Cengizhan ERSOY

Cengizhan ERSOY

PENCEREMDEN
[email protected]

23 NİSAN 1920 ŞARTLARI VE ULUSAL EGEMENLİK

24 Nisan 2021 - 17:14

23 NİSAN 1920 ŞARTLARI VE ULUSAL EGEMENLİK
Osmanlı Devleti’nin tarihsel son baharını
yaşadığı çalkantılı süreçte hiçbir gereği ve yararı olmaksızın,
adeta bir macera adına Almanya’nın safında girdiğimiz
I.Dünya Savaşı bitiminde yenilgimizle;  Osmanlı Devleti’nin
varlığını fiilen sona erdiren 30 Ekim 1918 tarihli
Mondros Mütarekesi’ni imzalamamızla hesaplaşma
bitmemiştir. Sarayın aciz durumunu, yenilgisi ve teslimiyetini
fırsat bilen başını İngiltere’nin çektiği saldırgan ve
sömürgeci emperyal güçler 16 Mart 1920 de
devletin ve hilafetin merkezi olan başkent İstanbul’u
resmen ve fiilen acımasızca işgal ederler.
Hukuken varlığı ve yokluğu zaten tartışmalı olan ve
Padişahın emrinde görev yapmaya çalışan
Meclis-i Mebusan da dağıtılarak bir kısım üyeleri Malta
Adasına sürgüne gönderilir.  
Bir zamanlar görkemle dünya üzerinde güçlü hâkimiyetini
sürdüren Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı ve tüm
İslâm dünyasının halifesi unvanını da taşıyan Vahdeddin ise
ülkesini işgal eden Hristiyan işgalci güçler karşısında
acziyet ve tam bir teslimiyet içinde kıvranmaktadır.
Düşmanla mücadele edeceği yerde saltanatını biraz daha
devam ettirebilmek için vatanseverlerle mücadele etmeyi
tercih eder ve Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında
idam kararı çıkartarak onaylar. Nihayette ise onursuzca
İngiltere himayesine sığınarak Malta adasına kaçar.
Osmanlı Devleti adına kesinlikle kabul edilemeyecek,
aşağılık ne hazin bir sondur bu.
Ama umutsuzluğa asla yer yoktur ve olmayacaktır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde 19 Mayıs 1919’ da
Samsun üzerinden parlayıp tüm Anadolu’ya yansıyan umut
ışıklarıyla ateşlenip başlatılan Millî Mücadele hareketiyle,
vatansever Anadolu halkının her türlü imkânsızlığa rağmen
verdiği inanılmaz destekle umutsuzluğa son verilir.
Osmanlı’nın;  kendi başkentini, tacını ve tahtını
dahi koruyamayarak düşmana teslim ettiği karanlık süreçte
saray üzerinden kendisi hakkında verilmiş olan idam
kararına rağmen, Mustafa Kemal Paşa canı pahasına
hiçbir teslimiyete boyun eğmeyip işgalcilere ve
saraya karşı inanılmaz bir dirençle amansız bir şekilde
mücadeleye girişir ve güvendiği, inandığı Türk halkıyla
birlikte kararlı mücadelesine sonuna kadar devam eder.
Bu mücadele kapsamında; Samsun’da attığı ilk adım
sonrası kurtuluş ve yeniden doğuş adına Amasya, Erzurum
ve Sivas illerinde dava arkadaşlarıyla birlikte akılcı ve
planlı olarak yürüttüğü bir dizi çalışmalar neticesinde
yurdun her köşesinden Ankara’ya davet ettiği milletin
vatansever temsilcilerini bir araya getirmeyi başarır.
Kendi başkentinde düşmana teslim olmuş ve işgalcilere
biat eden İstanbul yönetimi ise Millî Mücadele hareketinden
son derece rahatsızlık duyarak Mustafa Kemal Paşa’yı
bu hareketten caydırmak ve ihtar adına; içinde Sinop’lu
hemşerilerimiz Dr. Rıza Nur ve Yusuf Kemal Tengirşenk’in de
bulunduğu bir heyet oluşturup Ankara’ya gönderir.
Ancak bu her iki isim de nihayette Ankara’da kalıp,
teslimiyetçi saraya değil Millî Mücadeleye destekle
Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer almışlardır.
Evet o günlerin koşulları zor ve çetindir. Ancak hayal bile
edilemeyecek şekilde zorlukların üstesinden gelinerek, millî birlik
ve beraberliğin sağlanması ve adeta yeniden bir doğuşla
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerinin atılmasına
esas taşlar döşenmeye başlanmıştır. Bunun geri dönüşü de
olmayacaktır. Doğrudan padişah ve hanedanının veya tek adamın
egemenliği yerine halkın egemenliği gündeme getirilerek
‘’ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir ‘’ slogan ve söylemine
temel olacak devrimci nitelikteki kararlı adımlar atılır.
Nihayette; kendi başkentinde işgalle esir alınmış
devletin yerine yeniden diriliş ve bağımsızlık adına,
son derece imkânsızlıklar ve mütevazi şartlar dahilinde
Anadolu’nun kalbi Ankara’da  23 Nisan 1920  güneşli bir
Cuma gününde dini ritüeller eşliğinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin açılışı gerçekleştirilir.
Açılış konuşmasını en yaşlı üye sıfatıyla 1845 doğumlu
Sinop Milletvekili Mehmet Şerif Bey yapar. Sonrasında ise
yapılan seçimle Mustafa Kemal, katılanların oy birliğiyle
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçilir ve
İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) oluşturularak
yeni devletin İlk hükûmeti de kurulmuş olur.
İlk İcra Vekilleri Heyetinde Sinop’lu  Dr. Rıza Nur Maarif
Vekili, Yusuf Kemal Tengirşenk ise İktisat Vekili olarak
görev alırlar. TBMM’nin açılışı ve yeni oluşumla birlikte
Anadolu’da bağımsız son Türk Devleti’nin de temelleri atılmış
ve egemenlik saraydan / sultandan alınarak asıl sahibi olan
millete teslim edilmiştir. 
23 Nisan; meclisin açılışından bir yıl sonra 1921 yılından itibaren
‘’ milli bayram ‘’ , 1925’ten 1935’e kadar olan süreçte ise çocuklara
armağan olarak  ‘’ çocuk günü ‘’ ve  ‘’ çocuk haftası ‘’ olarak,
1935’ten itibaren de  ‘’ Ulusal Egemenlik Bayramı ‘’ olarak kutlanıyor.
TBMM’nin 101. kuruluş yıl dönümünde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha
rahmetle, saygıyla ve özlemle anıyoruz.

 






 

Bu yazı 475 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum