Başlangıçta cazip gibi görülen ancak sonralarında özel sektöre “darbe” gibi inen Toplum Yararına Program (TYP), kime yarıyor? Gerçek yüzü nedir? İyi mi oldu yoksa kötü mü? Hep birlikte bunu tartışalım…
İŞKUR'un hayata geçirdiği Toplum Yararına Program (TYP) işsizlikle boğuşan vatandaşlara geçici süre ile iş imkânı sağlanıyor. Program sayesinde, devletin içerisinde istihdam sağlanıyor. Kısacası, devlet kendi işçisini kendisi alıyor. Sadece devlet değil, özel sektörde yararlanıyordu! Neden “yararlanıyordu?” çünkü artık özel sektörün pek yararına değil gibi… Neden mi? Ülkemizde iki büyük sıkıntı var! İşsizlik ve işçisizlik… İşsizliği anladık ama işçisizlik nedir? Diyeceksiniz. TYP, tamda burada devreye giriyor. Şöyle düşünün; Önünüzde iki alternatif var. Birincisi özel sektörde gireceksiniz ve alnınızın teri ile çalışacak, paranızı alacaksınız. Bir diğer seçenek ise, TYP ile bir devlet dairesine girecek çalışıyormuş gibi görünecek, devletin dairesini kendinize arka bahçe yapacaksınız. (Hakkıyla çalışanları tenzih ediyorum) Kusura bakmasın kimse ama TYP ile işe girenlerin birçoğunun işi tamamen arazi olmaktan başka bir şey değil. TYP ile işe girildiğinde devlet dairesinde bir masaya üç çalışan düşmüyor mu? Kimse kimseyi kandırmasın, durum aynen böyle…
Bu sorun ülkenin kanayan yarası haline gelmiş durumda! Mesela Sinop’u ele alalım. Tekstil fabrikaları Alaçam’dan servisle işçi taşıyor. “İşsizlik var” denilen Sinop’ta özel sektör işçi bulamıyor. Bu ne tezatlıktır? İşsizlik yok, iş seçme, kolaya gelme var! Sabahtan akşama kadar çalışıp evine ekmek götürmek varken, yan gelip yatarak para kazanmayı kim seçmez değil mi? ( Hakkıyla çalışanları tenzih ediyorum) Dükkanların camlarında “eleman aranıyor” yazısından geçilmiyor ama işsizlik var öyle mi? Organize Sanayi Bölgesi işçisizlikten yıkılırken, yatımcı işçi olmadığı için Sinop’a fabrika kuramazken işsizlik var öyle mi?
Ne yapılmalı?
Toplum Yararına Program (TYP) kamu kurum ve kuruluşlarında verilmemeli! Bu tamamen ortadan kaldırılmalı. TYP, özel sektör haricinde uygulanmamalı! Kamu da çalışanların performansları arttırılmalı. Sadece imza çizelgesiyle değil, fiziki olarak da denetlenmeli. Kamu, kendi içerisinde şirketler kuruyor, TYP’den işçiyi alıyor, hadi gelsin paralar! Peki, özel sektör ne olacak? Burada kimsenin ekmeğine dil uzattığım falan yok! Sadece işin kolayını sağlayarak özel sektörde yaşanan personel sıkıntısının ortadan kaldırılmasını istiyorum. İnsanların ağaç gölgesinde değil, çalışarak para kazanmasını temenni ediyorum. Rahatı varken zoru kim seçer ki? Devlet, bu işin farkına varacak, siyaset TYP’yi seçim materyali olarak görmeyecek. Böyle giderse, fabrikalar kapanacak, gölgelikte elense yapanların sayısı artacak. Kendini kolaya çeken işçi, çalışacak bir iş yeri bulamayacak. Bakalım siyasetçiler ve devlet erkanı ne yapacak?...
***
ÖLÜME SİMİT ATILMAZ!
13 Yaşında ve Kuran kurusuna gidiyordu. Okuyacak, hayallerini gerçekleştirecekti. Tek derdi biraz serinlemekti. Yüzme bilip bilmemesi önemli olmasa da cankurtaranı görünce rahatlamış, güvenmişti… Bilmiyordu! Cankurtaranın kendisini ölüm ile yaşam arasından çekip çıkartamayacağından habersizdi… Atladı maviliklere, suya düşen ateş olduğundan habersiz! Siz şimdi buna “ Ecel” diyenler var mı? Yaprak gibi cankurtaran belgesi dağıttınız. Parayı gönder belgeyi al yapılıyor. Eğitimler kağıt üzerinde yapılıyor. Türkiye Sualtı Federasyonu ayakta uyuyor. Ölüme simit attınız, bununla yetindiniz. Yaşam sizin için bu kadardı! Her biriniz hesap vereceksiniz. Önce bu dünyada sonra öbür dünyada. Bu işin peşini bırakmayacağım. Herkes tek tek hesap verecek. O cankurtarana belge nasıl verildi? Belediye işe alırken mülakat yaptı mı? Eğer işin içinden torpil çıkarsa, o zaman Bayrak dalgalanır bu memlekette…