıklarını araştırmaları gerekir. 
Yurdumuzdan örnek verecek olursak ; Bu ülkeyi 10 yıl MENDERES, çok kısa kesintiler hariç 40 yıl DEMİREL yönetmiştir. 20 yıldır ise ERDOĞAN yönetmektedir.
Bu kez biraz değişiklik olacağını düşünerek seçimleri bekliyoruz.
Sinop için, eğer iktidarın değişmesini istiyorsak, başta bugün CHP İl Yönetimi için yapılan Olağanüstü Genel Kuruldan, yarışan adaylardan önce, zaferle CHP çıkmalıdır. Kazanan veya kaybeden kimler olursa olsun, ne kazananlar kendileri kazanmış, ne de kaybedenler kendileri kaybetmiş olacaklardır. 
EĞER GENEL KURULDAN KOL-KOLA ÇIKILMAYACAKSA KAYBEDEN CHP OLACAKTIR. 
Ben bir üye olarak, tüm adaylara başarılar diliyor, CHP için, SİNOP için umudumuzu ileri taşıyacak sonuçlar alınmasını istiyorum.
Geçen yıllara yine 
" kötü oldu " demeden, bu yaştan sonra da olsa, gelecek günlere umutla bakmayı düşlüyorum.