Cengizhan ERSOY

Cengizhan ERSOY

PENCEREMDEN
[email protected]

CEMRE

24 Şubat 2022 - 21:44

Mevsimsel olarak; Şubat ve onu takip eden Mart ayı
her yıl için bahara giden yolda müjdeleyici bir açılış kapısı
olarak kabul edilmekle cemrelerin düştüğü, doğasal olayların
 yaşandığı bir özel süreç olarak da bilinir.
Bugünlerde yine bir Şubat ayını yaşamakla birlikte;
doğanın binbir çeşitlilikte, bedenimize ve ruhumuza
sunduğu güzellikleri derinden hissederek yaşamaktayız.
Kışın sonuna gelindiğinde güneşin sıcacık parıldadığı,
kuşların cıvıldaştığı, kalplerin daha bir aşkla ve heyecanla
pozitif enerjiyle dolu attığı bahara az bir zaman kala
Şubat ayının son haftasında; geleneksel olarak
her yıl bu günlerde dillendirilip yorumlanmaya çalışılan
Cemre’den bahsedeyim istedim.
Ben bu sözcükle, ilk kez çok küçük yaşlarda
 aile içi çocukluk ortamında; yine bu mevsimde yapılan
 ‘ cemre düştüydü, düşecekti  ’ söyleşileri ve yorumları
 üzerinden tanıştım.
O çocukluk dönemindeki duygu ve düşüncelerimle
aile büyüklerimizin konuşmaları ve tarifleri üzerinden
bunun ne demek ve ne anlama geldiğini yorumlayıp,
kendimce anlamlandırmaya çalıştığımı anımsamaktayım.
O güzel ve safiyane çocukluk yıllarını yaşadığımız
zaman diliminde bizlere anlatılanların ve söylenenlerin
ne olup olmadığını sorgulamakla birlikte
hep merak içinde kalmışlığım da bir gerçektir.
Cemre denilince, nedir ve ne anlama gelmektedir?
Buna yanıt olabilecek genel ve özet anlatımla;  
cemre bahar mevsiminin hemen öncesinde her yıl üç defa
düzenli olarak yaşanılmakta olan bir dizi doğa olayını
ifade etmek için kullanılmaktadır.
Kökeni Arapça olduğu bilinen bu sözcük
ateş, ateş parçası ve kor olarak bilinip tanımlanır.
Orta Asya kökenli eski Türk-Altay halk kültürü ve
mitolojisine atıfla yapılan yorum ve açıklamalarda ise;   
"İmre (İmere/İmer) adında bir "cemre cini" olduğuna
 inanıldığı,  İmre’nin ilkbaharda görüldüğü, çok özel 
 ışıklar saçarak göğe yükseldiği, sonra buzların
üzerine yansıyarak erittiği ve devamında ise
yere inmekle toprağı ısıtarak, ısınmış topraktan
buharların yükselmesiyle birlikte çevrenin, doğanın ısındığı
böylece insanların mutlu olarak pozitif enerjiye
ulaştığı düşüncesi kabul görmektedir.
Halk arasında öteden beri  ‘ cemre düşmesi ’ olarak
ifade edilerek yorumlanmakta olan söylemin
inanış kültürü olarak yüzyıllar öncesinden günümüze kadar
ulaşarak devam ettirildiği bilinir.
Bu inanç kökenli olarak; ilk cemrenin 19 - 20 Şubat’ta havaya,
ikinci cemrenin 27 Şubat’ta suya, üçüncü cemrenin ise
05-06 Mart’ta toprağa düştüğü ve havayı, suyu toprağı
ısıttığı, doğaya can verildiğine inanılır. Bu gerçek anlamda
doğanın her yıl düzenli olarak kendini yenilemesi olayıdır aslında.
Cemre sadece havaya, suya ve toprağa düşmez.
Manevi olarak İnsanların ruhlarına da düşerek pozitif enerji verir.
Emekli öğretmen, şair ve yazar Erhan Tığlı cemre ile ilgili
yazmış olduğu şiirinin bir bölümünde;
            Suyuma cemre düştü
            Coştu ırmaklarım
            Açtı tüm çiçeklerim
            Börtü böcek gülüştü.
                        ***
           

             Kalbime cemre düştü
            Yeşerdi solgun umutlar
            Eridi kar, dindi fırtına
            Vardım yaşadığımın farkına!

diyerek bu gerçeği mısralarında dile getirir.
Nihayette yüzyıllardan bu yana yaşanmakta olan
doğa olaylarının yorumlanıp açıklanması adına;
 ‘’CEMRE  ‘’  aslında kor ve ateş anlamı yüklenen
baharın gelişini müjdeleyen, maddi ve manevi
havaları ısıtan, ilkbaharı karşılayan bir simgedir.
Korona virüs afetinin sürdüğü, bölgesel ölçekte savaş
tamtamlarının çalındığı yaşadığımız bu olumsuz süreçte;
tüm dileğimiz umutlarımızın asla yitirilmemesi,
kalplerimize ve ruhlarımıza da birer cemre düşmesidir.

 

Bu yazı 821 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum