BELEŞ KENT!

Sinop’ta olması gerektiği gibi bir turizm anlayışı yok gibi. Sanırım beleş tepe mantığı ile yürütülen bir turizm anlayışı hâkim. Ya paramız çok ya da paraya ihtiyacımız yok! Nedeni mi? Cevabı köşe başınızda…

Biz enayi miyiz? Turizm kenti denilen şu memlekette, bana enteresan gelenlerin başında “otoparkta beleşçilik” geliyor. Kentin muhtelif noktalarında otoparklar, zaten tencere kadar olan kentimizde ciddi de bir trafik sorunu var. Üstelik eskisi gibi sadece yaz aylarında değil, dört mevsimlik bir sorun haline geldi. Trafik komisyonunun ne işlerle uğraştığı bilmiyorum ancak başlıca olan bu sorunu görmezden geldiği kesin. Eğer böyle olmasaydı, trafik ve park sorununa bir çözüm üretilirdi. İşin çözümü masanın üzerinde ama masanın etrafındakiler nerede? Sinop Belediyesi geçtiğimiz yıl trafik komisyonuna bazı öneriler sunmuş ancak trafik komisyonu uygun bulmamıştı. Kısacası sarı ışıkta bekleyen bir trafik komisyonunun eseridir bu kentin trafik keşmekeşi! Sorunun çözümü aslına baktığınızda çok kolay. Girişine ve çıkışına hakim olabileceğiniz bir kentte, neyi çözemiyorsunuz? Bir tarafından girişini, diğer tarafında da çıkışını verseniz zaten işi çözeceksiniz. Güneyinden gir, kuzeyinden çık! İşte bu kadar. Sadece yapmak istemeniz, fikir üretmeniz ve istikrarlı olmanız yeterli! Sadece giriş çıkış sorunu yok tabii.. İşin birde park sorunu var. Gelişi güzel park, bence çok ciddi bir sorun. Hatta en büyük sorun… Zincir marketler konusu  için verilen düzenleme sözünü yakındır hatırlatmam!
BELEŞ PARK!
Otopark demişken, anlamadığım bir husus var! Bizim belediyemizin ya parası çok ya da paraya ihtiyacı yok. Hizmet için iki şey gerekiyor; vizyon ve para! Bu ikisinin bulunmadığı bir kent, koşu bandında yürümekten ileri gidemez. Vizyon olarak “eskiyi andıran bir tutum var diyemem.” Sayın Başkan Ayhan’a soruyorum; neden otopark ücreti almıyorsunuz? Gerçekten paraya ihtiyacınız yok mu? Gazi caddesi, Enver Bahadır Caddesi başta olmak üzere kentin neredeyse bütün caddeleri otopark gibi kullanılıyor. Neden belediye olarak kentin kazancına dönüştürmüyorsunuz? Tepki almaktan mı korkuyorsunuz? Türkiye’nin hangi turizm kentinde böle bir uygulama yok? Velev ki yok, bundan bize ne? Turizm denildiğinde etinden, sütünden yararlanmak gerekiyor. Neden bu beleşçilik? Beş lira otopark parası veremeyenin tatilde işi ne? O itiraz edenler, başka illere gittiğinde gördüğü ilk otoparka girenler değil mi? Gelenlerin çöpünü, sokağını, sahilini temizle, kısmi de olsa cankurtaranını sağla ama para alma! Her şeyin bir bedeli var! Tatile gelmesini biliyorsan, bedelini de ödeyeceksin arkadaş! Yok öyle beleş tatil. Hizmet istiyorsan karşılığını vereceksin. Karşılık alıyorsan da hizmetini vereceksin… Yaprağına cayır cayır, sapına gelince meee! Yok öyle….
Bu kent ilerlemiyor!
Ajans Sinop olarak, deyim yerinde ise 153 gibi çalışıyoruz. Bundan şikayetçi de değiliz. Sizler, sorunun çözüm kaynağı gördüğünüz için arıyorsunuz biliyorum. Yetkililer de sağ olsunlar, bizim ulaştırdığımız sizin sesinizi duyuyorlar. Bu anlamda bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bir kentin gelişip gelişmediğini, yapılan ihbarlardan anlayabilirsiniz. Ajans Sinop’a gelen ihbarlara bakıldığında gelişmişlikten çok söz etmek mümkün görünmüyor. Özlemediğimiz ama gelmeyen bir ihbar var o da; sahillerin kirliliği. Bu şikâyeti almıyoruz artık. Şunu demek istiyorum; Meydan Projesi, Çevre yolu vs.  Bunlara kapılıp gitmeyelim.  Bu projeler olurken de günlük yaşamı unutmayalım.  Gelişim adına devasa projeler için adımlar atılıyor. Kentin yetkilileri, yarınları inşa ederken, günümüzü unutmaması gerek. Trafik ve park sorunu, Trafik komisyonunun alacağı bir karar bakıyor, peki onlar nereye bakıyor?
Bakmak yetmez, görmekte gerek…