Sinop Arkeoloji Müzesi; bulunduğu ve temsil ettiği yerel ölçekte, mütevazi şartlar dahilinde gerçekten de ülkemiz genelinde kendi alanında hizmette bulunan bir çok arkeoloji müzesine kıyasla geçmişten günümüze intikalen, envanterinde bulundurduğu son derece değerli ve birbirinden güzel eserleri tarih sever meraklı ziyaretçilerine sunarak hizmet vermektedir. Müze ana binası galerilerinde sergilenen eserler haricinde ise
bahçesi alanında sergilenen seçkin eserler ve tarihsel kalıntılarla Sinop’un geçmiş derin tarihi
günümüze yansıtılmaktadır. Bunlar arasında en çok ilgi çekenlerin başında Serapis Mabedi’ne
ait kalıntılar yer almaktadır. Serapis kimdir ve mabedin Sinop’la ilgisi nedir ? diye düşünebilirsiniz doğal olarak. Serapis, orijini eski Mısır olan bir tanrının adıdır. Dünyada tek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasından önceki süreçte eski Mısır’da çok tanrılı yaşama dayalı kült adına, Tanrı olarak kabulle sembolize edilip tapınılan Ra, İsis, Osiris, Apis, Anubis vb. gibi tanrılar arasında güneş tanrısı olarak algılanan Serapis de
yer almaktadır. Serapis kültüne, günümüz Yunan’lıların eski ataları olarak kabul edilen Hellen’ler de ortak olmakla, Serapis eski Mısır ve Yunan kültürünün birleşik tanrısı olarak nitelendirilerek kabul görmüştür.
Anlaşılan odur ki Serapis kültünün; dinsel/ tapınsal olarak filizlenip kök saldığı coğrafyanın dışına taşarak, dinsel öncelikli olduğu kadar biraz da ticari amaç ve yollarla taşınıp öncelikle Akdeniz havzası, yetmedi daha da çok uzaklara kadar nüfuz edip, Sinope / Sinop’a kadar uzanarak burada da adına bir tapınak inşa edilmesiyle yerel bölgedeki halkın dinsel ve kültürel etkinlik çemberine alınmaya çalışıldığı görülmektedir.
M.Ö. 4. yüzyılda yapıldığı bilinen Sinop Arkeoloji Müzesi bahçe alanında mevcut Serapis Tapınağı kalıntılarının da bu gerçeğin ispatı olduğu düşüncesindeyim.
Serapis kültünü kanıtlayan tarihsel bulgular ve buna dair kalıntılar
Arkeolog Prf. Ekrem Akurgal ve Alman Arkeolog Prf. Ludwig Budde tarafından 1951-1953 yılları
arasında yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları neticesinde ortaya çıkarılmıştır. O yıllardan bu döneme kadar muhtelif tarihlerde yapılan ve halen de çeşitli alanlarda devam ettirilmekte olan kazı çalışmalarıyla yer altında saklı kalmış tarihî mirasın ortaya çıkartılması Sinop için gerçek anlamda bir kazanım olmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR